Andrea Bocelli’nin ‘Umut için Müzik’ konserini beklerken aldım Peter Bonetti’nin ölüm haberini. Üç direk arasındaki çevikliğinden kedi lakabını alan oyuncunun ayrıca arkadaşlarına eliyle attığı uzun paslar zamanının çok ötesindeydi...

Bocelli’den Bonetti’ye...Bir pazar akşamı

Kocaman bir katedral… İki kişi… Biri org çalıyor, öteki sesiyle milyonlara umut oluyor... Virüs illeti nedeniyle evlerine kapanmış insanların pençelerinden çıkan notalar gözleri dolduruyor…

Önceki akşam Milano’nun simgesi Duomo’da Andrea Bocelli konseri vardı. ‘Umut için Müzik’ konserinde görme engelli sanatçı bir org eşliğinde ilahiler söylerken, dünyanın dört bir köşesindeki büyük şehirlerden gösterilen boş caddeler bugünleri özetliyordu…

Biraz eski performansından uzak olsa da, o katedralde onun sesinin çınlaması aslında o kadar manidar ki…

1958 yılıydı… Şarapçılık diyarı Tozkana’nın küçük La Sterza köyünde şarapçılık yapan Bocelli çiftinden Edi hamileydi. Apandisit teşhisi konan kadına çok ağır ilaçlar verilmişti. Onu muayene eden doktorlar çocuğunun engelli olacağını söylüyor, kürtaj yaptırmasını tavsiye ediyordu.

Karı koca kendilerine söylenenlere kulak tıkıyor, 22 Eylül 1958’de doğan çocuklarına Andrea ismini veriyordu. Bebeğin gözleri doğuştan problemliydi. Birkaç aylıkken mavi gözlerindeki acıyı fark eden annesi, onu doktora götürmüştü. Duydukları korkunçtu, konjenital glokom teşhisi konan minik eninde sonunda kör olacaktı.

Umutlarını kaybetmeyen Bocelli çifti sayısız uzmana gidiyor, küçük Andrea defalarca ameliyat masasına yatıyordu. Ama her şey nafileydi, 12 yaşında gözlerini futbol oynarken tamamen kaybetmişti. Kalede dururken gözüne gelen top her şeyi noktalamıştı. Son çare olarak doktorların sülüklere başvurması, dikkat çekici bir detaydı.

Liseyi bitirdikten sonra hukuk eğitimi alan delikanlı, aslında müzikle hayata tutunmuştu. İlk piyano derslerine başladığında henüz 6 yaşındaydı. Daha sonra birçok enstrüman çalmayı da öğrenen ufaklık, büyük tenorları da dinleyerek büyüyordu. İlk şarkı yarışmasını 14 yaşındayken kazanan Andrea, üniversite tahsili sırasında da barlarda söyleyerek para kazanmıştı.

1992’de İtalyan rock şarkıcısı Zucchero, albümünde kullanılmak üzere tenorlara demolar kaydettiriyordu. Bunları dinlettiği dünyaca ünlü tenor Luciano Pavarotti, birisine hayran kalmıştı. O, 34 yaşındaki Andrea Bocelli’den başkası değildi. O günden sonra şöhret basamaklarını koşarak tırmanan o büyülü ses, kısa süre içinde Pavarotti’yle de sahne alacak, Papa için bile şarkı söyleyecekti.

Bocelli’nin Leicester’ın 2016’daki Premier Lig şampiyonluğundan sonra King Power Stadyumu’nu çimlerine çıkıp vatandaşı Claudio Ranieri’nin yanında sahne alması unutulmazdı. Tribünler adına tezahürat yaparken, o önce Nessun Dorma aryasını, sonrada tüm dünyada tanınmasını sağlayan şarkısı “Con te partiro”yu söylemişti.

Juventus’tan hiç hazzetmeyen, Inter taraftarı olan tenor, takımının 2010 yılında Şampiyonlar Ligi zaferine ulaştığı cumartesi akşamını arkadaşlarıyla geçirmişti. Onlar finali izlerken, o radyodan dinliyordu. Radyo yayını daha erken geldiğinden, Diego Milito’nun gollerinde ilk o çığlık atmıştı!

‘Umut için Müzik’ konserini beklerken aldım Peter Bonetti’nin ölüm haberini. Chelsea formasıyla bir Federasyon Kupası, bir Lig Kupası, bir de Kupa Galipleri Kupası şampiyonluğu yaşayan kaleci, birçok meslektaşına göre kısaydı. Üç direk arasındaki çevikliğinden kedi lakabını alan oyuncunun, ayrıca arkadaşlarına eliyle attığı uzun paslar zamanının çok ötesindeydi.

Maviler’in sıradan sayılabilecek bir zamanında 729 maça çıkan Bonetti, milli takımda da yedi defa sahne almıştı. İngilizlerin efsanevi kalecisi Gordon Banks’in yedeği, 1970 Dünya Kupası çeyrek finalinde yediği goller nedeniyle yarım yüzyıldır Ada’da günah keçisi muamelesi görüyordu.

Bir önceki turnuvanın rövanşı niteliğindeki mezkûr karşılaşmada İngiltere’yle Federal Almanya kozlarını paylaşmıştı. Banks hastalınca kale müzmin yedeğe kalmıştı. İki farkla öne geçen futbolun beşiği üstünlüğünü koruyamıyordu. İlk golde Franz Beckenbauer’in ceza sahası dışından çektiği şutu kollarının altından kaçıran Bonetti, karşı karşıya pozisyonda Gerd Müller’e hayır demişti. Uwe Seeler’in skoru eşitleyen garip kafa vuruşunda da uzatmalarda Müller’in yarı finali getiren vuruşunda da iyi pozisyon alamayan file bekçisi, bir daha milli formayı terletmemişti.

Uzun süredir hasta olan Bonetti 78 yaşındaydı. Babamdan da defalarca dinlediğim “kedi”nin siyah-beyaz fotoğraflarına bakarken, konser başlıyordu…

İşte bu tarihi akşamın başında Bocelli’nin söylediği Panis Angelicus ilahisinin sözlerini şöyle çevirmek mümkün…

Meleklerin ekmeği

Olsun insanın ekmeği

İlahi ekmek

Son versin şekillere

Ah nasıl bir mucize!

Doyuruyor Tanrı’nın bedeni

Yoksulu, yoksulu,

Hizmetkârı ve mütevazıyı…

Sanki bu karantina günlerinde pek bir manidar ya neyse…