AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasıyla başlayan Boğaziçi Direniş, kayyum Naci İnci döneminde de devam ediyor. 642 gündür süren direnişte bir kez daha “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” denildi.

Boğaziçi Direnişi 642. gününde sürüyor: ‘Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz’
Fotoğraf: Ahmet Ersoy (@habbevekubbe)

Rektörlüğüne AKP’li Melih Bulu’nun atanmasının ardından başlayan Boğaziçi Direnişi 642. gününde de devam ediyor. 642. günde yayımlanan 86 sayılı bültende bir kez daha “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” denildi.

Bültende, “Bugün 7 Ekim Cuma. Nöbetimizin 434., direnişimizin 642. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz” ifadeleri kullanıldı.

“Üniversite özerkliği ve akademik özgürlük için iki yıla yaklaşan bir süredir her alanda kararlılıkla yürüttüğümüz haklı mücadelemizi hukuki düzlemde de sürdürüyoruz” denilen bültende, “Boğaziçi Üniversitesi’nde 5 Şubat 2021 tarihli bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile üniversitenin haberi ve onayı olmadan iki yeni fakülte açılmıştı. Eğitim-Sen bu tepeden inme uygulamanın Anayasa’da belirtilen üniversite özerkliği maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle konuyu Danıştay’a taşımıştı. Bu hafta, söz konusu dava ile ilgili olarak Danıştay Savcısı yazdığı görüşte; fakülte kurma hakkının cumhurbaşkanına verilmesinin, Anayasa’nın 130’uncu Maddesi’ne uymadığını, üniversite özerkliği doğrultusunda fakültelerin kanunla kurulması gerektiğine işaret etti. Danıştay savcısı bu ifadesiyle Boğaziçi Üniversitesi’ne dayatılmış bu iki fakültenin gayrimeşruluğu konusunda başından beri savunduğumuz görüşleri teyit etmiş oldu. Üniversitenin ilgili kurullarında görüşülmeden bir gecede kurulan, seçilmiş dekanı olmayan, lisans programları, akademik kadro istihdamları usule aykırı olarak gerçekleştirilen bu iki fakülte hakkındaki kararın, bilimsel, demokratik, özerk üniversite ilkelerine dayanılarak verileceğine inanıyoruz” ifadelerine yer verildi.

Ayrıca bültende şu ifadeler yer aldı:

“Üniversitemizde her sene düzenli olarak Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği tarafından Güney Meydanda gerçekleştirilen ve bu sene 9 Ekim Pazar günü yapılması planlanan Mezunlar Günü buluşması kayyım yönetim tarafından engellendi. BÜMED’in konu ile ilgili talebini uzun süre sürüncemede bırakan, organizasyona günler kala verdiği cevapta da “Güney Meydan ve çevresinde süregelen çalışmaların tamamlanmamış olması”nı gerekçe göstererek mezunların kampüse girişini engelleyen kayyım yönetimi, üniversite bileşenlerine karşı takındığı hasmane tutumu sürdürdü. BÜMED’e mezunlar günü organizasyonu için ileri bir tarihin değerlendirilebileceği bildirilmiş olsa da Güney Meydanda yakın zamanda yapılan geniş katılımlı etkinlikler düşünüldüğünde sunulan gerekçenin ve sonrasına dair yapılacak değerlendirmelerin inandırıcı olmadığı açıktır. Kayyım yönetiminin darbe dönemlerini aratmayan yasakçı tavrı yüzünden Boğaziçi Üniversitesi kampüsleri öğrencilerin, öğretim üyelerinin ve mezunların özgürce bir araya gelip etkileşimde bulunabilecekleri mekânlar olmaktan çıkmıştır. Naci İnci yönetimine kampüslerimizin ne kışla ne de keyfî buyruklarla yönetebilecekleri kendi özel bahçeleri olmadığını, bir kamu üniversitesine ait ve tüm bileşenlerimizin erişimine açık kamusal alanlar olduğunu hatırlatıyoruz.

Üniversitedeki gayrimeşru uygulamalar bir an önce sona ermelidir. Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksek okul müdürü seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz ve haksızca işlerine son verilen dekanlarımız ve enstitü müdürümüz bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Atama ve yükseltme kriterleri hiçe sayılarak, bölüm, fakülte ve enstitülerin onayı alınmadan, tepeden inme kararlarla yapılan tüm atamalar gayrimeşrudur, geri alınmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Gayrimeşru yönetim tarafından gerekçesiz şekilde el konulan İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası eski işlevine kavuşturulmalı, yeniden araştırmacıların kullanımına sunulmalıdır. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz. Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarımızın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini, ayrıca öğrencilerimiz, akademik ve idari personelimiz hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını bir kez daha talep ediyoruz. Üniversitemizi yılmadan ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz.

Bizler her iş günü her öğlen bu meydanda toplanıyor, rektörlüğe sırtımızı dönüyor, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamaların hiçbirini kabul etmediğimizi, ilkelerimizden vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz. Kamuoyuna ilkelerimizin arkasında olduğumuzu, insan haklarına, bilimsel düşünceye saygılı, demokratik bir üniversite ortamı kurulana kadar bu direnişten vazgeçmeyeceğimizi yeniden ve ilk günkü kararlılığımızla duyurur, bu mücadeleyi öğrencilerimize, mezunlarımıza, tüm topluma olan borcumuz olarak gördüğümüzü ifade etmek isteriz.

Türkiye’de özgür, özerk, demokratik ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar,

Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz.”