AKP'li Cumhurbaşkanı tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan Melih Bulu'ya karşı protestolar 18. gününde devam ediyor. Güney Kampüsü'nde onur yürüyüşü yapan LGBTI+'lar ve kadınlar, "Kayyum atanan tüm üniversitelerde bu karanlık zihniyetle mücadele etmeye devam ediyoruz!" dedi.

Boğaziçi direnişinde 18. gün | Güney kampüsünde onur yürüyüşü

HABER MERKEZİ

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Boğaziçi'ye rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu’ya yönelik protesto eylemlerine devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi'nden kadınlar ve LGBTI+'lar Güney Kampüsü içinde onur yürüyüşü düzenleyerek 'Kayyumluk' adını verdikleri rektörlük binası önünce bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

"Bir bebekten bir katil yaratan karanlığa; bizleri cinsiyet kimliğimize, cinsel yönelimlerimize, etnisitemize, inancımıza veya inançsızlığımıza, sınıfımıza ve dilimize göre ayrıştırmaya çalışan nefrete; atanan kayyumlar başta olmak üzere özgür düşünceyi ve çok sesliliği zaptetmeye çalışan tek tipçi zihniyete karşı buradayız" diyen öğrenciler mücadelelerine devam edceklerini vurguladı.

"Çeşitli bahanelerle basın hürriyetini medya kuruluşlarına, yerel halk iradelerini ise belediyelere atadıkları kayyumlar ile gasp edenlerin bugünkü hedefi ise özgür ve özerk olması gereken üniversiteler" denilen açıklamada, "Kendinden olmayanı terörist ilan eden iktidarın pratikleri ise yine aynı: kolluk kuvvetleri, medya manipülasyonu, hedef göstermeler, sosyal medya troll’ükleri, baskı ve korku politikaları... " ifadelerine yer verildi.

'ONUR YÜRÜYÜŞLERİ GÜNEY KAMPÜSE SIKIŞTIRILDI'

Açıklama şu ifadelerle devam etti:

"Tam 20 gündür akademisyeni, emekçisi, öğrencisi ve mezunuyla tüm Boğaziçi bileşenleri olarak bizler topyekün bu antidemokratik atamaya karşı omuz omuza mücadele veriyoruz. Çünkü biz bu kayyumu bir öncekinden tanıyoruz. 2016’da okulumuzda yapılan seçimlerde oyların %86’sını alarak rektör seçilen Gülay Barbarosoğlu’nun görevinin başına geçmesi engellenmişti. Yerine atanan Mehmed Özkan’nın kayyum olarak yaptığı ilk icraatlarından biri 2017 senesinde BÜLGBTİ+’nın yürütücülüğünü üstlendiği Hande Kader Bursunu, tüm gereklilikler tamamlanmış olmasına rağmen iptal etmekti. Aynı sene yandaş medyada hedef gösterilen Kuir Performans gecesi kayyumluk tarafından iptal edilmeye çalışıldı. Boğaziçi Onur Yürüyüşleri emniyet amirlerinin “Müdahale ederiz!” tehditlerinin sonucu olarak 2017’den itibaren Güney Kampüse sıkıştırıldı. Halihazırda saldırı altında ve yetersiz olan cinsiyetsiz tuvaletlerin sayısı gitgide azaltıldı.

Yine Özkan yönetimi aracılığıyla hükümetin ahlakçı ve normatif politikaları Kilyos Sarıtepe Kampüsünden başlayarak uygulamaya konuldu, okulumuzun özgürlükçü ilkelerine saldırıldı. Başta Kilyos’ta olmak üzere karma yurtlar kaldırıldı, YADYOK binasına gece girişler engellendi, güvenlikler kayyumdan aldıkları cesaretle öğrencileri “hizaya sokma”yı kendilerine görev bildi.

ÖĞRENCİ YURTLARINA ŞAFAK BASKINI

2018’de gecenin bir yarısı kampüslere girişlerine kayyum tarafından izin verilen özel harekât polisleri, öğrenci yurtlarına şafak baskını yaparak 5 arkadaşımızı yaka paça gözaltına aldı. Olayın sabahında bu gözaltıları protesto etmek isteyen öğrenciler, basın açıklaması yapmalarına izin verilmeden Kuzey Kampüse bir ordu gibi giren polisler tarafından dağıtıldı, 7 arkadaşımız daha gözaltına alındı. Aylarca hukuksuz bir biçimde tutuklu yargılanan 31 arkadaşımız polis tarafından darp edildi, işkence gördü ve LGBTİ+fobik şiddete maruz kaldı. Polislerin kampüslerde GBT kontrolü yapmasıyla ve sivil polislerin öğrencileri taciz etmeleri ile başlayan süreç, okulumuza turnikelerin ve güvenlik kameralarının getirilmesiyle pekişti.

2019’da BÜLGBTİ+’nın kulüp üyelerine attığı e-posta sosyal medyaya sızdırıldı. Başlatılan linç kampanyasında arkadaşlarımız fotoğrafları kullanılarak asılsız iddialarla ifşalandı, hedef gösterildi, üyeler nefret söylemine ve tehditlere maruz kaldı. Üniversite yönetimi ise saldırı altındaki öğrencileri yalnız bırakmakla kalmadı, haklarında disiplin soruşturması başlattı. Bu süreçte sosyal medyada LGBTİ+fobik açıklamalar yapan Nesrin Özören’in Etik Kurula sevki için dilekçe toplandı lakin yüzlerce kişinin imzacısı olduğu bu dilekçeyi kayyumluk hiçbir gerekçe göstermeden reddetti, üstüne Özören Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü başkanı yapıldı.

Benzer bir biçimde, emek sömürüsüne karşı haklı mücadeleleri gözaltılar ve davalar ile sindirilmeye çalışılan Bimeks isçilerinin eylemleri yok sayılarak, Bulu’nun intihalli tezinde de imzası bulunan, hırsız ve dolandırıcı Vedat Akgiray, İş Etiği dersleri vermeye devam etti ve kayyumluk kendisine karşı herhangi bir yaptırımda bulunmadı.

bogazici-direnisinde-18-gun-guney-kampusunde-onur-yuruyusu-832079-1.

'NEFRET SÖYLEMLERİNE MARUZ BIRAKILDIK'

Şimdi ise I. Kayyum yönetiminin tamamlayamadığını, Melih Bulu’yu okulumuza atayarak gerçekleştirmek istiyorlar. 1 Ocak’ta antidemokratik bir biçimde üniversitemize ikinci kez kayyum atanmasının ardından tam 20 gündür Hisarüstü ve Boğaziçi Üniversitesi’nin dahil olduğu yaşam alanlarımız polis ablukasında. Yalnız bu süreçte 45 arkadaşımız gözaltına alındı; antidemokratik atamalara karşı ses çıkardığımız için kapılarımız, duvarlarımız kırılarak evlerimize baskın yapıldı; terörist ve provokatör ilan edildik. Bizleri politik birer özne olarak görmeye dayanamayanlar hem sosyal medyada hem de ana akım medyada kimimize başörtüsü, kimimize LGBTİ+ kimliği, kimimize de Ermeni veya Kürt kimlikleri üzerinden saldırdı; hedef gösterildik. Gözaltına alınan Havin ve Yıldız arkadaşlarımız hem Kürt hem de LGBTİ+ oldukları için nefret söylemlerine maruz kaldı, tehdit edildi ve ayrımcılığa uğradı. Çıplak aramalarla, taciz ve tecavüz tehditleriyle mücadelemizi sindirmeye çalıştılar.

KAMPÜS KAPILARINA KELEPÇE

Birkaç yıl önce okulumuza turnike getirenler şimdi de kampüs kapılarına kelepçe vurmuş, bizlerden hem öğrenci hem nüfus kimliğimizi polislere göstermemizi bekliyor; üstelik sivil polisler okulda ellerini kollarını sallayarak dolaşırken ve dur durak bilmeden kayıt aldıkları kameralarıyla, sözlü tacizleriyle, üzerimize diktikleri nefret dolu bakışlarıyla yaşam alanlarımızı işgal etmişken!

Kayyumların boyunduruğu altına sokulmaya çalışılan yalnızca Boğaziçi Üniversitesi de değil. Kayyum Verşan Kök, ODTÜ’de örgütlü mücadele yürüten LGBTİ+’ların topluluk kurma taleplerini bürokratik dolambaca sokarak aylarca reddettiği gibi 2019 yılındaki ODTÜ Onur Yürüyüşünü kampüse girmelerine izin verdiği polis kuvvetleri aracılığı ile şiddet kullanarak engellemeye çalıştı. Doğrudan okul içine yapılan müdahalelerle arkadaşlarımızın gözaltına alınmasına, haklarında dava açılmasına adeta alkış tuttu. Benzer bir biçimde, Hacettepe Üniversitesi kayyumluğu Ankara Valiliğinin mahkemelerce hukuka aykırı bulunan yasak kararını bahane ederek hâlâ Kuir Araştırmaları Kulübü’nün faaliyetlerini durdurmaya çalışıyor. Kayyum atanan tüm üniversitelerde bu karanlık zihniyetle mücadele etmeye devam ediyoruz!

bogazici-direnisinde-18-gun-guney-kampusunde-onur-yuruyusu-832080-1.

'BİZ BURADA KALACAĞIZ'

Biz, Boğaziçili LGBTİ+’lar ve kadınlar olarak, her şeyin farkındayız. Başta Boğaziçi olmak üzere üniversitelerdeki mücadelelerin takipçisi, iradeleri gasp edilen halkların, sesleri kesilen muhalif basının, emek sömürüsüne karşı mücadele eden işçilerin ve emekçilerin de destekçisiyiz. Bugün Hisarüstü’nü, Boğaziçi’yi, akademik özgürlükleri, medyayı, yerel yönetimleri, halkların iradelerini abluka altına alanlar elbet bir gün gidecekler; biz, tüm adaletsizliklere karşı yılmadan mücadele edenler olarak, burada kalacağız.

Ne fobileriniz ne tacizleriniz ne de tehditleriniz bizi yıldıramayacak. Çünkü ne yanlışız ne de yalnız! Ve biliyoruz ki: “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”


Öğrenciler 'Kayyumluk' önünde yaptıkları açıklamanın ardından Güney Kampüsü girişinde toplanan polise karşı da basın açıklamasını tekrar gerçekleştirdi.

Fotoğraflar ve video: Can Ünaldı - Behram Evlice