Boğaziçi gelenekleri yok sayılmak isteniyor

Dilan ESEN

AKP'li Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi Senatosu'nun işlevsizleştirilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Seçilmişler yerine atanmış müdür, dekan ve rektörün bulunduğu üniversitenin karar mercii Senato'da birçok hukuksuzluk yaşandı. Mükerrer oy kullanımı buna bir örnek oldu. Rektör atamasının ilk gününden beri direnen öğrenci ve akademisyenler, üniversitenin yapısının değiştirilmek istenmesine ilk günden bu yana "Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz" diyerek karşı çıkıyor.

Boğaziçi Üniversitesi'nde 15 yıl Senato üyeliği yapan emekli Prof. Cevza Sevgen, tüm yaşananları, senatonun geldiği durumu BirGün'e anlattı.

2020'nin sonuna Senato’nun seçilmiş üyelerden oluştuğunu söyleyen Sevgen, daha önce münakaşa değil fikir tartışmalarının yapıldığını aktardı. Sevgen, şunları dile getirdi: "Vekaleten oy atma, mükerrer oy verme, senato gündeminin eklerini senatörlere önceden göndermeme gibi durumlar yaşanmazdı. Mükerrer oy verilmesi Boğaziçi’nde daha önce görülmemiş bir durum. Senato gündemindeki maddeler hep bölümler ve fakültelerden gönderilen konulardı, bunlar senato toplantısında görüşülmeden önce çeşitli komisyonlar tarafından incelenir, sonra senatoya gelirdi. Yani bir sürü filtre vardı. Rektörlük nadiren kendisi madde gündeme getirirdi. Şimdiyse tam tersi bir durum söz konusu. Özetle, eskiden Boğaziçi’nde yönetişim yatay ve şeffaftı. Aşağıdan yukarı bir kurullar demokrasisi vardı."

bogazici-gelenekleri-yok-sayilmak-isteniyor-889501-1.

OY KAYGISI

"Hiç bir planlama yapılmadan bir gecede kurulan iki yeni fakültenin yanı sıra şimdi iki yeni enstitü kurmak istiyorlar, böylece senatoda atanmış üye sayısını arttırmaya çalışıyorlar; mükerrer oyun yanı sıra, senatoda daha çok iskemle, dolayısıyla oy sahibi olmak istiyorlar" diyen Sevgen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Zaten üniversite yönetim kuruluna üye seçtirmemelerinin nedeni de oy kaygısı. Rektör yardımcılarından biri aynı zamanda iki ana enstitünün birden müdür vekili. Bizim seçtiğimiz iki ana enstitü müdürü ve bir dekan ise atanmadı, oralara rektör yardımcıları vekil olarak atandı. Bu da altı ay öncesine kadar düşünülemeyecek bir durum."

Senatonun bir dersin kredisinin değişmesinden program değişikliklerine, yeni bir bölüm kurulmasına kadar tüm akademik konulara baktığını söyleyen Sevgen,"Şimdi yukarıdan bizi idare etmeye çalışan bir yönetim var. Böyle bir idare akademik kurumlara uymaz ve uymuyor. Sonunda Boğaziçi’nin sadece ismi kalsın diye mi çalışılıyor acaba? Bu yöntem Boğaziçi’ni ilk 100’e çıkarmak değil, Boğaziçi’ni Boğaziçi olmaktan çıkarmak."