İddianamenin kabulünün ardından 97 kişinin yargılanmasına bugün İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı.

Boğaziçi protestoları nedeniyle yargılanan 97 kişinin davası başladı

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanan, yaklaşık 6 ay sonra da görevden alınan Prof. Dr. Melih Bulu'yu protesto ettikleri için 97 kişi hakkında; “toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet” suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan davaya başlandı. Duruşmaya yarın devam edilecek.

Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasıyla ilgili olarak 1 Şubat'ta düzenlenmek istenen protesto gösterileri kampüs içinde ve dışında toplam 159 kişinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma sonucunda 97 kişi hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlamıştı.

İddianamenin kabulünün ardından 97 kişinin yargılanmasına bugün İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Pandemi gerekçesiyle ilk duruşmaya 50'ye yakın sanık ve avukatları katıldı. Duruşmada kimlik tespitinin ardından sanıkların ilk savunmaları alındı.

Ahmet Can Sarıkaya, savunmasında gazeteci olduğunu belirterek, “Boğaziçi olaylarını bir süredir sosyal medyadan takip ediyordum. Basın açıklamasının yapılacağı noktaya giderken, henüz varmadan polisler tarafından ters kelepçeyle gözaltına alındım” dedi.

Öğrenci Ahmet Safa Ercan ise “Hacettepe Üniversitesi'nde öğrenciyim. Boğaziçi’ndeki öğrencilerle dayanışmak için gittim. Polis herhangi bir ihtarda bulunmadan herkesi gözaltına aldı. Saatlerce ters kelepçeyle bekletildik” diye konuştu.

"POLİSLER ÜZERİMİZE ARABA SÜRDÜ"

Öğrenci Azat Aksoy da savunmasında şunları söyledi:

“1 Şubat günü üniversite önünde çağrı yapılmıştı. Güney kapıya varmadan, otobüsteyken, Etiler'de polisler üzerimize araba sürdü. Orada tek yaptığımız otobüs durağında olmaktı. Herhangi bir eylemlik durumumuz yoktu. Polis üstümüze gelince kaçtık. Biz de bunun üzerine Bebek sahilde açıklama yapmak istedik. Polis amiri gelip, bize müdahale etmeyeceklerini söyledi. Videolarda var, ‘Aşağı bak' diyen amirdi. Gelip talimat verdi ve polisler uyarıda bulunmadan bizi gözaltına aldılar. Biz oradaydık. Boğaziçi direnişinin bir parçası olduk. Ne atanan rektörlere karşı çıkmak suçtur, ne de orada bulunmak suçtur. Boğaziçi eylemlerine yönelik yapılan gözaltılar hukuktan uzaktır. Bir talimatın ardından onlarca öğrenci gözaltına alınıyor. Benim bugün 2 dersim vardı şurada derse girmeye çalıştım ama giremedim. Burada ne işim var diyesim geliyor.”

“YARGILANMASI GEREKENLER POLİSLER OLMALIYDI”

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencisi olduğunu belirten Azat İzci, "Bizim üniversiteye de kayyum rektör atanmıştı. Boğaziçi'nin çağrısını gördüm ve gitmek istedim. Gidemedim ama. Yoldayken etrafımız sarıldı. Açıklama yapılmadan darpla gözaltına alındık. Aslında henüz yapılmamış bir eylem nedeniyle gözaltına alındık. Burada yargılanması gerekenler, bize tekmeyle tokatla saldıran polisler olmalıydı. Umudumuzu kaybetmeyeceğiz” dedi.

Mahkeme duruşmayı, savunmalarına alınmasına devam edilmesi için yarına erteledi.

"O GÜN AŞAĞI BAKMADIK, DİRENİŞİMİZ AYNI KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR"

Öğrenciler duruşma öncesi adliye önünde açıklama yaptı. Şevin Ulusoy'un okuduğu açıklamada, Boğaziçi protestolarının 32. günü olan 1 Şubat'ta, kampüs içinde ve dışında 159 kişinin gözaltına alındığı belirtilerek, şöyle denildi:

"Birçok arkadaşımız yerlerde sürüklenerek gözaltı araçlarına götürülmüş, işkenceye maruz kalmıştı. Direnişin ilk gününden beri aynı saldırgan politikalarıyla bizi yıldırmaya çalışanlar, aynı inat ve dayanışmayla karşılaştılar. O gün aşağı bakmadık! Gözaltılar da tutuklamalar da direnenlerin dayanışmaya olan inancını yenemedi ki 4 Ocak'tan bu yana Boğaziçi direnişi aynı kararlılıkla devam ediyor. Bizi yenemediklerini her gün daha kalabalık olduğumuzda gördüler, haklı ısrarımızda gördüler, arkadaşlarımızı alacağız derken ki kararlılığımızda gördüler. Bu arkamızda duran adliyeye 10 aydır kaç kere geldik artık sayamıyoruz. Kayyumları göndereceğiz diyen, söz yetki karar üniversite bileşenlerinin diyen bizler, gözaltılarla ev hapisleriyle ve tutuklamalarla karşılaştık. Bugün ise Berke ve Perit, 21 gündür tutuklu.

"ARKADAŞLARIMIZI ALACAĞIZ, SENİ DE GÖNDERECEĞİZ NACİ İNCİ"

Boğaziçi içerisindeki nöbet çadırımıza, Kayyum Naci'nin emriyle, özel güvenlik ve polis tarafından saldırılar başladı. Saray rejimi, adeta kampüs kampus öğrenci avına çıkmış, 4 Şubat'ta yaptığını tekrar yapmaya çalışmaktadır. Ama bilmelilerdir ki biz hala ilk günkü irademizle buradayız. Şimdi ise bizi, 96 kişiyi, saçma sapan gerekçelerle yargılamaya çalışıyorlar. Biz ise Boğaziçi Direnişi'nin yargılanamayacağını, 11 arkadaşımızı mücadelemizle aldığımızda gösterdik. Davalarla yıldırmaya çalışsanız da Devrik Kayyum Melih'i gönderdiğimiz gibi Naci'yi de gönderene kadar direnişimizden vazgeçmeyeceğiz. Arkadaşlarımızı alacağız, Naci seni de göndereceğiz."

(ANKA)