Boğaziçi’nde kadrolaşma son hızla devam ediyor. Akademik ilanlarda kişiye özel şartlar şüphesi doğarken, Fizikçi Öztürk ayrımcılık olduğunu söyledi.

Boğaziçi Üniversitesi’nde kadrolaşma sürüyor
Boğaziçili akademisyenler 343’üncü kez rektörlüğe sırtlarını döndü

Berkay SAĞOL

Boğaziçi Üniversitesi’nde, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından önce Melih Bulu’nun ardından da Naci İnci’nin rektör olarak atanmasıyla başlayan eylemler 500 günden fazla süredir devam ediyor. Kayyum rektör atanmasıyla başlayan kadrolaşma süreci de hızla sürüyor. Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından yayımlanan akademik ilanda, 1 profesör, 3 doçent ve 1 doktor öğretim üyesi alınacağı duyuruldu. Şartlarda aranan kriterler ise kişiye özel ilan şüphesi uyandırdı.

Açılan ilanlar ve aranan şartlar ise şu şekilde:

Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Anabilim Dalı için açılan kadroda, “Lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini uçak mühendisliği/uzay mühendisliği alanında eğitim dili İngilizce olan üniversitelerden almış olmak. Havacılık ve uzay sistemleri konularında uzmanlaşmış olmak ve uydu itki sistemleri üzerine SCIE tarafından taranan uluslararası saygın dergilerde yayınları bulunmak” şartı arandı.

Veri Bilimi ve Yapay Zeka Enstitüsü, Büyük Veri ve Veri Analitiği Anabilim Dalı için açılan kadronun şartlarında, “Lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini fizik alanında eğitim dili İngilizce olan üniversitelerden almış olmak. Yüksek kayıplı ve rastsal nanofotonik sistemlerin veri analizleri konusunda son 5 yılda uluslararası saygın dergilerdeki yayınları ile yetkinliğini kanıtlamış olmak; en az bir TÜBİTAK/Avrupa Birliği projesi yürütmüş/yürütüyor olmak” ifadeleri kullanıldı.

Yapay Zeka Anabilim Dalı için açılan ilanda ise, “Lisans ve yüksek lisans derecelerini fizik alanında eğitim dili İngilizce olan üniversitelerden almış olmak. Doktorasını anadili İngilizce olan bir ülkede ve fizik alanında yapmış olmak. Yurtiçinde veya yurtdışında öğretim dili İngilizce olan yükseköğretim kurumlarında alanında en az 2 yıl ders verme tecrübesi olmak. Yapay zekâ ve Kuantum Mekaniği alanlarıyla ilgili en az bir TÜBİTAK/Avrupa Birliği projesi yürütmüş/yürütüyor olmak” denildi.

‘YAZILAN ŞARTLAR AYRIMCILIK’

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışan ve dersleri geçen şubat ayında müfredattan çıkarılan Veri Bilimci ve Fizikçi Kaan Öztürk, “Bir kere başlı başlına lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini fizik alanında eğitim dili İngilizce olan bir üniversiteden almış olma şartı ayrımcılık. Eğitim dili İngilizce olmayan üniversitelerde de eğitim almış kişiler bu bölümlerde gayet yetkin olabilir. Doktorasını anadili İngilizce olan bir ülkede ve fizik alanında yapmış olma şartı da ilanın kişiye özgü olduğunu gösteren bir diğer kriter” dedi.

Öztürk şunları söyledi: “Ayrıca açılan ilanlardaki tüm şartlarda fizik alanında eğitim almış ve çalışma yapmış kişilerin başvurması şartı konmuş. Bu yapılabilir ama sadece fizik alanının olması doğru değil. Bu alanlarda matematikçiler, işletme mezunları ve bilgisayar mühendisleri de çalışmalar yapabilir. Yani bağlaçlarla bir sıralama yapılması gerekir. Fizikçilikten veri bilimine geçiş mümkün tabii, ben yaptım. Ama bu konuda akademisyen ararken fizikçiye gelene kadar kimler var. Hele ‘Yüksek kayıplı ve rastsal nanofotonik sistemlerin veri analizleri’ yapmış olmayı şart koşmak tam komedi. Başka sistemlerin veri analizini yapmış olsa yetersiz mi kalıyor.”