Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve akademisyenlerinin, Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına karşı eylemleri sürüyor. Sırtlarını rektörlüğe dönen öğretim üyeleri, bugün ellerinde "Öğrencime dokunma" pankartıyla gerçekleştirdikleri nöbetin ardından, yaptıkları açıklamada, barışçıl öğrenci gösterilerine karşı uygulanan polis şiddetini kınadıklarını ifade ederek, “Bu şiddet ve hak ihlalleri son bulmalı” dedi.

Boğaziçili akademisyenler, öğrencilere polis şiddetini kınadı

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'yu atamasının ardından başlayan protestolarda 12'inci hafta sona erdi. Her gün rektörlük binasına arkalarını dönerek nöbet tutan akademisyenler, her hafta bitiminde yaptıkları gibi bugün de ortak bir açıklama yaptı.

Nöbetlerine, ellerinde "Öğrencime Dokunma" pankartları tutarak başlayan akademisyenler, nöbet sonunda haftalık ortak açıklamalarını yaptı.

ANKA'nın haberine göre öğretim üyeleri açıklamalarında, “Dün Kadıköy meydanı yine korkunç görüntülere sahne oldu. Boğaziçi Üniversitesi protestolarına katılan öğrenciler polis şiddetine maruz kaldı ve bir kez daha onlarca öğrenci gözaltına alındı. Barışçıl öğrenci gösterilerine karşı uygulanan bu akıl almaz polis şiddetini kınıyoruz. Bu şiddet ve hak ihlalleri son bulmalı” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, akademisyenlerin bu haftaki etkinlik ve talepleri şöyle sıralandı:

-Antidemokratik ve hukuk dışı uygulamaların olanca ağırlığıyla devam ettiği bu ortamda açık derslerimizin ikincisini, Haklar 101 baslığıyla, 31 Mart Çarşamba günü akademisyenlerin ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirdik. Bu derste, gayrimeşru rektör atamasının ardından kampüste yaşananlar, hak ihlalleri, öğrencilerin ve akademisyenlerin yasal hakları anlatıldı. Dersin bir diğer odak noktası da Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinin rektörlük ataması ve iki yeni fakülte kurulmasının iptali için başlattıkları hukuk mücadelesiydi.

-Mücadelemizin bir başka boyutunu kamu üniversiteleri için özerk ve demokratik bir yönetim modeli geliştirme çabası oluşturuyor. 2016 yılında Senato bünyesinde kurulmuş olan Üniversite Yönetim Yapılandırması Çalışma Komisyonunun senato ve akademik birimlerle paylaştığı ara rapor bu çabanın bir ürünüdür. "Kamu Araştırma Üniversitesinin Geleceği" üst başlığını taşıyan bu ara rapor akademik özgürlükleri kurumsal özerklik temelinde güvence altına alan kamu araştırma üniversitesini tanımlıyor ve dünya örnekleri ışığında Türkiye'nin yükseköğretimi için yeni bir yasa gerekliliğinin altını çiziyor.

“BOĞAZİÇİ ÖZGÜRLÜKÇÜ VE DEMOKRATİK DEĞERLERİNİ KORUYOR”

-Bu yıl Boğaziçi'nin bir kamu üniversitesi olarak kuruluşunun 50. yılı! Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak kuruluşumuzu yıl boyu gerçekleştireceğimiz etkinliklerle anacağız. Bu etkinliklerin birincisi eski rektörümüz Üstün Ergüder’in katılımıyla Abdullah Kuran anma konuşmaları bünyesinde bu hafta gerçekleşti. 50. yılında Boğaziçi Üniversitesi; özgürlükçü ve demokratik değerlerini koruyor, bilimsel akla ve kamu yararına dayalı akademik üretimini sürdürüyor.

-Boğaziçi Üniversitesi’nin gayrimeşru rektörlük kurulu, göreve geldiği günden bugüne dek üniversitemizin etik ilkelerine ve kurumsal kimliğine ağır zararlar vermeye devam etmekte. Araştırmadan sorumlu rektör yardımcısı olarak atanan Gürkan Kumbaroğlu kurumumuzu ve bizleri karalamayı amaçlayan ve gerçeği yansıtmayan bir haberi sosyal medya platformlarında gururla paylaşmakta bir beis görmüyor. Üniversitemizin bilimsel üretimi ve verimliliğinin yıllardır düşük olduğunu ve bu durumun atanmış yönetim sayesinde değişeceğini öne süren bu mesnetsiz paylaşım hocalarımıza asılsız iddialar ve nefret söylemleriyle saldırmayı âdet edinmiş bir yayın organında yer alıyor. Hiç kimsenin Boğaziçi Üniversitesi’nin yarım asırdır emek ve özveriyle oluşturduğu akademik ve bilimsel saygınlığını karalamaya hakkı olmadığını atanmışlara hatırlatmak isteriz.

-Yapılan ciddi kamuoyu araştırmaları özerk ve demokratik üniversite mücadelemizin toplumda çok yüksek oranda destek gördüğünü ve öğrencilere yapılan müdahalelerin ise ciddi tepkiyle karşılandığını göstermektedir.

İSTİFA ÇAĞRISI

-Son olarak; kamuoyunda da karşılık bulan taleplerimizim hayata geçirilmesini, öğrencilere uygulanan polis şiddetinin sonlandırılmasını, atanmış Melih Bulu, Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi'ne atanmış Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz.

Akademisyenler açıklamalarını, “Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz."