Boğaziçili akademisyenler: Rektörlüğün derhal istifasını istiyoruz
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri dün Güney Kampüs'te yaşanan polis şiddeti ve öğrencilerin gözaltına alınmasına dair açıklama yaparak, ‘Rektör’ Naci İnci'yi istifaya davet etti.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri dün Güney Kampüs'te öğrencilerinin şiddet kullanılarak gözaltına alınmasının ardından bugün bir açıklama yaptı. Akademisyenler, kampüsün öğrenciler ve akademisyenler için tekinsiz bir alana dönüşmesine sebep olan atanmış yönetimi istifaya davet etti.
Üniversitenin öğrencilerin kendilerini kayıtsız şartsız güvende hissetmeleri gereken, fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam olması gerektiğini vurgulayan akademisyenler, “Böyle bir ortamın özel güvenlik, sivil polis ve çevik kuvvet tarafından ablukaya alınması kabul edilemez.” dedi.
Akademisyenlerin açıklamasının tamamı şöyle:
“ÜNİVERSİTE, ÖĞRENCİLERİN GÜVENDE HİSSETTİĞİ BİR YER OLMALI”
"22 Ekim Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi kampüsü, meşruiyeti tartışmalı bir biçimde atanmış rektörlüğün emriyle daha önce de çeşitli kereler olduğu gibi öğrencilere yasaklanmaya çalışıldı.
Bir kamu üniversitesi olan Boğaziçi Üniversitesi’nin 45 öğrencisinin, anayasa tarafından güvence altına alınan barışçıl protesto haklarını kullanmaları engellendi. Öğrenciler, dağılacakları takdirde herhangi bir müdahale olmayacağı sözü üzerine sorunsuzca dağılmaya hazırlanırlarken "kamusal alanı işgal etmek" gibi dayanaksız bir suçlamayla zor kullanılarak gözaltına alındı. Giriş yasakları nedeniyle “kamusal alan” olmaktan çıkan kampüsümüzde yaşanan olaylar konusunda atanmış rektörlüğün yaptığı açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Yüzlerce hoca, mezun ve öğrencinin tüm gün tanık olduğu olayların görüntü kayıtları sosyal medyada yaygın olarak paylaşılmıştır.
Üniversite öğrencilerimizin kendilerini kayıtsız şartsız güvende hissetmeleri gereken, fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir ortam olmalıdır. Böyle bir ortamın özel güvenlik, sivil polis ve çevik kuvvet tarafından ablukaya alınması kabul edilemez. Eğitim-öğretim kalitesini düşürmeye ve ortak akıl zeminini yıpratmaya yönelik bu müdahaleler, tüm toplumu etkileyen bir kamu zararına yol açmaktadır. Tüm bu uygulama ve müdahalelere karşı on aydır hiç kesintisiz olarak dile getirdiğimiz akademik özgürlük, üniversite özerkliği ve şeffaf, demokratik, hesap verebilir yönetim talebimizi ısrarla yineliyor ve meşruiyeti tartışmalı bir biçimde atanmış rektörlüğün derhal istifasını talep ediyoruz."