Bol HAYIR’lı günler...

Yaklaşık 12 gün sonra “Laik Demokratik Cumhuriyet”in üzerinden karabasan kalkıyor! Bağımsız bir ülke olmaya kararlı, çağdaş dünyada saygın yer alan, aydınlanma devrimleriyle birçok ulusun varlık mücadelesine örnek olan Türkiye’nin, 15 yıldır üzerinde oynanan oyunların bozulmasına az bir zaman kaldı.

Demokrasiyi istemeyen, hak ve özgürlükleri askıya alan, adil bölüşümü ret eden bir zihniyet şimdi, “REJİMİ DEĞİŞTİRMEK” için kolları sıvadı, kendi gibi dikta heveslisi bir zatla uzlaşıp Meclis’ten türlü hile ile geçirdiği Anayasa değişikliğini halka yutturmaya çalışıyor. Ama başaramıyor.

Aylardır bir yandan Başbakan ve bakanları, diğer yandan RTE devletin tüm gücünü kullanarak meydan meydan dolaşıyor.

Yalan dolan üzerine kurulmuş ve de halk tarafından kanıksanmış sözleri söyleyerek referandumda halkı aldatmak için çalışma yapıyor. Tüm çaba rejimi değiştirmek, yerine “OTORİTER/TOTALİTER” bir düzen kurmak...

Bir adam için hazırlanmış, evrensel demokrasi ilkelerine aykırı, hukuku bir yana koyan, halkın egemenlik haklarını yok sayan, dünyada eşi benzeri olmayan bir yönetim modelini, “Yeni, demokratik ve sadece hükümet belirlemede bir yol” diye halka pazarlamaya çalışıyorlar...

Oysa; 16 Nisan’da yapılacak referandumun, halkın elinden alınan hakların bir kişiye teslimini sağlayacak bir düzenleme olduğunu saklamak, bu aldatmacayı hayasızca uygulamak ve dahası “vesayeti bitireceğiz” diye insanlara yalan söylemek, tabiri yerindeyse, tam bir ahlaksızlıktır!..

Gerek RTE, gerekse başbakan ve bakanlar, illerde çok açık farkla “HAYIR” çıkacağını gördükçe kimyaları bozuluyor, çaresizlikten insanlara saldırıyorlar!..

Akıllara gelecek her türlü hile ve şerri kullanmaktan kaçınmıyorlar!..

•••

Onlarca ile gittim. İnsanlar kararlarını vermişler… “HAYIR” diyecekler…

Çünkü; HAYIR’ın demokrasi, HAYIR’ın eşitlik, HAYIR’ın barış, HAYIR’ın hak ve özgürlükler, HAYIR’ın adil paylaşım, HAYIR’ın refah, HAYRI’ın çocuklarımızın geleceği, HAYIR’ın güvence, HAYIR’ın adalet, HAYIR’ın iş ve aş bulma, HAYIR’ın emeğe saygı, HAYIR’ın çevre ve doğayı koruma, HAYIR’ın insan onurunu sahiplenme, HAYIR’ın basiretli siyaset, HAYIR’ın liyakatli yönetim, HAYIR’ın ahlaklı yönetici, HAYIR’ın örgütlü bir toplum, HAYIR’ın özgür yurttaş, HAYIR’ın demokratik bir devlet…

Kısaca; HAYIR’ın mutlu bir toplum yaratacağı ve yaşama sevincini oluşturacağının farkındalar!..

Sabırsızlıkla 16 Nisan’ı bekliyorlar. Sandıkta ders vereceklerini söylemekten kaçınmıyorlar…

•••

İnsanlar şunu biliyor!..

Bu bir seçim değil. Bu referandum bir “gelecek meselesi!” Rejimle ilgili tercih yapacaklar.

Ya demokraside kalacaklar!

Ya da bir adamın hem hükümet hem Meclis hem de mahkeme yerine kendini koyduğu bir düzende, yani, tüm yetkileri elinde tutan bir diktatörle birlikte yaşayacaklar!..

Böyle çok tehlikeli bir ayrışmanın yaklaştığının farkındalar…

Geçmişte hiç düşünmeden parti ya da kişi sevgisi nedeniyle oy verip iktidar yapan AKP’liler bile, bu kez rejim değişimi talebinin hangi tehlikeyi getireceğini görebiliyorlar…

Referandumda oylanacak olan iktidar partisi değil, “memleketin ta kendisi!” olduğunu biliyorlar!

•••

Daha değişiklik kabul görmeden ülkenin her yanında devletin totaliter görüntüsüyle karşılaşıyoruz!.. Siyasal yönetim, “halkı korkutma” üzerinden bir politika uyguluyor...

HDP eşbaşkanları ve milletvekilleri tutuklu. HDP’li tüm belediye başkanları görevden alınmış. Kürt yurttaşlarımızı baskı altında tutuyorlar…

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt’un bir TV programında söylediği sözlerden dolayı hakkında soruşturma kararı verildi.

Laik Demokratik Cumhuriyet’e sahip çıkanlar tehdit ediliyor…

HAYIR diyen gençlere silahlı saldırılar düzenleniyor. Failleri bulunmuyor!..

Atatürk’ün NUTUK kitapçığı propaganda malzemesi denilerek seçim kurulu tarafından yasaklanıyor…

Trabzon’da sokakta “İzmir Marşı”nı çalan gençler bile karakola götürülüyor…

İktidar tarafından haksız gözaltına almalar, kişilere gözdağı vermeler, tehditler savurmalar ve suçsuz olan insanları göz göre göre tutuklamalar, yurttaşları çileden çıkarıyor!..

Bu baskıların altındaki gerçek neden, AKP’nin bugüne kadar yaptıkları için yargı önünde hesap vermesi korkusudur.

•••

Memleketine, geleceğine dolayısıyla demokratik rejime sahip çıkanlar korkutulurken, her gün RTE ve Binali Yıldırım, halkı aşağılayan, kin ve nefret duyguları saçan, hakaret eden kişiler olarak bir tek yargı mensubu tarafından bırakın, soruşturulmayı, uyarılmıyor dahi!.. Bu memlekette adaletli ve basiretli bir hukuk insanı kalmadı mı acaba?!.. YSK ne iş yapar?.. Bu ülkede görev bilincinde olan savcılar var mı?..

Vali ve kaymakamlar başta olmak üzere hemen hemen tüm kamu amirleri özellikle, kırsal bölge ve doğu illerinde muhtarların ve vatandaşın üzerinden müthiş baskılar oluşturuyorlar… Muhtarlara; “mahalle ve köylerinizden HAYIR oyu çıkarsa elinizden mührünüzü ve silahınızı alırız” tehditleri savuruyorlar…

•••

Doğu illerinin bir kaçında Başbakan ve RTE’nin mitinglerine rastladım.

Kamu ve özel sektör binaları boy boy “evet” afişleri ile donatılmıştı. Yollar sokaklar, üst geçitler, kentin en kalabalık yerleri, normal bir seçim zamanı yasaklanan mekânlar, “beylerin resimleriyle donatılmış” ve AKP’nin sloganlarıyla kaplanmıştı…

Bu afişleri asan kim?.. Bu masrafı yapan kim?

Belediyelere kayyum atanan vali ve kaymakamlar!..

Başbakan ve RTE Uçaklar dolusu adamla dolaşıyorlar… Geldikleri havaalanında ayrıca 2-3 helikopter bekliyor… Yani her haliyle OHAL’de yaşadığımız anlaşılıyor. Etrafları yüzlerce asker polis dolu… Sadece havaalanlarında değil, kentin her sokağında tam bir güvenlik terörü var… Danışmanlar ordusu, kentteki yurttaşları da, meydanlardaki normal yolcuları da rahatsız eden davranışlar içinde!

Hele bakanların çalımlarından geçilmiyor… Öyle mağrurlar ki; tıpkı önceki arkadaşları gibi, koltuktan düştüklerinde kimsenin yüzlerine bakmayacağını düşünemeyecek kadar kendilerinden geçmişler!..

Bu arada TSK mensuplarının hali de üzüntü verici! Subaylar her işi bırakmış, o bakanların valilerce verilmiş hediyelerini taşır hala gelmişler…

Buradan uyarmak isterim; 17 Nisan’da yasalara rağmen rejimi değiştirmek, devleti yıkmak adına uğraş veren kamu görevlileri; (valiler, kaymakamlar, müdürler vs.) yarın mutlaka bu suçlarınızdan dolayı adil yargının önünde hesap vereceğinizi unutmayın!..

•••

Kısaca bu referandum nedeniyle ortaya çıkan iki bariz konu var!..

1-Devlet, son hızla hukuk devleti olmaktan çıkarılmış…

Devletin görevlileri bile, yasa masa dinlemeden devleti yıkmak, rejimi değiştirmek için olağanüstü bir gayretle çalışıyorlar. Alenen anayasal suç işliyorlar!… Ülkeyi aşiret devletine çevirmişler. Çağdaş devletin genleriyle oynanmış. Ülkeyi ciddi bir tehlike bekliyor…

2- Yurttaş, bu pervasızlığı, tehditleri, adaleti yok sayan, anayasayı dışlayan siyasal haydutluğu görüyor ve daha da kararlı bir şekilde HAYIR diyerek ders vermek istiyor… Devleti ele geçirenler bunu görerek yurttaşı daha da baskılamaya çalışıyor. Bu durum milletle devleti karşı karşıya getirebilir!. Bugünkü iktidar, bu nedenle daha da büyük sorun haline geliyor…

•••

İktidarın yaptırdığı kamu araştırmalarından çıkan sonuç ortada!.. HAYIR’lar önde… Bunu zaten meydanlarda itiraf ediyorlar. “Yavaş yavaş toparlanacağız” diyorlar…

Toparlanmaları mümkün değil!..

Hiç olmazsa son 10 günü, bulundukları makamlarına yakışır bir sadakat, nezaket ve barış içinde tamamlasınlar!.

Bol HAYIR’lı günler dileğiyle...