Sol için son zamanların en moral verici haberi Bolivya’dan geldi. 2019 seçimlerinden ve Morales’i ülkeden ayrılmaya zorlayan yaygın protestolardan yalnızca 1 yıl sonra, Morales’in Sosyalizme Doğru Hareket (MAS) partisi, yine Morales’in bizzat belirlediği aday Luis Arce ile, sağcı rakiplerine fark atarak ilk turda seçim kazandı.

Bir yıl önceyi hatırlayın. Morales, kendisine dördüncü kez başkanlık yolunu açarak girdiği seçimde, sağcı rakibi Mesa ile kıran kırana yarışmış ve yüzde 10 farkla kazandığı ilan edilmişti.

Muhalefet seçimlerin hileli olduğunu ileri sürmüş, sokakları dolduran protestocular haftalarca sonuca itiraz etmiş ve Amerikan Devletleri Örgütüaçık bir manipülasyon” olduğunu ilan etmişti. Bolivya ordusu da sokakların tansiyonuna uygun tavır alınca, Morales ülkeden ayrılıp Arjantin’e gitmişti.

Böylece başkanlık koltuğuna oturan sağcı senatör Jeanine Añez, Morales’in politikalarını tersine çeviren bir yönetimle, birkaç ertelemeden sonra, ülkeyi geçen haftaki seçimlere taşıdı.

Ancak, Bolivya’nın Morales’le birlikte bir “hikâyesi” olmuştu!

2006’da iktidara gelmesinin ardından Güney Amerika’nın en yoksullarından olan ülkesini ekonomik istikrara kavuşturan Morales, 2006’da yüzde 33 olan mutlak yoksulların oranını iki yıl içinde yarı yarıya azaltarak 2018’de yüzde 15’e indirmişti. Bir yandan kamu yatırımlarını hızlandırır, okullar, sağlık merkezleri açar, yollar yapar, petrol ve gaz endüstrisini millileştirirken öte yandan ekonomik büyümeyi de sürdürmüştü.

Bolivya solunun “hikâyesi” yoksulluğu alt etmeye dönük, yoksulların gündelik hayatlarında hissedip deneyimledikleri somut ve dev adımlar atmanın hikâyesidir!

Yoksulların kalbinde kurulan tahta karşın, Morales’in dördüncü kez seçilmesine olanak tanıyacak referandumu kaybettiği halde Anayasa Mahkemesi kararıyla kendisine bu yolu açması, 2019 seçimlerindeki meşruiyetinin sorgulanmasına ve muhalefetin ona tümüyle karşı olmayanları da hareketlendirebilmesine yol açmıştı.

Geçen hafta sosyalistlerin kazandığı seçimde iki “hikâye” yarıştı!

Morales öncesi elitlerin hızlı özelleştirme ve pazar ekonomisi politikalarının yol açtığı yoksullaşma hikâyesi ile Morales’in yoksullardan yana ve yoksulluğu alt etmeye başlamış sosyalist yönetim hikâyesi.

İkinci hikâye, hikâyenin nasıl anlatıldığı ile de birleşip pekişti!

Hikâyenin anlatıcısı Bolivyalıların “Lucho” diye seslendikleri, madencilik endüstrisinin millileştirilmesi ve yoksullukla mücadeledeki başarıyla anılan, 2006-2017 yılları arasındaki dönemin Ekonomi Bakanı Arce olunca inandırıcılık arttı.

Arce’nin başkan yardımcısı olarak seçtiği kişi, David Choquehuanca, Morales’in dördüncü kez aday olmasına açıkça karşı çıkan biriydi ve bu Morales’in hatasından dönüş demekti. Sosyalistler özeleştiri de yapmışlar ve bu kampanyayı daha sakin, daha kucaklayıcı bir dille yürütmüşlerdi.

Arce, zaferinin ardından da, halka kampanya diliyle seslenerek; “Değişim sürecini nefretten uzak bir şekilde çalışarak ve MAS olarak hatalarımızı öğrenip düzelterek sürdüreceğiz” dedi.

MAS sokaklarda militanca hikâyesine sahip çıkarken, anlatılacak bir hikâyenin olduğu ve onun sevgi diliyle anlatıldığı kampanyası da; MAS’ın bir “kişi makinesi” olmadığını, ülkede demokrasinin kökleştiğini ve Bolivyalıların da bir liderden çok bir “hikâye”nin peşinden gittiklerini kanıtladı.

A. İlyas Başsoy, siyasal kampanya ve iletişimi “radikal sevgi” üzerine kurmayı önerirken, “seni sevmeyeni de seven” bir yaklaşımdan söz ediyor ya, bu süreçte sokaklarda sıkı duran MAS ve Bolivya sosyalistleri biraz da radikal sevdi!