Google Play Store
App Store

Bolivya’da iktidardaki MAS içindeki bölünme, ülkeyi kaosa sürüklüyor. MAS’da görev yapan 3 kadın, kavganın “iyi, kötü ve çirkin” yanlarını değerlendirdi.

Bolivya solunda bölünme: 3 kadından 3 perspektif

Javier Larrain 

“Sokaklarda”, dost meclislerinde, basında… Her yerde halk Sosyalizme Doğru Hareket (MAS) içerisindeki bölünmenin gerçekliğini, derinliğini ve son durumunu merak ediyor. Bunun bir kâbus olduğunu ve her şeyin eskisi gibi olacağı günlere uyanacağına inananlar da var, nefretin küllerini karıştıranlar da.

İkisi eski MAS hükümetlerinde görev yapmış olan üç etkili kadının bakış açısını öğrenmek istedik. İlki Değişim Süreci’nin destekçisi popüler gazeteci Susana Bejarano. İkincisi eski Sağlık Bakanı ve Evo Morales hükümetinde diplomatlık yapmış olan Ariana Campero. Üçüncüsü ise birkaç ay öncesine kadar Emek, İstihdam ve Sosyal Refah portfolyosundan sorumlu olan Veronica Navia. Söz onlarda.

İYİ, KÖTÜ VE ÇİRKİN

Evo Morales ve Luis Arce grupları arasındaki kavganın mevcut durumunun bir değerlendirmesini sorarak başlıyoruz: iyi, kötü ve çirkin… Bejarano, mevcut durumun iyi kısmına dair “Bu kadar büyük bir kavgadan iyi ne çıkarılabilir bilmiyorum, belki kitle yapısını harekete geçirmesi olabilir. Çünkü Evo ya da ona yakın birine ihtiyaç duymadan siyasallığa yükselmek, militan hareketin doğal arzusuydu. Bu 2019 öncesinden beri var olan bir gerilimdi” diyor.

Kötü kısmına dair Bejarano’nun tespiti şu: “Çatışmayı yönetebilecek iç kurumsal mekanizmaların bulunmaması sebebiyle ülkenin siyasal tarihinde temsil gücü en yüksek siyasal kurum yasaklanmak üzere.” Çirkin kısmı için ise şunu söylüyor: “Çirkin ve trajik olan ise bu kavganın bir siyasal temsil aracı bulan, tarih boyunca dikkate alınmayan sektörel çıkarları yönetme imkânı bulan ve tabii ki siyasal alanda yerlilerin de varlığıyla ülke siyasetini değiştirebilen kitle hareketi açısından hiçbir anlamı olmaması. Yerli halk ilk kez başroldeydi. Tüm bunlar kaybedilebilir.”

AHLAKİ ÇÜRÜME

Campero, sonuca dair bir tespit yapıyor: Bolivya tarihinin en büyük hareketlerinden birinin ahlaki çürümesine tanık oluyoruz. Buradan başlayarak, mevcut durumla ilgili herhangi bir “iyi” tespiti olmadan, geleceğe dair endişelerini ifade ediyor: “Bu durumun tatsız yanı yeni nesillere siyaset yapmakla ilgili kötü bir örnek bırakması.” Navia ise tespit yapmadan önce hareketin tarihine gidiyor: “İlk olarak, MAS’ın nasıl yükseldiğine ve siyasal alanla ilişkisine bakmamız gerekiyor. 1995, 1996 ve 1997’de birinci, ikinci ve üçüncü Toprak, Bölge ve Siyasal Araç Kongrelerinin sonucu, ilk olarak Halkların Bağımsızlığı için Birliğin Siyasal Aracı’nın (IP-ASP) kurulması idi. Buradan sonra, kongrenin en çok tartışılan bir diğer sonuç da seçimlere katılımdı. Yasallaşmanın imkânsızlığı ortaya çıktı, iki yıl boyunca sürdürülen tüm çabalara rağmen Seçim Kurulu hep bir kusur buldu.

Bu sebeple, Birleşik Sol adı altında yerel ve genel seçimlere katılmaya karar verildi. 1997’den itibaren kimi yerel konseylerde temsil kazanılabildi, en iyi bilineni Evo Morales ve üç yoldaşının milletvekili olmasıdır. 2004 gibi, toplumsal örgütlenmelerin de kendi siyasal araçlarıyla dahil olabileceği bir çatı kurulması ihtimali oluştu, ancak bu çatı örgütünü toplumsal hareketler değil o dönemde hem vekil hem de koka üreticileri lideri olan Evo Morales kurdu. O günden beri Evo Morales, MAS’ın başkanı ve bu kısaltmaya sahip olan tek aday. Dolayısıyla benim gördüğüm yerden bu kavga Evistalar ve Arcistalar arasında değil, kişisel meseleler ya da kimin ne kadar uzun kalacağı ile ilgili de değil, siyasal aracın demokratikleşip demokratikleşmeyeceği, özüne yani toplumsal örgütlenmelere geri dönüp dönemeyeceği ile ilgili.”

ÇATIŞMANIN KÖKENİ

Evismo ve Arcismo arasındaki çatışmanın köklerine inme niyetiyle konuklarımıza anlaşmazlık noktalarını ve zaman içerisinde nasıl tırmandığını sorduk. Bejarano özel bir olaydan bahsetmek yerine, MAS’ın organik sorunlarına işaret etti: “Çatışmanın kökeninde iç demokratik mekanizmaların eksikliği var, farklılıklar Luis Arce hükümetinin başlangıcında hissedilmeye başlandı, hatta daha kampanya döneminde başladı diyebiliriz. Hükümet kurulduktan henüz birkaç ay sonra, bugün kendisini Evocu kanat olarak niteleyen kesimler bakanlıklarda değişiklikler talep ederek çatışmayı tetikledi. Benzer şekilde bugün Evistalar olarak bahsedebileceğimiz birçok kadro, açıklanamayacak bir şekilde Arce’nin planlarının dışında bırakıldı. Arce ikinci derece sayılabilecek isimleri öne çıkardı ve geriye dönüp yaşananları değerlendirdiğinizde, bu başkan için de çok iyi bir ekip değildi, liderlik vasfı olmayan birçok kişi geldi ve Luis Arce’nin hükümetinde hiçbir şey inşa edemedi.”

Bejarano, çatışmanın kritik bir anı olan başkanlık seçimlerine giden sürece dönüyor: “Diğer bir sorun 2025 adaylığıydı, Arjantin’den döndükten sonra Evo partide bir şeylerin değiştiği, gerçeğini dikkate almayarak, yine seçimlerde aday olması gerektiğini düşünüyordu. O gün de bugün de başka şartlarda güce erişimi olamayacak grupların farklı hırsları vardı, ancak bu durum başından beri samimi değildi, baştan beri bu şekilde gelişti.”

Campero sorumuza yanıt verebilmek için tarihe dönüyor: “Lenin, parti içi eleştiri ve özeleştirinin öneminden bahsederdi, buna ek olarak MAS-IPSP içerisinde eleştiri ve özeleştirinin bilinçli eksikliği Evo’nun 2019’da aday olabilmesine imkân veren 2016 referandumunda insanların fikirlerini ortaya dökebilme ihtimalini ortadan kaldırdı. 2016 referandumunu dikkate almayarak hata yaptık ve anayasa değişimiyle yeniden aday olması konusunda ısrar ettik ki bu da darbe için aranan alt metni oluşturdu. Aynı hatayı yapmaya devam ediyoruz: Yine aynı adayda ısrar ediyoruz.”

Kaynak: mronline.org

Çeviren: Yusuf Tuna KOÇ