Google Play Store
App Store

Bolivyalı aktivist Turbet-Delof, geçen hafta düzenlenen darbe girişiminin 2019’da olduğu gibi ABD destekli bir “lityum darbesi” olduğunu söylüyor. Turbet-Delof’a göre Arce ve Morales arasındaki ayrışma, 20 yıldır başarılı şekilde ilerleyen sosyalist süreci tehlikeye atıyor.

Bolivyalıların özlemi krizi aşacak güçte
İkisi de MAS üyesi olan ve darbe girişimleriyle yüzleşen Arce ve Morales, 2025’teki başkanlık yarışında rakip olacak.

Semiha DURAK

Güney Amerika ülkesi Bolivya, geçen hafta Devlet Başkanı Luis Arce’yi devirmeye yönelik bir darbe girişimine sahne oldu. Darbe girişimi, aralarında derinleşen fikir ayrılıklarına rağmen Arce’nin ve 2019’da bir başka darbeyle görevi bırakmak zorunda kalan eski Başkan Evo Morales’in halka direniş çağrısıyla püskürtüldü.

Bolivyalı bir aktivitist olan Claudia Turbet-Delof, 2019’daki darbe sırasında kurulan Wiphalas Across the World kolektifinde Siyasi Komisyon üyesi. Londra’da yaşayan Claudia son dönemde İşçi Partisi’nden istifa eden sosyalistlerden. Şu an, Bağımsız Sosyalist grubun bir parçası olarak, Hackney’de belediye meclis üyeliği görevine devam ediyor.

Wiphalas Across the World aracılığıyla Bolivya’da yaşananları yakından takip eden Claudia ile darbe girişimi sırasında neler yaşandığını, arka planda olanları, Arce ve Morales arasındaki gerilimi ve tüm bunların Bolivia ve Latin Amerika’ya etkilerini konuştuk.

Bolivya'daki son darbe girişimi nasıl oldu, neler yaşandı? Başkan Arce ve hükümeti darbe girişimine nasıl yanıt verdi?

Bunu hükümeti devirmeye çalışmak amacıyla yapılmış ama başarılı olamamış, askeri bir darbe olarak tanımlayabiliriz. Ortada çok fazla bilgi var ama öğrendiğimiz kadarıyla o gün sabah 11:00 civarında General Zuniga, başkan Arce’ye bir mesaj göndermeye çalıştı. Fakat Başkan, o sırada bir yıldönümü kutlaması nedeniyle yerli halklar hareketi ile bir toplantıdaydı. Sonrasında generale ulaşmaya çalışsa da yanıt alamadı. Öğleden sonra hükümet sarayının önünde tanklar gelmeye başladığında, başkan Arce, “Plaza Murillo’da alışılmadık bir hareketliliğin yaşandığını” dünyaya duyurdu.

O gün telefonum kolektifimiz Wiphalas'tan gelen mesajlarla dolup taşmıştı. Biz, Wiphalas olarak, 2019'daki darbe sırasında ortaya çıkan ve o zamandan beri de demokratik yolla seçilmiş hükümeti destekleyerek, darbeyi kınayarak ve tüm kurbanlar için adalet çağrısında bulunarak çalışmaya devam ediyoruz. General Zuniga'nın geldiği anı yakından takip ettik. “Hükümeti kontrol eden elitleri ve hükümeti devireceğini” söylüyordu. Bana göre, bunu saygılı bir üslupla söylüyorum, konuşması ve duruşuyla psikopat gibi görünen bir adamdı.

Claudia Turbet-Delof

Darbeyi, Başkan Arce'nin, popülaritesini artırmak için kendisinin planladığı yönündeki iddialar konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bu iddiaları tamamen reddediyorum ve Morales'in, ki onu çok seviyorum ve on bir yaşından beri onun hayranıyım, ne kadar iyi bir lider olduğunu biliyorum, bugün attığı tweeti görmek çok üzücü. Danışmanları tarafından kötü bir şekilde yönlendirilerek o tweeti attığını düşünüyorum. Ortada darbeyi Arce’nin kendisinin planlandığına dair hiç bir delil yok. Bu yüzden, böyle birşeyi söylemek hiç adil değil ve de çok tehlikeli. Çünkü başarısız olsun ya da olmasın, bu darbe, Bolivya ve Latin Amerika halkına karşı bir darbedir. Aslında biz bu tür durumlara alışkınız; çünkü politik olarak her zaman baskı altındayız. Böyle birşey başladığında, yıllar mı sürecek, on yıllar mı sürecek bilmiyorsunuz, bu yüzden bu fikri değerlendirmek bile derinden incitici. Arjantin devlet Başkanı Milei de darbenin Arce tarafından planlandığını söyledi. Aşırı sağ ile aynı noktada olamayız, olmamalıyız. Morales’in bunu yazması üzücü bir durum. Darbe teşebbüsünün başkan adaylığı ile ilgili olduğunu söyleyenler oldu ama bu iddia itibar görmediği için rahatladım. Bu, başarısız bir askeri darbe ve Mayıs ayından beri planlandığını gösteren kanıtlar var. Darbeler her zaman bizim için bir tehdit ve şu an için, bu darbe girişiminin tamamen sona erip ermediğini bilmediğimiz için hala tehlikede olmadığımızı umuyorum.

ABD’NİN PARMAĞI

ABD’nin rolü hakkında ne düşünüyorsunuz, bu darbe girişimi “lityum darbesi” olarak kabul edilebilir mi?

Kesinlikle. Yüzde yüz lityum ile ilgili. Bolivya, dünyadaki lityum rezervlerinin %60'ına sahip. Latin Amerika bölgesinden sorumlu ABD’li Yüzbaşı Laura Richardson bunu açıkça söyledi; her zaman Latin Amerika'nın hedef olduğunu belirten demeçler verdi.

Lityum ile ilgili mesele, sadece onu çıkarmakla ilgili değil, Bolivya'nın gezegene karşı büyük bir sorumluluğu var. Elbette, hepimiz gezegene karşı sorumluyuz ama biliyorsunuz Bolivya, ‘yeryüzü hakları’ konusunda lider. Yeryüzünün bir nesne değil, bir özne olarak kabul edilmesini sağlamak için anyasayı değiştirdi. Ekosid yasası yeryüzüne zarar veren her şeyin cezalandırılabilir olmasını sağlıyor. Büyük miktarlarda lityum çıkarılması durumunda gezegene ne olabileceği konusu önemli. Bu yüzden tüm politikalarımız, bu sorumluluğu yansıtıyor. Büyük miktarlarda ihracat yapma taahhüdünün olmamasının en büyük nedeni, gezegene ne olacağına dikkat etmemiz gerektiği ile ilgilidir.

Arce ve Morales arasındaki ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz? Aralarındaki ilişki yıllar içinde nasıl değişti?

Aslında yoldaş olduklarını görebilirsiniz. İkisi de aynı hareketin bir parçası. Başkan Arce’nin acil bir durum olduğundan Morales'i arayarak ondan yardım istediği oluyordu, ya da aynı şekilde Morales’in ona danıştığı oldu. Zaten Arce, Morales döneminde ekonomi bakanıydı. Bolivya adına ne istediklerine bakınca aynı yerde durduklarını açıkça görebiliriz. Adaylık konusundaki farklılıklar sürtüşmeye neden oldu ama ikisi de Bolivya'yı derinden önemsiyor. Biz kolektif olarak, ikisine hitaben bir bildiri hazırlıyoruz. Kolektifimize güven duyuyorlar. 2019’da beraber çalışmıştık. İşe yarayıp yaramayacağını bilmiyorum. Ama yarayacağına inanıyorum. Durumun gerçekten üzücü olduğunu düşünüyorum. Ortak noktada buluşmak için bir yol bulmalılar. Halkın da bunu görmek isteyeceğini biliyorum.

PARTİ DEĞİL, BİR SÜREÇ

Sosyalist hareketimizin içinde kimin başkan adayı olacağı konusunda içeride bir bölünme, bir anlaşmazlık yaşandığı doğru. Burada Sosyalizme Doğru Hareket’in (MAS) siyasi bir parti olmadığının altını çizmeliyim. Onu siyasi araç olarak tanımlayabiliriz. Bu Bolivya sosyalist hareketinin yaptığı devrimci şeylerinden biridir: Onlarca, yüzlerce yıldır başarısız olan neoliberal, geleneksel partilerden uzaklaştık. Bu oluşumu “sosyalizme doğru bir hareket,” bir ilerleme olarak görüyoruz. Elbette sosyalizmi tam anlamıyla başardığımızı düşünmüyoruz ama sosyalizme doğru ilerliyoruz. Bu bir değişim süreci. Sömürgeciliği sona erdirmek ve halka karşı uygulanan emperyalist politikalara son vermek için katkıda bulunan herkes, bu değişim sürecinin bir parçası. Bunu özellikle belirtmek istiyorum çünkü bu, mücadele ettiğimiz her şeyin merkezinde yer alıyor. Başkan kim olursa olsun, hareketimiz tarafından seçilecek.

Şu anki mevcut durum iç çekişmeye, tartışmaya neden olmuş olabilir ama seçilen kim olursa olsun, Arce, Morales ya da bir başkası, bu hareketin içinden gelen, bu hareketi temsil eden biri olacaktır. Aslında ben yerli bir kadının başkan yardımcısı adayı olarak ortaya çıkmasını dört gözle bekliyorum, henüz biri yok, bu olmasını umduğum bir şey. Çünkü Bolivya'daki sosyal hareketlerde verdiğimiz mücadelelerin tümünü temsil ediyor; değişim büyük ölçüde kadınların, özellikle yerli kadınların mücadelesiyle ilgili. Bu iç çekişme sona erdiğinde bu konu da gündeme gelmeli. Tabii şu anki durum ne yazık ki oldukça rahatsız edici bir hale geldi. Neredeyse 20 yıldır devam başarılı bir sosyalist hükümet var. Bu devrim niteliğinde bir şey, bu yüzden insanlardaki Bolivya'nın başkanı olma tutkusunu görebiliyorum. Umarım bu hafta değişim için mücadele ettiğimiz noktaya geri döneriz. Değişim süreci her yönüyle sömürgeciliği sona erdirdiğimiz, liberal hükümetlerin kendi çıkarları için kötüye kullanmadığı bir devrimdir, bu değişim sürecinin devam etmesini istiyoruz.

Evo Morales'in Bolivya'da seçimlere katılmasına karşı yasal bir engel var mı?

Adaylığına engel olan, resmi olarak katılamayacağını söyleyen bir şey olduğunu sanmıyorum. Ama maalesef Bolivya'da, her şey çok hızlı değişiyor, Ama şu anda böyle bir şey duymadım. Her zaman yorumlar olacak, her kafadan bir ses çıkacaktır ama Morales’in adaylığının durdurulabileceğini sanmıyorum.

Bu darbe girişimi gelecekteki ekonomik ve siyasi dinamikleri ve seçimleri etkiler mi?

Etkileyebilir. Bu karışıklığı sonlandırmaları gerekiyor. Eğer anlaşıp birleşmezlerse sosyalistler olarak seçimleri kaybedebiliriz. Bu korkutucu bir sonuç olur. Bunu atlattığımızda, aday kim olursa olsun, değişim süreci için mücadele edecek insanlar olacağını düşünüyorum. Şu anda yakaladığımız başarı mükemmel olmayabilir ama halkın neredeyse %40 aşırı yoksulluktan kurtarıldı, ulusal kaynaklarımız kamulaştırıldı. Sendikalarla yakın temas çalışıyor ve hiç katkı yapmamış insanlar için bile emeklilik sistemi getirmek gibi sosyal programlara yatırım yapıyoruz. Bu, insanlarımızı gerçekten önemsediğimizi gösteriyor. 160 ülke arasında gıda enflasyonunun en düşük olduğu ön ülkeden biriyiz. Gıda egemenliğine inanıyoruz, bu anayasamızda yer alıyor. Kimse yoksulluk yaşamamalı, bu yüzden gıda egemenliği konusundaki politikalarımız çok önemli.

2019'daki darbeden bu yana Bolivya’daki ekonomik durum nasıl?

ABD, hükümeti zayıflatmak için Bolivya'da yeterince dolar olmadığını söyleyen bir retorik ortaya atıyor. Ama Bolivyalı olan herkes bunu bilir biz zaten dolar kullanmıyoruz. Dolayısıyla ülkede doların olmaması, bizim için bir anlam ifade etmiyor. Bu, Birleşik Krallık'ta yeterince avro olmadığını söylemek gibi bir şey. Birleşik Krallık’ta zaten avro kullanmıyoruz. Evo Morales, iktidarı döneminde, ABD'den her alanda uzaklaştı, ABD büyükelçisini ülkeden kovdu, dolar para birimimiz değil. Bu yüzden de, hükümeti zayıflatmaya çalışmak için gösterilen bu retorik pek yol almıyor. 2019'daki darbeden sonra kendini başkan ilan eden Jeanine Anez ekonomiyi tamamen mahvetti, büyük bir borç yarattı, öyle bir seviyeye geldi, faizler o kadar yükseldi ki ödeyemez hale gelmiştik. Ama Arce iktidara geldiğinde, IMF'ye 346 milyon dolar olan borcu faiziyle geri ödedi. Bu, hükümetinin yaptığı ilk şeylerden biriydi. Bolivya istikrarlı kalmaya devam ediyor ve sosyal programlara büyük yatırımlar yapılıyor. Çovid-19, Ukrayna savaşı ve diğer sorunlara rağmen Bolivya, 160 ülke arasında yiyecek enflasyonunun en düşük olduğu ülke olmayı sürdürüyor, bu da ekonominin istikrarlı olduğunu ve büyümeye devam ettiğini gösteriyor.

LATİN SOLUNA ÖRNEK

Bolivya'daki durum, Latin Amerika siyasetine, özellikle sol hükümetler açısından bakıldığında, nasıl yansıyor?

Bolivya, Latin Amerika'daki sol için bir dayanak, bu yüzden herkes Bolivya'da olanlarla çok ilgileniyor. Jeopolitik açıdan Avrupa'da olan olaylar; aşırı sağ ve faşizmin yükselişi gibi gelişmeler de Latin Amerika'ya ve elbette ABD'ye çok güçlü bir mesaj gönderiyor. Milei, Latin Amerika'da mutlak bir güç olarak diğer ulusların izlemek isteyebileceği bir odak noktası halinde. Bu yüzden, Bolivya'nın Latin Amerika'nın geri kalanında sahip olduğu etkisi ve gücü korunmalı. Bolivya'daki sol olarak, Latin Amerika adına büyük bir sorumluluğumuz olduğunu hissediyorum.

Bolivya'daki siyasi durumunu istikrara kavuşturmak için gerekli adımlar neler sizce?

Bu anlaşmazlığı, kimin başkan olacağı konusunu bir an önce aşmamız gerekiyor. Ben kişisel olarak yeni bir liderlik görmek istiyorum, her ikisine de saygı duyuyorum ama bu krizi aşarak devrim mücadelemize devam etmek istiyorum. Morales olmasaydı bugün burada olamazdık. Ama tek başına değil ve hepimiz onun arkasındayız. Bolivya halkı olarak neo-liberal politikalara geri dönmeyeceğiz, hayatımız pahasına bile olsa bile savaşacağız. Bu yüzden, bir an önce uyanıp kendimize gelerek devrimimize devam etmeyi umut ediyorum.