Bölüm sonu Erdoğan’ı

Geçen hafta, Erdoğan’ın seçim yaklaşırken kendi planını yavaş yavaş uygulamaya koyduğunu, toplumda ekonomik krizin ağır aşamalarının geride kaldığı ve işlerin yoluna girmeye başladığı yönünde bir hissiyat yaratmaya çalıştığını ifade etmiştik.

Erdoğan hemen her gün açıkladığı “müjde”lerle bu algıyı pekiştirmek istiyor. Son EYT düzenlemesi de bunun bir parçası. 3 yıl önce “Seçim kaybetsek de bu işte yokum” demişti ama bugün seçimi kaybetme ihtimali belirince yapılan düzenlemeyi bakanlarına bırakmadan göğsünü gere gere kendisi duyurdu. İşte Erdoğan böyle bir siyasetçi. Önceki gün de “1 milyon istihdam projesi” kapsamında özellikle gençlere yönelik bazı ekonomik vaatler sıraladı.

Asgari ücretin 8500 lira olarak duyurulmasının ardından seçim ekonomisinin kolonları da birer birer dikilmeye başlandı. İktidar krizin ilk aşamalarında enflasyonla pek ilgilenmeyen, eleştirileri önemsiz bulan bir noktadaydı ama sandık vakti işler değişti. İstanbul’da yeni yılla birlikte doğalgaza yüzde 12 indirim yapılacağı ilan edildi. Sanayi kuruluşlarının kullandığı elektriğe de yüzde 16 indirim uygulanacak. Belli ki enflasyonun kontrol altında tutulmasına artık azami özen gösteriliyor. Dolar da bir süredir 18 lira seviyelerinde geziyor. Dün de Nureddin Nebati, asgari ücrete yapılan yüzde 54,5’lik artışın, gelir vergisi ve damga vergisi istisnasına da yansıdığını söyleyerek, “Ücretli çalışanların ödeyeceği verginin azalması sağlanmıştır” dedi. Özetle maliyetleri sonradan halkın sırtına yüklenecek hediyelerle seçimden önce göz boyanıyor.

Dış politikada ise bir “ilişki tamiratı” söz konusu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Başkanı Hakan Fidan, Moskova’ya giderek Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas ile bir araya geldi. Böylece 11 yıl sonra Şam yönetimi ile ilk üst düzey temas kurulmuş oldu. Hulusi Akar görüşmeye dair yaptığı açıklamada üçlü toplantıların devam etmesi konusunda mutabakata vardıklarını söyledi. Erdoğan geçen haftalarda Esad ile görüşmeye yeşil ışık yakmış ve “Esad ile görüşme olabilir, siyasette küslük, dargınlık olmaz” demişti. Aralık başında Reuters’e konuşan kaynaklar, Suriye liderinin Erdoğan ile yan yana gelmeye pek istekli olmadığını aktarmıştı. Esad ikna olursa seçimden önce bir Esad-Erdoğan buluşması gerçekleşebilir. İktidar Mısır’la da benzer bir fasıl açmaya yakın.

Şu kesin, Erdoğan yeni yılda bitap düşmüş ve ne yapacağını bilemez vaziyette durup muhalefetin kendisini devirecek son yumruğu atmasını beklemeyecek. Açıklanan müjdeler, çözülen ya da çözülmüş gibi yapılan sorunlar, düzeltilen ilişkiler, anayasa tartışmaları, “yerli ve milli araba” fenomeni, bulunan doğalgaz rezervleri vs. hep başat konumda kalmak ve AKP iktidarının hâlâ sağlam bir icra meziyetine sahip olduğu izlenimi uyandırmak için… “Yıkılmadık ayaktayız”, “Kriz var, çözüyoruz”, “Sorunları hallediyoruz”, “Hakları, özgürlükleri veriyoruz”, “Dargınlıkları bitiriyoruz”, “Hedeflerimizle geleceğe yürüyoruz” sinyali seçmene her gün bir vesileyle veriliyor.

Eğer muhalefet hesabını geçen yılki duruma göre yapar ve ekonominin kendiliğinden AKP’yi iktidardan edeceğini varsayarsa büyük hata yapar. Çünkü ekonomik indirgemecilik doğru sonuçlara götürmüyor. Hatta krize karşı etkin bir muhalefet yürütülemediği ve toplumsal memnuniyetsizlik iktidara yönelik politik tepkiselliğe dönüştürülemediği için Erdoğan yoksul halk kesimleriyle arayı daha da ısıtıyor. Topluma sandığı göstererek beklemeyi vaaz etmek ise iktidarın işini kolaylaştırmanın yanında seçim günü sandık güvenliğini de riske atacak bir atıllık halinin hazırlayıcısı oluyor.

Atari oyunlarına aşina olanlar “bölüm sonu canavarı”nı bilirler. Onca engeli aştıktan sonra onu geçmek hiç de kolay değildir. Erdoğan’ın bölüm sonu modunu açtığı ve seçimi kaybetmemek için elindeki tüm gücü kullanmaktan çekinmeyeceğini gösterdiği olağanüstü şartlarda, ezberlerin ötesinde bir siyasete ihtiyaç var. İktidarın hamlelerini “Bu aslında muhalefetin önerisiydi” diye yorumlamak ya da potansiyel sonuçlarını düşünmeden dış politikadaki ‘U’ dönüşlerini alaya almak, iyi bir sosyal medya eğlencesi olabilir ama gidişatı değiştirecek bir etki yaratamıyor. Önümüzdeki haftalarda kamuoyuna yansıyacak anketler muhalefet açısından eskisi kadar emniyetli sonuçlar göstermeyebilir. Bunun nedenleri üzerinde ciddiyetle durulmalı.

Herkese sağlıklı, mutlu, umut dolu seneler.