Beşiktaş mutlak galibiyet parolasıyla çıktığı Fenerbahçe maçında rakibine kendi elleriyle 1 puanı ikram ederek şampiyonluk yarışına yeni bir heyecan getirdi.

Beşiktaş’ın bundan önce Fenerbahçe ile oynadığı ve kazanamadığı 2 maçtan ilki deplasmanda alınan bir beraberlik ikincisi ise başkan Fikret Orman’ın deyimiyle bir “Süt Kupası” mücadelesiydi ancak bu sefer işler değişikti zira Beşiktaş, Başakşehir’in 7 puanlık farkı 1’e indirmesiyle kazanmak zorunda olduğu bir maça çıktı. Fenerbahçe, Beşiktaş’ın bu gerginliğine oynanan futbol ile değil psikolojik olarak cevap vermeye çalıştı ilk yarım saatte, nitekim Volkan Demirel’in de sarı kart gördüğü o gergin 20 ve 30. dakikalar arası rakip kaleyi her zamankinden fazla denediler. Bu bölümde Fenerbahçe taraftarı da stadyumun üstünlüğünü ele geçirmişti, ancak karşınızda son sezonun şampiyonu ve mevcut sezonun lig lideri olunca psikolojik üstünlük ancak bir yere kadar sizin işinizi kolaylaştırıyor, kalite ve maçla ilgili planlarınızla da rakibe üstünlük sağlamanız gerekiyor ki Advocaat’ın bu tür büyük maçlarda Lens’e attığı uzun toplar dışında bir plan üretememesinin de sarı-lacivertlilerin devreyi silik bir oyunla geçmesinin sebeplerinden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Aslında Beşiktaş da Quaresma’nın İsmail Köybaşı’yle bire bir kaldığı her pozisyonu net pozisyona çevirme şansını yakaladı, ancak bunun sonuç vermesi Quaresma’nın ısrarla kaleyi değil Aboubakar’ı düşündüğü bir hızlı akın sonrasında gerçekleşti.


İkinci yarının özetini bir tarafın sezon boyu devam eden sorunlarının tekrar baş göstermesi, diğer tarafın da psikolojik olarak geriye çekilerek şampiyonluğun son zorlu adımını geride bırakma heyecanı olarak görebiliriz, zira ortada Emenike’nin son 10 dakikaya girilirken kaleciye, Quaresma’nın sağdan inerek Volkan’ın bacaklarına nişanladığı top dışında pek bir pozisyon da yoktu. Şenol Güneş’in bu noktada 1996’dan beri süre gelen Fenerbahçe fobisi sebebiyle cesaretten çok çekinceyle kararlar aldığını söyleyebiliriz. Fenerbahçeli futbolcular son 15 dakikada çoktan oyundan kopup gitmişlerdi, hatta öyle ki son saniyede buldukları o komik golde dahi Moussa Sow rakip kaleye doğru değil geriye oynamayı tercih etti ve doğrusunu söylemek gerekirse Kjaer’in topu da bir hayli baştan savmaydı. 9 kişi kalmış ve çoktan sezonu bitirmiş bir futbolcu topluluğu ve teknik direktöre karşı böyle bir şekilde puan kaybetmek Beşiktaş’ta önemli problemlere yol açacaktır, ancak burada şanslı oldukları şey, şampiyonluk yolundaki rakiplerinin bu yarışın havasını bilen bir takım olmaması. Muhtemelen bu maçı atlatacaklar. Fenerbahçe ise berbat geçen bir sezonu derbi kaybetmeden bitiriyor. Bu onların 1 ay içinde bölüm sonu sürprizi ile deplasmandan çıktıkları ikinci derbi.