Artvin Borçka’da, geçtiğimiz hafta önemli bir deneyim yaşandı. Umalım ki ülkenin gerici karanlıkla mücadele ettiği bu günlerde, sanatı ve özgür düşünceyi taşrayla buluşturan çalışmaların sayısı artsın.

Borçka’da öyle güzel bir şey oldu ki…

Berkant GÜLTEKİN
berkantgultekin@birgun.net

Kültür ve sanat deyince akla genelde İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin büyükşehirlerinde çeşitli sermaye gruplarının ‘katkılarıyla’ yapılan etkinlikler geliyor. Basın bültenlerinden dönüştürülen haberler dört bir yanda yer alırken, ülkede sanatsal ve fikirsel üretimin belirli merkezlere sıkışıp daraldığı gerçeği ise ne yazık ki pek sorgulanmıyor. Türkiye’nin yüksek siyasete angaje olan gündeminde bu dev sorun, küçük bir tartışma başlığı bile olamıyor.

Memleketin Gürcistan sınırındaki ilçelerinden Borçka’da, geçtiğimiz hafta çok az insanın dikkatini çeken önemli bir deneyim yaşandı. Borçka Belediyesi ile Yayıncılar Kooperatifi’nin organizasyonuyla Artvin’in 25 bin nüfuslu bu güzel ilçesi, Uluslararası Gençlik Tiyatro Buluşması’na ve Kitap Günleri’ne ev sahipliği yaptı.

İstanbul’dan 1250 kilometre uzakta, gazetemizin yazarlarından İbrahim Varlı ve Evrensel yazarı sevgili Ayşen Şahin ile son iki gününe dahil olduğumuz bu etkinliklerde Borçka, 10 ülkeden 60 tiyatrocuyla birlikte Ercan Kesal’dan Ataol Behramoğlu’na, Latife Tekin’den Kevser Ruhi’ye, Zeynep Altıok’tan İbrahim Kaboğlu’na birçok değerli aydını ve sanatçıyı ağırladı.

Orijinal bir tiyatro salonu olmayan ilçede, etkinlikler kapsamında 25 tiyatro oyunu sahnelenirken, 15 tiyatro atölyesi ve 10’dan fazla söyleşi gerçekleştirildi. Ana sahne oyunları dışında, ilçedeki bütün okulların salonlarında ve bahçelerinde performanslar sahnelendi. Üstelik bu şahane etkinlikler Borçka’nın merkeziyle de sınırlı kalmadı. Köylerden gelen talep doğrultusunda ‘The Commedy School’ oyuncuları Maçahel, Düzköy ve Demirciler gibi köylerde de gösteriler yaptı.

İrlandalı düşünür Bernard Shaw’ın dediği gibi, “Sanat var olmasaydı, gerçeğin kabalığı dünyayı katlanılmaz kılardı.” Sanat sağaltır, geliştirir ve özgürleştirir. Birçok Borçkalı -önemli bir bölümü çocuklar ve gençlerdi- hayatında ilk kez sanatın üçüncü evladı tiyatroyu canlı olarak izleme fırsatı buldu; dünyaya farklı bir pencereden bakma şansına erişti. Ayrıca aydınlarla, yazarlarla, gazetecilerle sohbet etti, fikirlerini ve anlam dünyasını zenginleştirdi.

Borçka’nın öğretmen kökenli Belediye Başkanı Ercan Orhan’ın dediğine göre, bir hafta boyunca devam eden tüm bu etkinlikler 6 bin civarı izleyiciye ulaştı. İlçede ilk kez böyle bir organizasyonun düzenlendiğini söyleyen Ercan Bey, gelecek senelerde de bunu tekrarlamak niyetinde.

Bu arada çalışma arkadaşlarıyla birlikte Borçka’yı bir kültür-sanat kenti yapmak istediğini belirten Ercan Orhan’ın alışılagelmiş bir belediye başkanı olmadığını da eklemek gerek. Kendisi yeri geldiğinde halkı neşelendirmek için akordeon çalmayı, türkü söylemeyi de görevleri arasında görüyor. Uzun yıllardır sağ partilerin yönetimindeki Borçka Belediyesi’nin başına geçmesinde bu mütevazı karakterinin oldukça büyük bir payı var. Konuştuğumuz Borçkalıların söyledikleri de bunu doğruluyor.

Bu yazıyı Borçka’da olan Borçka’da kalmasın diye yazmak istedim. TV’ler göstermedi, gazetelerin çoğu yazmadı ama herkes bilsin, Borçka’da çok güzel bir şey oldu. Tüm emek verenlerin eline ve aklına sağlık. Umalım ki ülkenin gerici karanlıkla mücadele ettiği bu günlerde, sanatı ve özgür düşünceyi taşrayla buluşturan çalışmaların sayısı artsın.