Borçka halkı, Reşit Kibar için sokakta
Borçka halkı, Artvin’de Cankurtaran bölgesinde mesire alanı projesi için ağaç kesimini engellemek için mücadele ederken açılan ateş sonucu katledilen Reşit Kibar için Borçka Meydanı'nda bir araya geldi.
Borçka halkı, Artvin’de önce taş ocağı ardından turizm alanı olarak ranta açılmak istenen Cankurtaran mevkiinde ağaç kesimini engellemek isteyen ve açılan ateş sonucu katledilen Reşit Kibar için sokağa çıktı.
SOL Parti MYK üyesi Alper Taş da Borçka Meydanı'ndaki eyleme katıldı.
Taş, şunları söyledi:
"Bu güzelim memleketi çürütmek isteyen Karadenizliler var. Bir grup var atalarının topraklarını talan ediyorlar. Bunların başında Tayyip Erdoğan var. Siz para için bu doğaya nasıl kıyarsınız? Artvin'in devrimcileri vardır, bunu unutmayın. onlar gerektiğinde toprağını savunmasını bilir. Tıpkı gecmişte olduğu gibi. Bizim kitabımızda korku yok."
"UZUNEMİNAĞAOĞLU'NUN MEMLEKETİ BURASI"
Artvin’in Şavşat ilçesi Şalcı köyünde 44 yıl önce Jandarma ile çatışmada öldürülen Erkan Uzuneminağaoğlu'nu da anan Taş, "Erkan'ın mezarı var Borçka girişinde. Borçka halkı Erkan Uzuneminağaoğlu'nun memleketi burası" dedi.
"FİKRET MERTTÜRK DERHAL TUTUKLANMALI"
Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk ise Reşit Kibar'ın öldürüldüğü silahın sahibi Fikret Merttürk'ün de derhal tutuklanması gerektiğini söyledi. Reşit Kibar'ı öldüren Muhammet Ustabaş tutuklanırken silahın sahibi Fikret Merttürk, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
"METİN'DEN REŞİT'E HERKES İÇİN ADALET"
Eylemde, Artvin’in Hopa ilçesinde 13 yıl önce çevre mücadelesinde katledilen emekli öğretmen Metin Lokumcu da unutulmadı. Lokumcu'nun ölümüne ilişkin davanın dün görülen karar duruşmasında sanıkların tümü beraat etmişti. Konuşmalar sırasında "Metin'den Reşit'e herkes için adalet" sloganları atıldı.
Borçka halkı adına basın açıklamasını, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Borçka Kadın Kolları Başkanı Sevgi Keskinkurt Akyüz okudu.
Açıklamada şunlar kaydedildi:
"3 Eylül Çarşamba günü sabah saatlerinde, ilçemizin Cankurtaran Mevkiinde, devleti 600 milyon zarara uğratması ile tanınan EFOR maden şirketi'nin sahibinin diğer şirketi olan Yapı-Soy Beton’un ormanlara yönelik saldırısı ve ağaç kesim işlemlerine başlamasını engellemeye çalışan halka silahlı saldırıda bulunulmuştur. Ormanına, ağacına, deresine suyuna sahip çıkan halka ateş açılmıştır.
Yapı Soy Beton şirketinin yöneticisi Fikret Merttürk’e ait, şirket adına kayıtlı silahıyla Muhammed Ustabaş katliamı gerçekleştirmiştir. Açılan ateş sonucunda Reşit Kibar hayatını kaybederken bölge halkından Ersan Koyuncu ve Gökhan Koyuncu da yaralanmıştır. Karilamdan sayılı günler önce Faruk Çelik, Borçka’da katilamı gerçekleştiren kişilerle toplantı düzenlemiştir. Orman Bölge Müdürünü arayarak projenin bir an önce başlaması talimatını vermiştir.
'YAŞANANLAR, KÂR HIRSININ SONUCUDUR'
Tüm bu yaşananlar iktidar ve sermayenin kâr hırsının bir sonucudur. Bu kar hırsıyla yıllardır ormanlarımıza derelerimize, vadilerimize saldıran sermaye, doğamızı katlettiği gibi canlarımızı da almaktadır. AKP iktidarının talan ve yağma politikalarının bir sonucu olarak yaşam alanlarımızı yok etmek isteyen sermaye, doğayı ve yaşamı savunan köylüleri gözaltılar, tutuklamalar ve tehditlerle yıldırmaya çalışmış, yıldıramadığını anlayınca da doğrudan hedef gözeterek silahlı saldırılarla mücadelemizi geriletmeye çalışmaktadır.
Bizler biliyoruz ki; bu saldırı ilk değil son da olmayacak. 2011'de yine Hopa’da doğasını ve yaşam alanını savunduğu için katledilen Metin Lokumcu'nun, 2017 yılında Finike’de ormanları yok eden mermer ocaklarına karşı verdikleri mücadele sonucunda katledilen Ali Ulvi- Aysin Büyüknohutçu’nun deliller ortada iken bir türlü sonuçlanmayan dava süreçleri devam ederken, Metin Lokumcu’nun daha dün gerçekleşen davasında bütün sanıklar serbest bırakılırken, geçtiğimiz günlerde yine Cankurtaran’dan açık bir cinayet haberiyle sarsıldık.
Bu talan ve yağmanın kimlerin çıkarını gözeterek, hangi amaçla yapıldığını çok iyi biliyoruz. Artvin'de Cerattepenin kalbini söken, İşkencedere vadisini talana açan, Arhavi’nin köylerindeki maden projeleriyle bize yaşam alanı bırakmayan, Akbelen'i yağmalayan, Heslerle, Jeslerle, derelerimizi kurutan, maden faaliyetleri ile sularımızı zehirleyip, yaşam alanlarımızla beraber yaşam hakkımızı da elimizden alan çetelerin ve yağmacıların karlarına kar katması için yapılan tüm bu saldırıların önü iktidar tarafından açılmaktadır.
Üstelik sadece tetikçinin tutuklandığını, silahın sahibinin ise serbest bırakıldığını biliyoruz.
Ali Ulvi-Ayşin Büyüknohutçu cinayetinden de biliyoruz ki bu tür girişimler asıl azmettiriciyi ört bas etme ve koruma girişimleridir. Sadece tetikçi değil cinayet işlenen silahın sahibi ve firmanın da sahipleri olanlar esas suçlulardır ve hesap vermelidirler.
Ormanlarımızı, vadilerimizi, derelerimizi, topraklarımızı, maden şirketlerine, yağmacılara, talancılara ve AKP'ye teslim etmeyecek sermayenin saldırısına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadelede, katledilen bütün arkadaşlarımızın bütün çevre savunucularının hesabını hem AKP'den hem de şirketlerinden soracağız.
Tüm sorunluların hesap vermesi için mücadeleyi büyüteceğiz. Taleplerimiz:
* Silahın ruhsatlı sahibi ve azmettirici Fikret Merttürk bir an önce tutuklansın.
* Cankurtaran ormanının adı “Reşit Kibar Ormanı” olsun.
* Faruk Çelik bir an önce istifa ersin.
* Tek bir şirketin Cankurtaranda gerçekleşecek projeden çekilmesi yetmez, başta Cankurtaran olmak üzere ilçemizdeki tüm projelerin ruhsatı iptal edilsin.
* Yapısoy inşaatın sahibi Yunus Merttürk ve şirket yöneticileri yargılansın.
* Borçka’da yapılması planlanan, Yapısoy inşaata ait otel inşaatının ruhsatı bir an önce iptal edilsin.
* Her şey gözünün önünde yaşanan, olaya müdahale etmeyen, önceden hazırlık yapmayan Jandarma bu katliamın sorumlularındandır. Jandarma bölge komutanı derhal görevden alınsın.
* Daha önce hiçbir şikayeti ciddiye almayan Orman İşletmesi Müdürü derhal görevden alınsın.
*Sabah saatlerinde gözaltına alınan Halkevleri Hopa temsilcisi Dursun Ali Koyuncu serbest bırakılsın.
Sevgili dostlar, hem yaşam alanlarımızı kar uğruna talan edip hem de doğasını korumak isteyen halkın, yaşam savunucularının üzerine ateş açarak katleden çeteler bilsin ki; bu memleketin hiçbir yerinde eksilmeyecek, dünden daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde karşınızda duracağız. Güvendiğiniz siyasi iktidar, onun işbirlikçileri, iş makinalarınız, silahlarınız, joplarınız ve kalkanlarınızla yaşam alanlarımızdan defolup gideceksiniz."