Borsada yağma var

Kenan Gözlemci

Bir önceki “Halka Arzlarda Sorun Var” başlıklı yazımızda özetle, Korona virüs (Covid-19) salgınının Dünyada neredeyse bütün varlık fiyatlarını etkilediğinive merkez bankalarının trilyonlarca dolar parasal genişlemeyle finansal çöküşü engellemeye çalıştığı dönem sonrasında, düşük faiz ortamında alternatif bir getiri aracı olan hisse senetleri piyasalarının tüm dünyada halka arzların etkisiyle rekorlar kırdığını, bu durumun oransal olarak eksik de olsa Türkiye’de de etkisini gösterdiğini, 2020 yılında toplam 1,12 milyar TL büyüklüğünde 8 halka arz gerçekleşirken, 2021 yılının tam anlamıyla halka arzlar yılı olduğunu, bu sene 28 Ekim 2021 tarihi itibarıyla 19.2 milyar TL tutarında 44 şirketin halka arz edildiğini, bu tutarın son dört yılın halka arz toplamı olan yaklaşık 8 milyar TL’nin 2 katından fazla olduğunu belirtmiş, 2021 yılında SPK tarafından izin verilen ve gerçekleşen halka arzların 10.5 milyar TL sinin yani %54.75’inin ortak pay satışı olduğunu,bir başka deyişle sermaye piyasası yatırımcıların tasarruf ettikleri 19.2 milyar TL’nin 10.5 milyar TL’si borsada kendi mevcut paylarını satan patronların cebine gittiğini,bu tutarın, son 4 yılda yapılan toplam halka arz büyüklüğünden bile yüksek bir miktar olduğunu, ayrıca özellikle ortak satışı ağırlıklı halka arz edilen şirketlerdeki yoğunlaşmanın iktidara yakın patronların şirketleri olarak ortaya çıkmasının, konunun basit bir SPK halka arz politikası yanlışlığı olarak değerlendirilmemesini gerektiğini, konunun bilinçli bir stratejiye benzediğine örnekler vererek vurgu yapmıştık.

Bugünkü yazımızda ise Borsada halka açık olan ve halka açıklık oranı, hatta fiili dolaşım oranı %55 ve üstü olan bir takım şirketlerin yaptıkları bedelli sermaye artırımı işlemlerine odaklanarak,SPK (Sermaye Piyasası Kurulu) onay süreci hakkındaki değerlendirmemizi rakamlarla açıklamaya çalışacağız.

Elbette ki, halka açık olan şirketlerin halka açılmayla elde ettikleri en önemli avantajlardan birisi ihtiyaç duydukları fonları sermaye piyasasından karşılama olanağıdır. Tabidir ki sermaye piyasası tek seferlik bir fon temin etme platformu olmayıp, şirketlerin büyüme süreçlerinde farklı sermaye piyasası araçları ya da bedelli sermaye artırımları yaparak öz sermayelerini güçlendirebilirler. Fakat bizim sorun ettiğimiz husus,halka açıklık ve fiili dolaşım oranı yüksek olan şirketlerdeki yüksek oranlı bedelli sermaye artırımları yoluyla piyasa kaynaklarının kurutulması ve küçük yatırımcılara verdiği zarardır.

Konuyu rakamlarla irdelemeye başlarsak, 2021 yılı Kasım ayı itibarıyla bedelli sermaye artırım tutarı 12 milyar TL’ye ulaşmıştır. 2021 yılının daha Kasım ayında bir önceki yıla göre %87 oranında artış görülmektedir. Başka bir değerlendirmeyle, 2021 Kasım ayı itibariyle son 3 yılın bedelli sermaye artırımı ortalama tutarının % 122 oranında bir artış gerçekleşmiştir.

Diğer yandan 2021 yılında gerçekleşen bedelli sermaye artırımlarının yaklaşık 6,97 milyar TL’si yani %58’i fiili dolaşım oranı %50’nin üzerinde olan şirketlerden oluşmaktadır. Tablo-1

Ayrıca söz konusu bedelli sermaye artırım süreçlerinde dikkat çeken örnekler de ortaya çıkmıştır. Aşağıda tablo olarak verilen bahse konu bu şirketlerin, pay senetlerinin Borsadaki işlemlerinde bedelli sermaye artırım öncesi ve rüçhan hakkı kullanım süreçleri esnasında yatırımcıların rüçhan hakkı kullanımkararlarını manipüle eden işlemler yoğun olarak görülmüştür. Borsadaki halka açık şirketleri, azınlık pay oranında olmalarına rağmen imtiyazlı payların oy hakkı ile yöneten ortaklar bahse konu bedelli sermaye artırım süreçlerinde SPK’ndan (Sermaye Piyasası Kurulu) izin başvurularına olağanüstü kolaylıkta onay alırken, aynı zamanda şirket hisse senetlerinin Borsa işlemlerinde piyasa dolandırıcıları cirit atıyor. Bu konularda uyarıcı yazılar, beyanlar daha önce defalarca piyasa uzmanlarınca yayınlansa da bu film sürekli vizyonda kalmaya devam ediyor. Doğrusu gözlerimiz her bahane ile yatırımcıyı koruduğunu iddia eden Sermaye Piyasası Kurulunu arıyor ama kendilerini böyle durumlarda genelde seyirciler arasında otururken görüyoruz. Aşağıdaki tablomuza dönecek olursak, bedelli sermaye artırımı yoluyla piyasadan en fazla fon çeken şirketlerin İhlas Holding grubu şirketler olduğu görülmektedir. (1,4 milyar TL)

01.04.2020- 15.11.2021 Tarihler Arası Bedelli Sermaye Artırımı

BIST Kodu

Önceki Sermaye (Bin TL)

Rüçhan Hakkı Kullanım Tutarı (Bin TL)

Oran (%)

Fiili Dolasim 15.11.2021

TARİH

GLRYH

30.000

90.000

300

99,7

06.04.21

CEMAS

474.000

317.000

67

98,2

02.03.21

PEGYO

89.100

53.460

60

93,8

18.01.21

ADESE

252.000

756.000

300

93,8

08.11.21

KRSTL

96.000

96.000

100

90,0

11.08.21

FORMT

76.000

170.000

224

89,2

02.04.21

DENGE

50.000

250.000

500

87,2

08.07.21

OSTIM

76.231

57.173

75

84,7

01.03.21

YESIL

6.750

208.250

3.085

81,8

08.06.21

AKSUE

16.500

16.500

100

81,0

23.02.21

KATMR

217.500

435.000

200

79,8

27.08.21

ALMAD

105.000

170.000

162

79,6

07.10.21

HDFGS

70.000

140.000

200

78,8

13.01.21

IHLAS

790.400

709.600

90

78,7

08.02.21

FLAP

31.250

62.500

200

78,5

05.04.21

AKYHO

41.365

82.730

200

77,7

11.02.21

ODAS

600.000

800.000

133

77,2

02.08.21

EMKEL

24.300

50.700

209

77,1

25.02.21

GLYHO

325.888

324.112

99

76,0

04.08.21

IDGYO

10.000

40.000

400

76,0

02.07.21

FRIGO

11.100

94.350

850

75,2

03.11.21

MRGYO

110.000

220.000

200

69,0

11.06.21

METUR

18.000

36.000

200

68,0

09.06.21

PEKGY

253.000

1.012.000

400

61,0

01.06.21

IHGZT

180.000

619.992

344

59,7

04.05.21

SKTAS

78.234

75.566

97

57,6

11.08.21

DGKLB

269.070

80.930

30

53,7

13.01.21

TOPLAM

6.967.863

Tablo-1: Fiili dolaşım oranı %50’nin üzerindeki payların sermaye artırımlarının analizi

Üzerine bir kez daha basarak söylemek gerekirse, Sermaye Piyasası Kurulunun bu tür halka açıklık oranı ve fiili dolaşım oranı yüksek şirketlerin bedelli sermaye artırım başvurularında şaşırtıcı hızlı ve kolaylaştırıcı davranması geçmiş örnekleri olmayan işlemlerdir.

Konuyu hisse fiyat hareketleri açısından yorumlayacak olursak, IHLAS payları bedelli sermaye artırımı öncesinde en yüksek 1,27 TL (14.12.2020) seviyesini görmüş olup sermaye artırımının ardından 0,53 TL (15.10.2021) seviyesine kadar gerilemiştir. 15.11.2021 kapanış fiyatı (0,56 TL) itibarıyla en yüksek fiyat seviyesine göre %55,9 değer kaybı görülmektedir. Aşağıda grafik örneğinden de görülen bu fiyat hareketlerinin kendiliğinden yani piyasa şartlarından olmadığı, açık bir müdahale ve göz yumma vakalarının iç içe olduğu herkesin malumudur.

borsada-yagma-var-948913-1.

Vermiş olduğumuz bu örneğin dışında tablomuzda %3085 oranında bedelli sermaye artırım oranını, kendi bedelli sermaye artırımına katılmayan imtiyazlı pay sahibi yönetici ortakları, geçmişte bir çok sermaye piyasası vukuatı bulunan şirketlerin bedelli sermaye artırım izinleri gibi geçmiş dönemlerde olmayan örnekleri görebiliriz.Bu tablodaki bir çok şirketin bedelli sermaye artırım öyküsü piyasasın zaten dilinde; bizim burada vurgulamak istediğimiz husus bu tür bedelli sermaye artırım örneklerinin sermaye piyasasına zerre fayda sağlamadığı, aksine yatırımcıların cebindeki paranın hile ile imtiyazlı paylar marifetiyle şirketlerde yönetim hakimiyeti olan ortaklara aktarılma işlemi olduğunu bir kez daha söylemek ve bu şirketlerin anılan işlerinin onay süreçlerinin SPK’nda neden bu kadar kolay olduğunu, Kurulun ne tür bir motivasyon ile davrandığını irdelemek.

Bir önceki yazımızı “acaba SPK uyuyor mu, yoksa uyur numarası mı yapıyor?” diyerek bitirmiştik. Bu yazımızı ise “Kış uykusu bile bu kadar uzun sürmez” diye bitiriyoruz. Bir sonraki yazımızda sermaye piyasasına dair güncel örneklerle devam edeceğiz.