Boşandığı erkek Atilla Karabulut tarafından tehdit edilen Ayşem Erdal, “Sesimin duyulması için ölmem mi, ölmemiz mi gerekiyor?” diyor

Boşandığı Atilla Karabulut tarafından tehdit edilen Ayşem Erdal: Sesimizin duyulması için ölmemiz mi gerek?

Nisa KÜÇÜK

İstanbul Sözleşmesi’nin bir gece yarısı feshedilmesine tepkiler sürerken erkekler de kadınlara karşı şiddet uygulamaya ve tehdit etmeye devam ediyor. Boşandığı erkek tarafından tehdit edilen bir kadın da Ayşem Erdal. Üç sene önce Atilla Karabulut’tan boşanan Erdal, hayatından endişe duyduğunu söyledi. Erdal, boşanmasına rağmen Karabulut’un hayatına müdahale etmek istediğini aktardı. Erdal yalnız yaşamak istediği günden beri Karabulut’tan tehdit edildiğini aktardı. Erdal, "Sesimizin duyulması için ölmemiz mi gerekiyor" diye konuştu.

Geçen hafta sokak ortasında hakaret ve darba maruz kaldığını kaydeden Erdal, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Aldatıldığım için 11 yıllık evliliğimi bitirdim. Ayrıldıktan sonra ailemle yaşamaya başladım. Bu esnada barışma dönemimiz oldu ancak yürütemediğimizi fark edince ilişkimizi bitirdim. Bu dönemde yine çocuklarımla görüştü. Ailemle yaşadığım evden ayrılmak istiyordum. Bir ay önce bunu duyunca ‘Sen tek başına yapamazsın. Beraber ayrı eve çıkalım’ teklifinde bulundu. Ben de onunla yeniden aynı evi paylaşmak istemediğimi söyledim. Ne olduysa da bundan sonra oldu. Ben onu reddettiğim, aynı evi paylaşmak istemediğim için tehditler başladı. Çocuklarımı yakın bir kadın arkadaşımın çocuğunun doğum gününe götürmüştüm. Orada olduğumu öğrenince kapıya gelmiş. Biz dışarı çıktığımızda çocuklarımın gözü önünde beni darp etmeye çalıştı, hakaretler etti. Biz polisi arayana kadar arabasına binip gitti. Bu olaydan sonra darp raporu aldım, şikâyetçi oldum.”

CEZALANDIRILMASI İÇİN DAHA NE YAPMASI LAZIM?

“Evlilik esnasında da darp ediliyordum, hakarete maruz bırakılıyordum” diyen Erdal şöyle devam etti: “Boşanma sırasında kolumu kırdığı için bir ay 26 gün mahkumiyet cezasına çarptırıldı ama hala dışarıda. Umarım cezasını yatar. Bu insan daha önce beni yaraladı, çocuklarımın yanında beni darp etmeye cesaret etti. Belki de ben bu olayları bir daha anlatamayacağım. Sesimin duyulması için ölmem mi, ölmemiz mi gerekiyor? Bu insanın içeriye alınması için daha ne yapması lazım?”

KADINLAR İÇİN SİSTEM ÇOK YAVAŞ İŞLİYOR

Bu zamana kadar çocuklarının psikolojisinin bozulmasını istediğini aktaran Erdal sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çocuklarım baba sevgisinden, ilgisinden eksik kalmasın diye çocuklarımı hiçbir zaman ondan esirgemedim. Ama o bu durumu ‘Çocukları gösteriyor, o zaman bana kesin dönecek. Barışmaya istekli’ şeklinde anladı. Ben çocuklarım için belli zamanlarda onunla bir araya geldim ama o bunu çok yanlış yorumladı. Öfke kontrolü sorunu yaşayan bir insan. Evet bir hukuk devletiyiz ama sistem maalafes kadınlar, çocuklar için çok yavaş işliyor. Bunun hızlanması, acil bir şekilde müdahale edilmesi gerek. Kadınların yalnız bırakılmamasını istiyorum. Bir yere bir şikâyette bulunduğumuzda en iyi ihtimalle 10-15 gün beklemek zorunda kalıyoruz. Benim bu insana ilişkin en az üç uzaklaştırma kararım var. Her şey o kadar geç işliyor ki daha ne yapacağımı bilemiyorum.”