Bozcaadalı kadınlar, İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması talebiyle Cumhuriyet Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. Adalı kadınlar adına konuşan Ünsal, “Erkeklerin kadınları öldürme hakkını kendilerinde bulmalarını sağlayan eril zihniyete ve bu zihniyeti besleyecek politikaları devreye geçiren iktidara itiraz ediyoruz” dedi.

Bozcaadalı kadınlar: İstanbul Sözleşmesi uygulansın

SERKAN İLİK

Bozcaadalılar, İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması talebiyle Cumhuriyet Meydanı'nda oturma eylemi yaptı. Adalı kadınlar, "Erkeklerin kadınları öldürme hakkını kendilerinde bulmalarını sağlayan eril zihniyete ve bu zihniyeti besleyecek politikaları devreye geçiren iktidara itiraz ediyoruz" dedi.

Adalı kadınlar adına konuşan Burcu Ünsal, “Son 12 buçuk yılda Türkiye’de ölüm sebebinin cinayet olduğunu bildiğimiz 3 bin 45 kadın var. Erkeklerin kadınları öldürme hakkını kendilerinde bulmalarını sağlayan eril zihniyete ve bu zihniyeti besleyecek politikaları devreye geçiren iktidara itiraz ediyoruz” dedi.

bozcaadali-kadinlar-istanbul-sozlesmesi-uygulansin-760865-1.

KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR

Basın açıklaması metninde şu ifadeler yer aldı:

“Yıllardır süregelen kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Neredeyse her gün çeşitli medya kanallarında ismi açıkça yazılmamış bir erkeğin, adı ve fotoğraflarıyla haber olan bir kadını öldürdüğü haberi ile karşılaşıyoruz.

En son Muğla’da eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı tarafından canice öldürülen Pınar Gültekin cinayeti ve hemen aynı tarihlerde 20 Temmuz’da oğlu Berk Karan tarafından öldürülen Seher Fak cinayetini okuduk, izledik!

Fakat bu cinayetler ne ilk ne de son… Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Emine Bulut simgeleşmiş ve hepinizin hatırlayacağı isimler. Peki ya diğerleri?

Son 12 buçuk yılda Türkiye’de ölüm sebebinin cinayet olduğunu bildiğimiz 3 bin 45 kadın var. Uğradıkları şiddetle intihara sürüklenen kadınlar, kayıtlara çocuk ölümü diye işlenen kadın cinayetleri, iş kazası diye işlenen kadın cinayetleri, kayıtlara ölüm sebebi farklı olarak geçen kadın cinayetlerini ise hiç bilmiyoruz, bilemeyeceğiz.

Bütün bu şiddetin, ataerkil erkekliğin kendini var etme çabasından kaynaklandığı apaçıktır. Eril şiddet, ataerkil düzenle birleştiğinde, kadın, her alanda doğuştan adaletsiz bir mücadeleye sürüklenmek zorunda kalıyor.

Bu yüzden kadın cinayetleri politiktir. Çünkü toplumsal ve gelenekçi erkeklik düzeni, devamlılığını ancak kadını yok sayarak gerçekleştirebilir. Her alanda eşitlikçi ve mücadeleci kadının varlığı bu eril zihniyet yok olana kadar devam edecektir.

bozcaadali-kadinlar-istanbul-sozlesmesi-uygulansin-760867-1.

İKTİDARA İTİRAZ EDİYORUZ

Erkeklerin kadınları öldürme hakkını kendilerinde bulmalarını sağlayan eril zihniyete ve bu zihniyeti besleyecek politikaları devreye geçiren iktidara itiraz ediyoruz.

Buradan hareketle, kadının şiddete karşı koruma kalkanlarının en önemlisi olan ve 2012’de İstanbul’da Avrupa ülkeleri tarafından imzalanan İstanbul Sözleşmesinin fesih edilmesinin istenmesini şiddetle eleştiriyor ve devamlılığını istiyoruz.

Çünkü İstanbul Sözleşmesi özetle şunları hedefler:

Kadına şiddeti ortadan kaldırmayı amaçlar.

Bütün bireyleri ev içi şiddetten korur.

Toplumsal eşitlik kavramını tanımlar.

Toplumda yaşayan tüm kesimlerin LGBTİ ve çocuklar dâhil korunması gerektiğini ifade eder.

Şiddetin azalmasına yönelik toplumsal eğitimi koşul tutar.

Şiddet mağdurlarına destek verilmesini sağlar.

Şiddete gerekli cezanın verilmesini öngörür.

Yarın bugünden daha güçlü ve eşit olsun diye verilen mücadelede biz de varız. Pınar’lar, Emine’ler, Münevver’ler, Şule'ler Halime’ler, Ceren'ler, Özgecan'lar ve binlercesi…”

Eylem 5 dakikalık sessiz oturma eyleminin ardından sona erdi.