1917’deki Büyük Ekim Devrimi’nden bir yıl sonra Birinci Dünya Savaşı’nın yerle bir ettiği Almanya’nın birçok kentinde peşi sıra küçük Sovyet Cumhuriyetleri kurulur. Savaş yorgunu ülkenin dört bir tarafında filizlenen irili ufaklı Konseyler’den en büyüğü güneydeki Bavyera Sovyet Cumhuriyeti’ydi. Kiel, Wilhelmshaven, Berlin, Stuttgart, Braunschweig, Frankfurt, Hannover, Hamburg, Lübeck, Lüneburg’daki “Sovyetler” ise ilk akla gelenlerden. İşçi/köylü/asker Alman […]

1917’deki Büyük Ekim Devrimi’nden bir yıl sonra Birinci Dünya Savaşı’nın yerle bir ettiği Almanya’nın birçok kentinde peşi sıra küçük Sovyet Cumhuriyetleri kurulur. Savaş yorgunu ülkenin dört bir tarafında filizlenen irili ufaklı Konseyler’den en büyüğü güneydeki Bavyera Sovyet Cumhuriyeti’ydi. Kiel, Wilhelmshaven, Berlin, Stuttgart, Braunschweig, Frankfurt, Hannover, Hamburg, Lübeck, Lüneburg’daki “Sovyetler” ise ilk akla gelenlerden.

İşçi/köylü/asker Alman Sovyet Konseyleri’nin kıvılcımı kuzeyde Danimarka sınırındaki Kiel ve Wilhelmshaven’da savaşmak, ölüme gitmek istemeyen donanma askerleri tarafından gemilere kızıl bayrakların çekilmesiyle verilmişti. 9 Kasım’da isyan Berlin’e ulaşır. Kısa sürede Ekim Devrimi’nin etkisiyle devrim dalgası bütün Almanya’yı sarar. Pek çok kentte İşçi/Asker Konseyleri kurulur, ken yönetimlerine el konulur.

TÜM İKTİDAR SOVYETLER’E

Bunlardan en dikkat çekenlerinden birisi de ülkenin kuzeyinde Weser ırmağının kenarında kurulan Bremen/Wesser Sovyet Cumhuriyeti’dir. Almancasıyla Wesserrische Räterepublik. Sosyalist Cumhuriyet Bremen İşçi Konseyi tarafından 10 Ocak 1919’da ilan edilir. Sosyalist Bremen Cumhuriyeti’nin ilanı bir telgrafla Almanya’daki bütün işçi ve asker konseylerine “Bremen proletaryası, kaderini kendi proleter halkının hükümetinin ellerine verdi” sözleriyle duyurulur.

Sovyet Konseyi üç ana gruba ayrılsa da solun tüm renklerini barındırır içinde. Sosyal demokratlar Spartakistler, sosyalistler, reformistler, komünistler… Çeşitliliğe rağmen Konsey’de sağcı reformist Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) ağırlığı fazladır. Sosyal demokratlar parlamenter siteme geçilip, işçi ve asker konseylerinin ortadan kaldırılması için bastırır. Ülke genelindeki Konseyler Kongresi’nde SPD delegeleri, konseyler hareketinin sona ermesi gerektiğini anlatıp durur.

Alman egemenleri de sosyal demokrat hükümet de telaşlıdır. Tahammülleri yoktur Sovyet Konseyi’ne. Hollanda’ya kaçan Kayser II. Wilhelm’e bağlı İmparatorluk Bankası Bremen Sosyalist Cumhuriyet’ini çökertmek için harekete geçer. Kayser’in kaçmasıyla sosyal demokratlara kurdurulan hükümet orduyu yönlendirir. Sosyal demokrat iç güvenlik bakanı Gustav Noske’nin emriyle 19 Ocak’ta 3 bin 500 kişilik acımasız Gerstenberg Tümeni Bremen’e sevk edilir.

İşçilerden, gönüllülerden oluşan Bremen komandoları silahlandırılsa da sosyal demokratların tutumu direnişi baltalar. Dönemin yayın organları üzerinden halk komiserlerinin istifa etmesi, çatışmaya girilmemesi için propaganda yapılır. Buna rağmen Bremen’li devrimciler direnirler. 4 Şubat sabahı kente saldırı başlar. Tanklar, toplarla vurulur Bremen.

O günün akşamında Gerstenberger Tümeni Bremen Sosyalist Cumhuriyeti tıpkı Bavyera ve diğer bölgelerdeki gibi ezer. Devrim Konseyi yerine Sosyal demokratlardan oluşan bir hükümet atanır. Katledilen direniççilerin sayısı hiçbir zaman tam olarak açıklanmaz. 5 Şubat’ta Gerstenberg birlikleri, Bremerhaven, Geestemünde ve Cuxhaven’deki konseyleri de ortadan kaldırır. Devrimin kartalları Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht ise çoktan Berlin’de katledilmişlerdir. Bütün bunlarda SPD’nin yalnızca onayı değil aynı zamanda katkısı da vardır.

YARIM KALAN DEVRİMLER

4 Şubat Bremen Devrim’inin bastırılışının 100’üncü yıldönümüydü. 9 Kasım ise Alman tarihine derin izler bırakan Kasım Devrimi’nin 100. yılıydı. Yarım kalan Alman Devrimi’nin müstesna bir örneğidir Bremen. Her iki devrim de ağır bir ihanete uğradı. Şayet sosyal demokratların ihanetiyle bastırılmasaydı devrimler, bambaşka bir Almanya ve Avrupa’dan bahsediyor olaktık bugün. Yarım kalan devrimlerin ölümcül sonuçları oldu. Kısa süre sonra burjuvaziyle işbirliği yapan sosyal demokratların kendileri de devrildi. Ekonomik buhranın da etkisiyle bütün bir ülke çok geçmeden faşizme teslim edilecekti.

İşçi ve asker konseylerinden oluşan bu cumhuriyetlerinin ömrü kısa sürse de tarihteki yerlerini koruyorlar.