Birleşik Krallık, Avrupa Birliği ile yapılan son Brexit anlaşmasını yasalaştırarak resmiyete döktü ve 31 Ocak günü AB’den çıkacak

Brexit: Bu defa gerçek

Jen KIrby

Bitmek bilmeyen Brexit tartışmalarına sahne olan Avam Kamarası, Brexit yasa tasarısını 9 Ocak günü sessiz sedasız onayladı. Lordlar Kamarası ise yasa tasarısını bazı değişiklik talepleriyle geri gönderdi. Avamlar direnince Lordlar yıldı ve tasarı olduğu gibi kabul edildi. Parlamento da onayını verince Perşembe günü Kraliçe’ye sunuldu, Kraliçe’nin onayıyla İngiltere’nin AB’den çıkışı resmiyete kavuştu.

Başbakan Boris Johnson’ın Aralık ayında kazandığı seçim zaferi ile partisi Avam Kamarası’nda 80 koltukluk çoğunluğa ulaştı ve Brexit süreci daha sıkıcı bir hale geldi çünkü muhaliflerin hükümet planlarına direnecek pek bir dirençleri kalmadı. Johnson’ın çok destek sahibi olmadığı Lordlar Kamarası dahi pek bir ses çıkarmadı çünkü seçmenin iradesini hiçe saydığı görüntüsünü vermek istemedi.

Her halükarda önemli bir dönüm noktasındayız. Birleşik Krallık AB üyeliğini sonlandırıyor ve AB ülkeleriyle ilişkilerini şekillendireceği yeni bir yol haritası var. Avrupa Parlamentosu’nun Brexit anlaşmasını 29 Ocak’ta onaylaması gerekiyor fakat bu büyük ölçüde formalite.

Yani Birleşik Krallık’ın AB ile olan 40 yıllık evliliğinin bu ay sonu biteceğini söyleyebiliriz.

31 OCAK'TAN SONRA NE OLACAK?

Başta ikili ilişkiler çok da farklı görünmeyecek. 11 aylık bir geçiş süreci olacak. Bu esnada Birleşik Krallık çoğunlukla AB kurallarını uygulamaya devam edecek fakat içeride karar alma süreçlerine katılmayacak.

AB ve Birleşik Krallık’ın geleceğinin neye benzeyeceği bu geçiş döneminde kararlaştırılacak. Ticari ilişkiler, finansal hizmetlerin denetimi, güvenlik işbirliği ve birçok farklı konu...

Müzakereler Şubat ya da Mart ayında başlayacak ve tamamlanmaları için 11 aydan az süre olacak. AB’den birçok yetkili bu sürenin yetmeyeceği uyarısında bulunuyor; nihayetinde bu noktaya gelmek bile üç yıl sürdü.

Tabii yapılan anlaşmayı 2022 sonuna kadar erteleme şansı var. Ancak Johnson son seçim kampanyasında bu süreci daha fazla uzatmayacağının sözünü verdi ve yasalaşan Brexit tasarısında da buna yönelik önlemler var. Yasalarda değişiklik her zaman mümkün olsa da mevcut durumda AB ve İngiltere’nin yoğun bir takvimle müzakere etmesi gerekiyor.

AB DENETİM UYGULAYABİLİR

Brexit yanlılarına göre bu kısıtlı zaman aralığı hem İngiltere’de hem Brüksel’de herkesi hizaya getirecek. Aksi takdirde AB’nin sürece taş koyacağına ve İngiltere’yi AB’de tutmaya çalışacağına inananlar var. Aslına bakarsanız AB de Brexit sürecinden bıkmış durumda. Nihayetinde tüm bu dertleri AB’nin başına açan İngiltere oldu.
Ancak AB’deki liderler bir konuda taviz vermeyeceklerdir: İngiltere AB pazarına erişim istiyorsa, AB denetiminden kaçamayacaktır.

Önümüzdeki süreçte müzakerelere ‘adil rekabet’ kavramı damga vurabilir. AB İngiltere’nin vergi indirimleri, ekonomik denetim serbestileri, gevşek çevre ya da işgücü yönetmelikleri vasıtasıyla AB’yi alt etmeye çalışmasına engel olmak isteyecektir.

Fakat Brexit gerçekleşince yürürlükten kalkacak o ‘meşakkatli’ yönetmeliklerden söz eden Brexitçileri hatırlayalım. Johnson hükümetinin şimdiye dek verdiği görüntü, ülkenin AB yönetmeliklerinden çok şaşmayacağı yönünde. Ancak o ilk vaatlere dönülecek olursa işler karışabilir. AB şu an İngiltere’nin en büyük ticaret ortağı. İngiltere üretimi malların %45’i AB’ye gidiyor ve ithalatının yarısı AB menşeili.

Johnson dünyanın geri kalanıyla yepyeni ticaret anlaşmaları yapılacağını vaat etti fakat ticareti baştan şekillendirmek zaman alan bir şey. Şu anki resme bakacak olursak eğer AB ve Birleşik Krallık 2020 sonuna dek anlaşmaya varamazsa, kıtada ekonomik ilişkiler altüst olacak.

Her halükarda, Birleşik Krallık ve AB 31 Ocak günü boşanıyor. Sonrasında herkes ‘Brexit’ gerçekten ne demekmiş görecek.

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Vox