Brexit taslağı kabul edildi fakat taslak metin sebebiyle üç bakan istifa etti. Anlaşma, ne AB’den ayrılmak isteyenleri, ne de birlikte kalmayı savunanları tatmin ediyor

Brexit krizi May’i sarstı

İngiltere hükümeti, İngiltere Başbakanı Theresa May tarafından önerilen Avrupa Birliği’nden çıkış anlaşmasını kabul etti. Buna karşın anlaşma ne AB’den ayrılmak isteyenleri, ne de birlikte kalmayı savunanları tatmin ediyor. Taslak metin sebebiyle dün Brexit Bakanı Dominic Raab ve Kuzey İrlanda’dan Sorumlu Devlet Bakanı Shailesh Vara ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Esther McVey istifa etti. Geçen yıldan bu yana istifa eden bakan sayısı 8 oldu.

Taslak anlaşma, İngiltere’nin AB’den “yumuşak çıkışını” öngörmesi sebebiyle hem çıkış taraftarlarının hem de birlikte kalmak isteyenlerin tepkisini çekiyor. Öte yandan, Kuzey İrlanda’nın yeni statüsü de önemli bir tartışma. Taslak anlaşmaya göre Kuzey İrlanda ile İngiltere’nin geri kalanı arasında “gümrük dışı kontroller” yapılarak kimi malların geçişi denetim altına alınacak.

Hükümet kaos içinde
Ana muhalefetteki İşçi Partisi’nin lideri Jeremy Corbyn ise May’in baştan savma bir anlaşmayla işleri yüzüne gözüne bulaştırdığını, taslağın bizzat başbakanın kırmızı çizgilerini ihlal ettiğini ve kendilerinin 6 maddeli sınavını da geçemediğini söyledi.

Anlaşma taslağında geçiş sürecinin ‘20XX’ tarihine dek uzatılmış gözüktüğüne dikkat çeken Corbyn, “Bu, 2099’a dek süreceği anlamına mı geliyor” diyerek dalga geçti. Kimsenin onayını alamayan bu ‘yarı pişmiş’ anlaşmanın hükümet tarafından geri çekilmesi gerektiğini belirten İşçi Partisi lideri, hükümetin kaos içinde olduğunun altını çizdi.

***

Taslağı kimse beğenmiyor

Parlamentodaki oylama şimdiye kadar Theresa May’in önüne çıkan engellerin tartışmasız en büyüğü. Público’nun Brüksel muhabiri Teresa de Sousa, başbakanın plansızlığını eleştirerek “May’in sloganı şu: ‘Ya hep, ya hiç.’ Öyle bir plan ki, hiç kimse tam olarak beğenmiyor; ne kendi partisindeki radikaller, ne de Birleşik Krallık’ın AB’de kalması için sonuna kadar mücadeleye hazır olanlar. Britanya hükümetinin ve siyasilerin, nasıl olup da net bir plan, açık hedefler ve tutarlı bir ulusal müzakere stratejisi olmadan, 60 milyon Britanyalının geleceğini riske atarak işi bu noktaya getirdiklerini anlamak mümkün değil.” ifadelerine yer verdi.