Jean Charles de Menezes, öğrenci olarak geldiği Londra’da elektrikçi olarak çalışan genç bir Brezilyalı göçmendi. Arkadaşlarının anlattığına göre 7 Temmuz Londra metrosu bombalamalarından....

Jean Charles de Menezes, öğrenci olarak geldiği Londra’da elektrikçi olarak çalışan genç bir Brezilyalı göçmendi. Arkadaşlarının anlattığına göre 7 Temmuz Londra metrosu bombalamalarından sonra kaygılanmış ve motosiklet alıp trenlerden uzak durmayı bile düşünmüştü. Sıradan bir günde, 22 Temmuz 2005’te sabah, Scotia sokağındaki evinden çıktı, otobüsle Stockwell metro istasyonuna gitti. Takip eden polis, Jean Charles’ı tam trene bindiğinde yakaladı ve kafasına yakın mesafeden 7 kurşun sıkarak katletti.

Olayda sorumluluğu defalarca ispatlanan Londra metropolitan polisi genel müdürü, Sör Ian Blair’in istifası üç yıl gecikmeyle Ekim ayının başında gelebildi. O da Londra’nın yeni belediye başkanı Boris (Kemal) Johnson’ın baskısıyla.

Blair’in istifası bir nebze olsun rahatlama yaratacakken, Salı günü bomba patladı. Bizim istifa eden sorumlu müdür, sözleşmesi gereği olarak 2010 yılına kadar olan maaşını tazminat olarak ve ondan sonra da azımsanamayacak bir emekli maaşı alacakmış: Yaklaşık 900 bin YTL avans ve ardından da 7 milyon YTL kadar tutacak bir emeklilik! İşte başarının ödüllendirildiği ülke! Başka ülkelerdeki yüzsüzlere örnek olsun; istifa edin, bonusunuzu alın, ne şiş yansın ne kebap!

Bonus kralı müdür, Ian Blair, muradına ve paracıklarına kavuşurken cinayetle ilgili detaylar tek tek ortaya dökülmeye devam ediyor. Jean Charles’ın ailesi ve avukatlarının açtığı davanın her duruşmasında belki tahmin edebileceğimiz ama yeni şeyler öğreniyoruz. Daha ne itiraflar gelecek onu göreceğiz.

Çarpıcı olan kıdemli veya kıdemsiz olaya karışmış olan polislerin kasti olarak kamuoyunu yanıltma çabaları. Açıkça çıkıp yalan söylemiş olmaları. Görgü tanıkları olmasa belki Jan Charles’ın Osman olduğunu bile yutturacaklar bize. Nasılsa profil uyuyor; Osman da Jan Charles da biraz esmer, ikisi de insan!

Polisin su ana kadar ki yanıltıcı ve doğrulanmayan ifadelerine bir bakalım: Etraftakileri ve Menezes’i uyardıklarını iddia ettiler. Duruşmada bunu doğrulamayan tanıklardan Bayan Dunwoodie, o gün aynı trende olduğunu ve polisin hiç bir uyarı yapmadığını ve kontrolsüz davranarak panik yarattığını söyledi. Aynı trendeki Bay Livelock ifadesinde ‘resmi kıyafetli değillerdi, polis oldukları belli değildi, söylemediler de; bunları başı bozuk saldırganlar sandım; sakin bir yolcuyu rahatsız ediyorlardı’ dedi.

Polis’in Menezes’i tanımadan, sadece Osman zannederek vurduğu da ortaya çıktı. Sorumlu polisler peşinde oldukları kişinin fotoğraflarının olaydan saatler sonra ellerine ulaştığını da itiraf ettiler. Polis, Jean Charles ‘bize direndi, kamu güvenliği açısından öldürmek zorunda kaldık’ dedi. Tanıklar, Jan Charles’ın sadece korkuyla baktığını, direnmediğini ve sessizce öldürüldüğünü söylediler.

‘Polis her yerde polis’ dedirtircesine, bir de, olayla ilgili bilgisayar kayıtlarının davadan hemen önce değiştirildiği ortaya çıktı. Tabii ki polis ‘bu konuda konuşmayı uygun bulmuyor’ şimdilik. Davanın erken safhalarında da Londra Metropol Polis Teşkilatı suçlu bulunmuş ancak hiçbir polis kişisel olarak suçlanmamıştı. Blair de istifayı reddetmişti.

Polisin Menezes’in kafasına yakın mesafeden 7 kurşun sıkarak öldürmüş olması açıklama bekleyen sorulardan bir tanesi. Umarım bunun altından çirkin ırkçı itiraflar çıkmaz. Bir kaç yıl önce polis teşkilatında kurumsal ırkçılık olduğu rapor edilmiş olduğunu hatırlarsak bu küçük bir ihtimal de sayılmaz.

Bu operasyonda daha yukardan yönetilen ‘derin devlet’ şüphesi uyandırabilecek türden siyasi tercihlerin olup olmadığı henüz gündeme gelmedi. Ama her ne pahasına olursa olsun bir ‘terörist’ öldürmeliyiz cinsinden politikalar tarihte mevcut ve İngiltere de bu derin devlet teröründen azade değil. Belki bir tarihte bu olaya karışanlardan birisi anılarını anlatmaya karar verip bizi aydınlatır.

Operasyondan sorumlu birimin müdürü ‘hatalıyız ama elimizden başka bir şey gelmezdi’ buyurdu. Onun da müdürü en sonunda baskılara dayanamayıp istifa etti, bonusunu alıp gidecek. Şimdilik Menezes ailesi ve kamuoyu için tek teselli bu. Başları sağolsun. Bonus müdür için söyleyecek söz yok; su nerede? Blair içti, dağa kaçtı; dağ nerde? yandı bitti, kül oldu!