Britanya Müslüman Birliği Sözcüsü: Aşırı sağın eylemlerinde medya ve siyasetçilerin de rolü var
İngiltere'deki Müslüman sivil toplum kuruluşlarının öncülerinden olan Britanya Müslüman Birliği Sözcüsü Mustafa Al Dabbagh, medyanın ve siyasetçilerin Müslüman karşıtlığının artmasında rolü olduğunu ve buna önlem alınmadığını söyledi.
2003'te Irak Savaşı'nın başlaması sırasında yaptığı protestolarla adını duyuran Britanya Müslüman Birliği'nin Sözcüsü Mustafa Al Dabbagh, İngiltere'deki Müslümanları hedef alan saldırıları değerlendirdi.
Britanya Müslüman Birliği'nin Sözcüsü Mustafa Al Dabbagh, İngiltere'deki Müslümanları hedef alan saldırıları değerlendirdi.
Dabbagh, İngiltere'de 29 Temmuz'da başlayan sokak gösterileri ve şiddet olaylarının tüm ülkeye yayıldığını söyleyerek, "Şiddet yanlısı haydutların ülkenin dört bir yanında camileri, Müslümanları, Müslüman olarak algıladıkları kişileri, göçmenleri ve sığınmacıları hedef aldıkları biliniyor. Bu aşırı sağcılar, aşırı sağ yanlısı yayın yapan bazı medya kanalları ve siyaset kurumumuzun bir kısmı tarafından kışkırtıldılar" dedi.
İngiltere'de Müslüman karşıtlığının son yıllarda yükselişe geçtiğini belirten Dabbagh, durumun kontrolden çıktığına dikkati çekti.
"AŞIRI SAĞCILAR MÜSLÜMANLARDAN NEFRET EDİYOR"
Dabbagh, medyanın ve siyasetçilerin aşırı sağcıların işledikleri suçlarda paylarının olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Uzun zamandır siyasetçilerimiz İslamofobik yorumlarda bulunuyorlar, bazı medya kanalları İslamofobik ifadeleri ve İslamofobik görüntüleri kanallarında göstermeyi sürdürüyor. Tüm bunlar bugün sokaklarımızda gördüğümüz şiddet ve haydutluğa yol açtı. Hükümetimizin, siyaset kurumumuzun ve medyamızın, son birkaç yıldır sürdürdükleri söylemin, gördüğümüz şiddetin itici gücü ve temel nedeni olduğunu kabul etmelerinin zamanı geldi."
İngiltere halkının bir kısmının medyada gösterilen Müslüman karşıtı dezenformasyona kapılarak sokaklara çıktığını ifade eden Dabbagh, olayların bu kadar büyümesinin bir sebebinin de hükümetin harekete geçmemesi olduğunu aktardı.
Dabbagh, İngiltere'deki aşırı sağcıların Müslümanlara karşı duydukları nefret ile hareket ettiklerinin altını çizerek, "Aşırı sağcı haydutlar camilere ve Müslümanlara saldırıyor çünkü İslam'ı ve Müslümanları bir tehdit olarak algılıyorlar. Bu da başlı başına saçmalık. Sokaklardaki aşırı sağcılar, nefret ve korku ile hareket ediyor. Bizim de onlara karşı koymamız gerekiyor" diye konuştu.
İngiltere'deki sokak olaylarının ülkedeki ırkçılığın ve Müslüman karşıtlığının tezahürü olduğuna değinen Dabbagh, Müslüman karşıtlığının İngiltere'de köklü ve yerleşmiş olduğunun kanıtlandığını anlattı.
Dabbagh, Müslümanlara karşı şiddet olaylarını İsrail'in desteklediği iddialarına ilişkin, "İsrail'in şu anda aşırılık yanlılarını destekleyip desteklemediği konusunda bir yorum yapamam ama şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki geçmişte aşırı sağcıları kışkırtan ve bugün Müslümanlara karşı yapılan haydutluğun kışkırtıcısı olan Tommy Robinson gibi kişiler İsrail'i Gazze saldırısında açık açık desteklediler. Bunu da göz önünde bulundurabiliriz. Bence bugün İngiltere'de yaşananlar ve gördüğümüz haydutluk, 10-15 yıldır İngiliz medyasında ve siyasetinde Müslümanların, sığınmacıların, göçmenlerin şeytanlaştırılmasından kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı.
OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki saldırgan, 3 çocuğun öldüğü, 8'i çocuk 10 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırı gerçekleştirdi.
Sosyal medyada saldırganın kimliğiyle ilgili yayılan spekülatif haberler sonucu Southport'taki aşırı sağcılar polisle çatışarak Southport İslam Toplumu Camisi'ne taşlı saldırı düzenledi. Aşırı sağcılar, çok sayıda polisin yaralanmasına neden olurken polis minibüsünü de ateşe verdi. Southport'taki olaylar nedeniyle 53 polis ve 3 polis köpeği yaralandı, 5 kişi gözaltına alındı.
Aşırı sağcı şiddet olayları, 2 Ağustos'ta ülkenin doğu kıyısındaki Sunderland'e sıçradı. Kentteki "Masjid-e Anwaar-e Madinah" Camisi'nin dışında toplanan aşırı sağcı kalabalık polisle çatıştı. Kalabalık, kentteki polis karakolunu ateşe verirken bazı kamu kuruluşlarını da yakmak istedi. 3 polisin yaralandığı kentte 10 aşırı sağcı gözaltına alındı.
Sunderland'le aynı gün Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover'de de aşırı sağcılar, kent meydanlarında ve camilerin önlerinde toplandı.
3 Ağustos'ta Bristol, Hull, Blackpool, Stoke-on-Trent ve Blackburn'ün de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 İngiliz kentiyle Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'taki 4 farklı noktada aşırı sağcılar sokaklara indi. Bu kentlerde göçmenlere ait iş yerleri, camiler, polis araçları ve çevik kuvvet memurlarına saldıran 92 aşırı sağcı gözaltına alındı.
4 Ağustos'ta Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham kentlerinde toplanan aşırı sağcılar, yine göçmenleri ve Müslüman toplumu hedef aldı. Rotherham'da düzensiz göçmen ve sığınmacıların tutulduğu otelin önünde bir araya gelen aşırı sağcılar, binaya taş ve sandalye gibi yabancı maddeler attı.
Bu kentlerde aşırı sağcılar, yer yer karşıt görüşlü gruplar, dini ve ticari yapıları korumaya çalışanlarla da karşı karşıya geldi. Özellikle Hull ve Stoke-on-Trent'te iki aşırı sağcının bıçaklandığı haberi, olayların şiddetlenmesine neden olurken polis, bu haberlerin yalan olduğunu duyurdu. Blackpool ve Manchester'da eylemlerin sona ermesi çağrısı yapan polis, yeniden toplanmayı da yasakladı.