Britanyalı sosyalistler, Kraliyet’i BirGün’e anlattı: Miadı dolmuş feodal kurum
İskoç Sosyalist Parti Sözcüsü Colin Fox ve Britanya Komünist Parti Üyesi Dr. Richard Shillcock, Kraliçe 2. Elizabeth’in ölümünün ardından Kraliyet’in taşıdığı siyasi anlamı BirGün’e değerlendirdi. Fox, Elizabeth’in “düzenin muhafazakâr değerleri ve serbest pazarın istikrarı” için çalıştığını belirtirerek, “Önümüzdeki hafta medyanın bu miadı dolmuş feodal kurumla ilgili dalkavukça ve şakşakçı haberleriyle vites yükseltmesinden hoşlanmayacağız” yorumunu yaptı. Öte yandan İrlanda Cumhuriyetçi Sosyalist Partisi, “Kraliçe Elizabeth’i başkumandan olarak işlediği suçların nihai sorumlusu olarak hatırlayacağız” açıklamasında bulundu.
Ömür ŞAHİN KEYİF / Edinburgh
İngiltere Kraliçesi 2’nci Elizabeth hayatını kaybetti. 1952’de ‘görevi’ babasından devralan Kraliçe Elizabeth’in ardından tahta oğlu Prens Charles geçecek. Milyon dolarlık düğünleri, skandalları, sınırsız servetiyle tüm dünyada ana akım medyanın ilgisini çeken Kraliyet Ailesi aslında hem Birleşik Krallık halkları hem de dünyanın geri kalanı için ‘sembolik’ olmanın ötesinde.
İskoç Sosyalist Parti Sözcüsü Colin Fox ve Britanya Komünist Parti Üyesi Dr. Richard Shillcock, Kraliçe’nin mirasını BirGün’e yorumladı.
“Kraliçe Elizabeth devletin seçilmemiş, kalıtsal başkanıydı” diyen İskoç Parlamentosu Eski Üyesi ve İskoç Sosyalist Parti Sözcüsü Colin Fox, Kraliçe’nin görevlerini şöyle anlattı:
“Tüm yasaların yürürlüğe girmeden önce onun onayından geçmesi gerekiyordu, ordunun, yargının başkanı ve parlamentonun hükümdarıydı. Birleşik Krallık yasal olarak onun “tebaası” olarak tanımlanıyordu. Bu 70 yıllık hükmü bir şekilde önemsiz ya da olduğundan daha güçsüz diye görüp kenara koymak kolay. Fakat Monarşi bugün hâlâ Britanya’da çok güçlü bir politik kurum. Örneğin bütün milletvekilleri göreve Kraliçe’ye “biat yemini” ettikten sonra göreve başlayabilir.”
Fox, monarşiye olan ilginin İngiltere’ye kıyasla İskoçya’da çok daha az olduğunun da altını çiziyor.
İSKOÇ BAĞIMSIZLIĞINA KARŞI
Kraliyet Ailesi, Birleşik Krallık’taki politik kararlar açısından da önemli.
“Halk sıradan insanların hayatını etkileyen günlük politikalara Kraliyet’in karışmasını doğru bulmuyor. Bu Parlamento’nun etkinlik alanı olarak görülüyor” diyor Fox, ancak 2014’teki İskoç Bağımsızlık Referandumu’nu hatırlatarak ekliyor:
“2014’te Kraliçe seçimi Birleşik Krallık’ın lehinde etkilemek için ‘ayrılmaya karşı olduğunu’ açıklamıştı. Bu tür konularda devlet avantajlı gördüğünde monarşinin etkisini kullanıyor.”
SAĞCILAR DESTEKLİYOR
Britanya halkının Kraliyet Ailesi’ni devletin sağ kanadının ve neoliberal büyük şirketlerin temsilcileri olarak gördüğünü söyleyen Fox sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Düzenin muhafazakâr değerleri ve serbest pazarın istikrarı Kraliçe’nin sıklıkla savunduğu düşüncelerdi. Dolayısıyla monarşiye destek sağ kanat arasında soldan çok çok daha büyüktür ve yoksullara kıyasla, zenginler arasında."
YAĞMA DEVAM EDİYOR
Fox, Birleşik Krallık’ın dünyanın geri kalanı üzerindeki etkisinin yüz yılı aşkın süredir giderek azaldığını belirtiyor.
“Bir zamanlar ‘dalgalara hükmeden’ Britanya artık yok” diyor ancak sömürünün yeni yollarının bulunduğunun da altını çiziyor:
“G7’deki diğer eski sömürgeci devletlerle birlikte ‘üçüncü dünyayı’ hem ekonomik hem de politik olarak yağmalamanın ve sömürmenin başka yollarını buldu. Hindistan ve Afrika’nın zenginlikleri üzerindeki yağma daha önce olduğu kadar bugün de devam ediyor. Ve eğer belki lazım olur diye güçlü bir askeri rezervi koruyor.”
SESİMİZ KISILACAK
Fox, İskoçya’daki sosyalistlerin Kraliçe’nin ölümünü nasıl değerlendirdiğini de şöyle özetliyor:
“Önümüzdeki hafta medyanın bu miadı dolmuş feodal kurumla ilgili dalkavukça ve şakşakçı haberleriyle vites yükseltmesinden hoşlanmayacağız. Ayrıca bir süredir modern demokratik cumhuriyet isteyen seslere hiç yer verilmeyecek; en azından İskoçya’da çoğunluk olabileceğimiz gerçeğine bakılmaksızın.”
DR. SHILLCOCK: KAPİTALİZM İÇİN
Britanya Komünist Parti Üyesi Dr. Richard Shillcock, Kraliyet Ailesi’nin tarihsel rolünü şöyle anlatıyor:
“Britanya kapitalizmin en kapsamlı gelişmesini ilk yaşayan ülke oldu. Buna bağlı olarak en önde gelen emperyalist geç oldu, sömürgeler, pazarlar oluşturup, silah zoruyla dünyanın dört bir yanındaki ham maddeye erişimi sağladı. İkinci Dünya Savaşı sırasında bu lider pozisyonunu ABD’ye kaybetti. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, ulusal özgürlük hareketleri Britanya’ya karşı resmi bağımsızlıklar kazandı. Fakat bu eski sömürgeler, büyük ölçüde Britanya kapitalizmine yakinen entegre şekilde kaldılar. “İmparatorluk” kavramı yerine “Commonwealth” (Uluslar topluluğu) geldi. Britanya Kraliyet Ailesi, “Commonwealth düşüncesi ve ekonomik gerçekliğini sürdürme konusunda kilit rol oynadı, fakat bu her zaman temelde Britanya kapitalizminin tesirini devam ettirmek içindi.”
SEBAT VE SÜREKLİLİK SEMBOLÜ
İngiltere’deki anaakım görüş, Kraliyet Ailesi’nin turistik bir çekim öğesi olduğu yönünde. Shillcock bu görüşü şöyle yorumluyor:
“Kraliyet ailesinin sınırsız bir serveti olduğu açık. Britanya’daki anaakım medya Kraliyet Ailesi’nin ve kraliyet törenlerinin turistik değeri olduğunu söylemeye devam ediyor. Bu kesinlikle doğru fakat Kraliyet Ailesi’ni uygun maliyetli hale getirmeye dair her türlü tartışma önemli bir noktayı kaçırıyor. Kraliyet Ailesi’nin gerçek rolü, Britanya toplumu içinde sebat ve süreklilik sembolü olması. Bu da var olan hiyerarşik, kapitalist Britanya toplumunun bazı bakımlardan ‘normal’ ve ‘tam da olması gerektiği gibi’ olduğunu imliyor.”
KRALİYET TASFİYE EDİLMELİ
Britanya Komünist Partisi (CPB) sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, Kraliçe Elizabeth’in temsil ettiği sisteme vurgu yapıyor:
“Elizabeth Windsor, idaresindeki krallığı daha büyük fakirlik, giderek artan gelir ve servet eşitsizliği, berbat bir vurgunculuk ve vergi kaçakçılığıyla (ki hanedanı bu konuda çok bilgilidir) ve Avrupa’daki vekalet savaşları da dahil süregiden saldırgan sömürgeci faaliyetleriyle baş başa bırakarak öldü.
Hataları doğasından gelen monarşi, imparatorluk ve sınıf hükümdarlığı içinde yüzyıllardır kapitalist sınıfın aktif bileşeni olarak rol oynamıştır. Bu, ilerlemenin ve her yurttaşın toplumun kuruluşunda aktif rol oynama fırsatının olduğu eşitler toplumunun (Biz buna sosyalizm diyoruz) önünde engeldir.
Önümüzdeki günlerde seslerinin kısılacak belki, ama zamanla, Cumhuriyet’i görmek isteyen milyonlarca işçi sınıfı üyesi görünür olacaktır.
Komünist Parti, 'Britanya’nın Sosyalizme Giden Yolu’ isimli parti programında, “Halkın egemenliği, halkın ve onların seçtiği temsilcilerin parlamentolarda, hükümetlerde, kitle hareketlerinde egemen olması demektir. Bu da devlet başkanlığı, başkomutanlık gibi görevlerle birlikte asil imtiyazları, İngiliz Kraliyet Danışman Meclisi ve hesap vermekle yükümlü olmayan resmi daireler gibi monarşiyle ilintili tüm kuvvet ve kurumların tasfiyesini gerektirir.”
“ELİZABETH’İ, İŞLEDİĞİ SUÇLARIN NİHAİ SORUMLUSU OLARAK HATIRLAYACAĞIZ”
Birleşik Krallık’a bağlı Kuzey İrlanda’da yer alan İrlanda Cumhuriyetçi Sosyalist Partisi (IRSP) de açıklamasında Birleşik Krallık’ın sömürgeci geçmişine vurgu yaptı:
“Bu gece, İrlanda’da ve hatta dünyadaki Cumhuriyetçi Sosyalistler Britanya Hükümdarı Kraliçe Elizabeth’in ölümü için gözyaşı dökmeyecek ve taziyelerini iletmeyecek. Bunun yerine hem yurdumuzda hem de yurtdışında Britanya ordusu ve vekillerinin ellerinde can veren kurbanları düşüneceğiz. Kraliçe Elizabeth’i başkumandan olarak işlediği suçların nihai sorumlusu olarak hatırlayacağız. Tebriklerimiz ve dayanışmamız, bağımsızlılarını kazanarak yüzyıllardır süren karanlık geceleri sonlandıran ve Britanya sömürgeciliğinin zincirlerini kırarak özgürleşen tüm halklaradır.
Dünya halklarından gasp ettikleri altınlar ve elmaslarla süslü taçlarıyla gerçekleştirdikleri sömürgeci zafer törenleriyle kendilerini açık bir şekilde gösteren Britanya Monarşisi’nin modern toplumda yeri yoktur. İrlanda, Britanya Sömürgeciliği’yle bağlarını koparmaya çalışırken, bu olayı monarşinin tiranlığı altında hayatlarını sürdürenlere ve onların benzer arkaik ve adil olmayan baskıcı rejimlere karşı direniş haklarına desteğimizi açıklamak için bir fırsat olarak görüyoruz.
Biz bu fırsatı Cumhuriyet fikrinin evrensel güzelliğini ve doğruluğunu tasdik etmek için kullanacağız.”