Yasak kitaplar listesi sürprizlerle doludur. Aralarında kuramsal metinler, araştırmalar, romanlar, hatta çocuk kitapları bile bulabilirsiniz

Yasak kitaplar listesi sürprizlerle doludur. Aralarında kuramsal metinler, araştırmalar, romanlar, hatta çocuk kitapları bile bulabilirsiniz. ‘Alice Harikalar Diyarı’ insan gibi konuşup davranan hayvan figürleri tasvir ettiği için Çin’de, ‘Küçük Kara Samba’ milli duyguları zedelediği gerekçesiyle Japonya’da,  Roald Dahl’ın ‘Cadılar’ adlı harika hikayesi de herhalde cadıların duygularını incittiği için Amerika’da bir süre yasaklanmıştır. Yine de hatırladığım en garip örnek, içindeki kimi tanımların genç zihinleri zehirleyeceği korkusu ile Amerikan okullarında bir dönem yasaklanan Merriam Webster sözlüğüdür.

Bu konuda ufak bir araştırma yaparsanız, kütüphanenizde başköşede duran, defalarca okuduğunuz, hatta hayatınızı değiştirmiş bir çok eserin değişik dönemlerde itinayla ortadan kaldırıldığını görürsünüz. Kafka’nın ‘Dönüşüm’ü Nazi iktidarı sırasında yakılmış, Lillian Hellman’ın oyunları McCarthy döneminde toplatılmış, Orwell’in ‘1984’ü de Stalin idaresindeki Rusya’da imha edilmiştir mesela.

Siyasi kariyerini Amerika’da komünistlere yönelik nefret ve korku üzerinden inşa etmiş olan McCarthy’nin yürüttüğü kitap avcılığının tarihteki yeri ayrıdır. Nazilerden sonra en çok kitap toplatan yönetim herhalde onunkidir. Hükümetin politikalarını ve bitmek bilmez paranoyasını mükemmel bir şekilde özetlediği için, akla gelen ilk örnek Arthur Miller’in ‘Cadı Kazanı’ olacaktır. Onyedinci yüzyılda Salem’de geçen akılalmaz bir cadı avını hikaye eden bu oyun, “ruhu şeytanlar tarafından ele geçirilmiş bir takım insanların ettiği hastalıklı laflara” yer verdiği için derhal toplatılmış ve yasaklanmıştır.

Anlaşılan Miller’ın oyunu, Katolik bir ailenin çocuğu olan muhafazakar ve milliyetçi McCarthy’nin her iki hassasiyetine birden dokunmuş, siyasi imalarının yanı sıra bir de dindar bir cemaati anlattığı için onu canevinden vurmuştur.

Yine de, bu “hassas” ve yasakçı iktidarlardan hiç biri, bir kitabı henüz basılmadan, daha bir taslak halindeyken yasaklamayı akıl edememiştir. Fakat biz birinciliği kimseye bırakır mıyız? Hele böyle gurur duyulmayacak bir konuda.

Dün gazetede okuduğum haberlere göre, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın ‘İmamın Ordusu’ adlı kitabının dijital kayıtlarına İthaki Yayınevi ve Radikal Gazetesi’ne yapılan polis operasyonuyla el konulmuş ve kopyaları silinmiş.  Henüz basılmadığı için, kitap değil de “örgütsel döküman” olarak muamele göreceği ifade edilen bu metnin “taslağını elinde bulundurup teslim etmeyen herkesin örgüte yardım suçundan gözaltına alınacağı” da ek olarak duyurulmuş.

Henüz günyüzü görmemiş bir kitabın ortadan kaldırmasındaki ironiye hiç girmeyeceğim. Böylesine edebiyatta bile nadir rastlanır.

Fakat bu metinle teması olan herkesi sindirmek için ne gerekiyorsa yapan yönetimin kararlılığının çok şaşırtıcı olduğunu söylemeden edemeyeceğim. İnsan elinde olmadan merak ediyor tabii. Bu kitapta ne var ki, daha ortaya çıkmadan imha ediliyor? Polis kuvvetlerini seferber edecek, bilgisayarların peşine düşüp dosyaları birer birer sildirecek kadar önemli olan şey nedir?

Ahmet Şık’ın eşi Yonca Şık’a “elinde kitabın bir örneği varsa teslim etmesi” yönünde tebligatta bulunan, Radikal Gazetesi yazarı Ertuğrul Mavioğlu’nun bilgisayarından kitabın kopyalarının silinmesi emrini verenlerden bir an durup düşünmelerini rica ediyorum.

Bu dosyayı silmek istediğinizden emin misiniz?

Bu kadar korktuğunuz şey sonuçta bir kitaptır, hanımlar ve beyler. Binlercesi, yüzbinlercesi gibi sadece bir kitap. Ortaya çıkmış olsa bir çok benzerinin arasında kaynayıp gidecek, belki de dikkatimizden kaçacak bir metin.

Oysa şimdi her gün biraz daha güçleniyor. Çünkü o artık hepimizin bildiği bir kitap. Tek tek her dosyayı imha etseniz de, varlığından haberdar olduğumuz bir kitap. Hiçbir bilgisayarda hiçbir kopyası kalmasa bile, bizim için hep orada olacak bir kitap.

Şimdi bize “örgütsel doküman” olduğunu söylüyorsunuz. Onu bütün kayıtlardan “silmek” istiyorsunuz.

Tamam, diyelim ki bütün dosyaları birer birer sildiniz. Peki ya zihnimizde yarattığınız soruları da silebilecek misiniz?