Azerbaycanlı Ağayev Rovşen dahil yedi mürettebat, alacakları nedeniyle İstanbul Zeytinburnu’nda demirli Şevket Ali Ekberova isimli gemiyi terk edemiyor. Rovşen, gemiyi terk etmeleri halinde biriken maaşlarını alamayacaklarına dikkat çekiyor: “Suçumuz yok ama sekiz aydır cezaevindeyiz. Gemide kaptan yok, fırtına olsa ne yapacağız?”

Bu esaret ne zaman bitecek?

Uğur ŞAHİN

Malta bandıralı ŞEVKET Ali Ekberova adlı gemi, aylardır İstanbul’un Zeytinburnu açıklarında demirlemiş halde bekliyor. Paralarını alamadıkları için gemide çalışan yedi Azerbaycanlı mürettebat ise adeta mahsur. Gemiciler, “Artık sesimiz duyulsun” diyor.

Azerbaycanlı iş insanı Mübariz Mansimov, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen bir FETÖ soruşturması nedeniyle 17 Mart’ta tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu esnada Mansimov’un sahibi olduğu Palmali Holding de iflas etti. Bunun üzerine dünya çapında faaliyet gösteren holdinge ait gemilerden olan Şevket Ali Ekberova, Zeytinburnu’nda demirledi. Aralarında kaptanın da yer aldığı birçok kişi, gemiden ayrıldı ancak yedi Azerbaycanlı mürettebat aylardır paralarını alabilmek için bekliyor. Gemiciler bir an önce evine dönmek istiyor ama seslerini duyan yok.


SEKİZ AYDIR AYAĞI TOPRAK GÖRMEDİ

O gemicilerden biri de aşçıbaşı Ağayev Rovşen. Sekiz aydır maaş alamıyor. Kendisi aynı zamanda Rusya’da üniversite öğrencisi ancak okulun taksitini ödeyemediği için atılmak üzere. Rovşen, “Rusya’da üniversitede okuyorum. Personel müdüründen rica ettim, ‘bari okul için paramı ödeyeyim, 650 dolar gönderin’ dedim, bunu da yapmadılar. Diyorlar ki, para yok. Oysa 5 yıldır okuyorum ve bu sene son yılımdı, okuldan atılacağım. Suçumuz yok ama biz burada bir cezaevindeyiz. Sekiz aydır yeryüzünü görmedim, ayağımız toprağa değmedi. Daha ne kadar duracağız burada?” ifadelerini kullanıyor.

PSİKOLOJİLERİ BOZULDU

Rovşen, “Durumumuz çok kötü. Maaş yok, şirketten de ses yok” diyor ve ekliyor: “Günahsızız ama sekiz aydır cezaevindeyiz. Sekiz aydır demirde insanlar saklanıyor. Bekliyoruz, aç da kalabiliriz, ailemiz para bekliyor. Bu problemleri niye yaratıyorlar? Ankara’ya nasıl derdimizi yazabiliriz bilmiyoruz. Paramı alamazsam battım demek. Bizi insan yerine koymuyorlar, yemek vermekle, su vermekle bitmez bu.”

Ağayev Rovşen’in aktardığına göre, mürettebatın psikolojisi bozulmuş durumda: “Burada kavga da ediliyor, insanların sinirleri bozuldu. Bir insan, bir gemide hiç bu kadar kalır mı? Kavga etmemek için kamaralarda herkes, kapılarını kitliyor, dışarı çıkmıyor. Moraller bozuk, kimse kimsenin yüzüne bakmıyor.

bu-esaret-ne-zaman-bitecek-840181-1.Yakınlarda ben de kavga ettim. Masaları temizliyordum, kumanya yerini kapatmak istedim ama bunu istemiyorlar, o yüzden kavga ettim.”

Firmanın erzak yardımı yaptığını ancak zaman zaman erzak temininde sorun yaşandığını da dile getiriyor Rovşen. “Erzakı az da olsa veriyorlar, 4-5 günlük erzakımız kaldı” şeklinde konuşuyor. Rovşen, şöyle devam ediyor: “Ailelerimiz daha ne kadar borç alsın? Dilenci gibi yaşıyorlar. Annem ve babam hasta, iki tane de çocuğum var. Gemiyi nasıl terk edelim? Terk etsek parasız kalırız. Nereye gidelim, bir kuruş paramız da yok. Paramızı versinler hemen terk ederim. 14 ay geçti, ailemi görmüyorum. 10 bin dolardan fazla alacağım var. Başkalarının 40 bin-50 bin dolara yakın. Türkiye’de iş adamlarına biraz değer veriyorlar ama biz zarara uğruyoruz.”

SUSUZLUĞA ÇÖZÜM KLİMA SUYU

Geminin çöp yığını haline geldiğine dikkat çeken Rovşen, su bittiğinde biriken klima suyunu kullanmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Şöyle diyor Rovşen: “Su olmayınca, bitince klimada biriken suyu kullanıyoruz. Çay demliyoruz, verdikleri de yetmiyor. Yedi kişiyiz, bir kaptan yok gemide. Rüzgâr olsa, fırtına çıksa kimse bir şey yapamaz. Balıkçılar tekneyle geliyorlar, yardım ediyorlar. Balık veriyorlar, bir de balık tutmak için ekipman da verdiler. Çünkü şirket hiçbir şey yapmıyor.”

Ağayev Rovşen, sözlerini şöyle noktalıyor: “Bizim bir tane büyük problemiz var. Buradan kurtulmak istiyoruz. Kalp hastası da dişleri ağrıyanlar da. Bir tane diş hekimi gönderdiler, onu da yüz kere yüzümüze kaktılar. Dediğinizi yaptık dediler. Buradan bir kurtulsam Rusya’ya gider okulumu bitiririm. Sonra evime dönerim, çocuklarımın yanına. Çocuklarım için çalışıyorum yoksa burada, bu yabancı gemide ne işim var? Tek kişi olsam az maaş ile evde otururdum. Çocuklarımın durumu iyi olsun diye buraya, uzaklara geldim.”