Ülke tarihinin en büyük yıkımı yaşandı. Maraş merkezli 2 deprem sonrası yüzlerce insanımızı kaybettik. Binlerce yapı yerle bir oldu. Bağıra çağıra gelen yıkımın tek ve gerçek sorumlusu hiç kuşku yok ki bilim insanlarının, meslek odalarının tüm çağrılarına kulak tıkayan iktidardır.

Bu felaketi neden yaşadık?
Fotoğraf: AA

Haber Merkezi

Türkiye bir deprem ülkesi. Anadolu coğrafyası tarihler boyunca kentleri içinde yaşayan insanlarla birlikte yutan yıkıcı onlarca deprem yaşadı. Yaşamaya da devam edecek.

Son 25 yıl içinde bile 50 bine yakın insanımızı depremlerde kaybettik.

Ders aldık mı, önlem aldık mı ya da geleceği belli olan bu doğa olayına karşı hazır mıyız?

Son olayda da yaşadıklarımız gösterdi ki bu soruların hiçbirine olumlu yanıt verilmiyor.

Soru çok açık: Biz bu felaketleri neden yaşıyoruz?

1) Türkiye deprem ülkesi. Bu gerçek yüzlerce yıldır bilim insanlarının gündeminde. Fay hatlarının güzergâhı, yüzeye yakınlığı, ürettiği depremin tarihi ve şiddetiyle birlikte üretebilecek deprem şiddeti tahmini dahil bilinmeyen tek bir bilgi yok. Buna rağmen bu bilimsel çalışmalar hiç dikkate alınmadı. Bilim insanlarının her uyarısı şiddetle bastırılmaya çalışıldı.

2) Depreme hazırlık adı altında toplanan vergiler amacı dışında her konuda kullanıldı. AFAD bütçesi iktidarların adeta gizli kasası oldu. Teknik ve ekonomik anlamda depreme hazırlık için kullanılması gereken bütçe amacı dışında değerlendirildi. Toplanan paranın çok az kısmı bu amaçla kullanıldı.

3) Tüm uyarılara rağmen şehirler fay hatları üzerinde kurulmaya ya da genişletilmeye devam edildi. Deprem ya da diğer doğa olaylarının etkisini önlemeye dayalı değil ranta dayalı inşaat tercihleri belirleyici oldu. Çok katlı binalar ilk tercih oldu.

4) Üretilen yapıların depreme dayanıklılığı denetlenemedi. Görüldü ki birçok bina bu şiddette bir depreme dayanacak güçte değildi. Bu binalar denetlenmedi. Sürekli çıkarılan aflarla kaçak yapılaşmanın önü açıldı adeta teşvik edildi. Yıpranmış yapı stokunu eritmek için hazırlandığı iddia edilen kentsel dönüşüm çalışmalarında başarısız olundu. Kentin para eden yapıları adeta ranta açıldı.

5) Depreme müdahalede ve sonrasında en önemli nokta hastane, yollar ve diğer ulaşım noktalarının hasar görmemesi. Doğalgaz iletişim hatları gibi enerji yollarının zarar görmemesi. Bu depremde de görüldü ki bu yapılar da ciddi hasar gördü. Hastaneler yıkıldı, kullanılamaz hale geldi. Yollarda çökme yaşanırken bazı havalimanları devre dışı kaldı. Yıkılan belediye binaları bile oldu. Bir bölgede AFAD binası bile zarar gördü. Doğalgaz hatlarında yaşanan arızalar nedeniyle milyonlarca kişinin yaşadığı kentlere gaz arzı kesildi.

6) Deprem sonrasına dair yeterli hazırlıklar yapılmadı. Deprem toplanma alanları yok edildi. Deprem sonrasına dair arama kurtarma ekiplerin koordinasyonundan bu çapta bir depreme lojistik destek vermeye kadar birçok başlık var.

Kahramanmaraş depremlerine bakıldığı ilk 24 saat içinde bu olanlarda yeterli bir koordinasyonun sağlanamadığı görülüyor. Bu durum enkazdan canlı çıkma ihtimalini ortadan kaldırıyor.

Kurtarma ekibi sayısı yetersiz kaldı. Farklı kentlerden gelen yardımların ve ekiplerin ulaşması konusunda aksamalar yaşandı.

7) Genel idare ile yerel yönetimler arasında koordinasyon kurulamadı. Merkezi yönetim yerel yönetimleri rakip olarak görmeyi tercih etti.

8) Uluslararası işbirliği konusunda da yeterli çaba harcanmadı. Özellikle arama kurtarma ve ekipmanın hızla ülkeye ulaşma konusunda oluşturulan bürokrasi aşılamadı.

SONUÇ KAÇINILMAZDI

Maraş-Hatay arasında aktif olarak varlığı bilinen ve 7 şiddetinden büyük bir deprem üreteceği ifade edilen süreç göz göre göre yaşandı. Ülkede yaşanan her deprem sonrası “aman buraya dikkat” denilen açıklamalar yok sayıldı. Yöneticiler küçük bir bölgede yaşanan nispeten daha az zararla atlatılan depremler sonrası gösteriş yapmayı tercih etti.

Biz bu felaketi neden yaşadık sorusunun arkasında depremi, bilimi ciddiye almayan, rantı merkezine almış, açgözlü ve başarısız bir yönetim anlayışı var.

***

Afet Uzmanı Kubilay Kaptan: Öngördüğümüz en kötü senaryolardan biri gerçekleşti maalesef. Kış koşullarında ve herkes uykudayken ve bir bölge depremi. 10 milyon insanın yaşadığı bir bölgeyi etkiledi. Bu illerin deprem bölgesinde olduğu ve bir deprem yaşanacağı bilindiğine göre binaların, halkın ve oradaki arama-kurtarma ekiplerinin buna göre hazır olması gerekiyor. Çöken binalara bakıyorum. Çöken binaların her biri 1999 Marmara Depremi’ndeki benzer. Döşemeler üst üste, kolonlar ve kirişler paramparça, binaların tamamı tuzla buz. Yeni yapılan binalar dahil olmak üzere binaların yapımında kullanılan malzemeler, binaların yapımında kullanılan tasarımlar berbat ve en kötüsü de denetimler yapılmamış. Bina stoku hazır değil. İnsanlar bu kadar uzun süren depremde bile nasıl korunacağını, ne yapacağını tam olarak bilemiyor. İçselleştirilmemiş, alıştırılmamış, tatbikatlar yeterince yapılmamış. Sadece ‘biz yazdık’ demişler, ‘büyük ülke tatbikatı yapıyoruz’ demişler ama bir insan bunu içselleştirecek kadar uygulamasını yapmamış. İnsanlar doğal olarak deprem sürecinde donup kalıyor, ne yapacaklarını bilemiyorlar. 1999 Depremi milat oluşturduysa 24 yıl sonra halen hazırlıksız olduğumuz için 1999 Depremi’ndeki görüntülerin neredeyse aynısı şimdi görüyoruz. Sanki o gün yaşadıklarımın aynısını şimdi de yaşıyorum. Kabul edilebilir şeyler değil. Şu anda köylerdeki durumu bilmiyoruz. Bazı kasabalardaki durumu bilmiyoruz. Yolların hangisi tam olarak çöktü bunu bilmiyoruz. Peki, bunu belirleyecek çok basit bir şey var: Uydu görüntüsü. Uydu görüntüleri elimizde var mı? Yok. Almanya’da, Fransa’da var. Kiralayın lütfen hemen verirler. Biz de görürüz nerede göçme var, barajlarda bir problem var mı. Biz ne yapıyoruz? Ekip yolluyoruz barajlarda çökme var mı yok mu bakmaları için. Böyle bir şey olamaz.

Kubilay KaptanKubilay Kaptan

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan: Jeoloji bilimciler olarak Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki fay segmentinin uzun zamandır kırılmadığını ve sismik boşluklar olduğunu ifade etmiştik. Bu fayların deprem üreteceğine ve her an kırılabileceğine ilişkin çok sayıda rapor ve akademik makale bulunuyor. Bunları dikkate alarak sıklıkla bu bölgeye dikkat çekmeye çalıştık. Hatta Oda’mızın bu fay üzerinde oturan 24 kent ve 500’ü aşkın mahalle ve yerleşim yeri için çalışmaları oldu. Bu yerleşim yerlerinin depreme hazır edilmesi gerektiğini defalarca söyledik ve yazdık. Bu konuya ilişkin raporlar hazırlayıp sunduk. Cumhurbaşkanı, ilgili bakanlıklara bu raporu sunduk. Tedbir alınması gerektiğine defalarca kez dikkat çektik. Tek bir geri dönüş dahi alamadık. Ne Cumhurbaşkanı ne bir milletvekili… Kimse bize dönmedi. Şimdi bu durumla karşı karşıya kalınca bizi arıyorlar. Tedbirleri ve yapılması gerekenleri belirledik. Kurumsal yapının yetersiz olduğunu ve ülkenin derhal bir Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ihtiyacı olduğunu söyledik. 200 bin insanı kaybettik. 60 ila 100 milyar arasında maddi bir kayıp olduğunu Cumhurbaşkanı kendi söyledi. ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri bir fay yasası çıkardı. Fay yasasının çıkarılması gerektiğini de belirttik. İçişleri Bakanı 2020’de fay yasasının çıkarılacağını söylemişti. Sonra tek bir kelime dahi edilmedi.

Hüseyin AlanHüseyin Alan

Bu bölgenin ekonomik durumu ortada. Yapılar mühendislik denetimi almamış. Kurumsal yapıdan teknik donanıma kadar birçok yapıda iyileştirme ve düzenlemeye ihtiyacımız var. Doğrudan fay hattı üzerine yapılmış barajlar, boru hatları, kritik sanayi bölgeleri var. Bakın Maraş-Antep arasındaki doğalgaz hattı hasar gördü. Ne olacak şimdi bu mevsimde? BOTAŞ’ın Ceyhan’daki dolum tesisi, Hatay Havaalanı, Osmaniye’yi gördük. Kentsel planlamanın ne kadar eksik ve hatalı olduğunu görmüş olduk böylece. Göz göre göre geldi.

Deprem Uzmanı Prof. Dr. Zafer Akçığ: Depremlerin gerçekleştiği Batı Anadolu Levhası’nın doğu kanadını oluşturuyor. Bu hatlarda böyle büyük depremler kaçınılmaz oluyor. Türkiye’nin yüzde 90’ı deprem riskine her zaman gebe. Depremleri durduramadığımıza göre en az hasarla atlatmaya çalışmamız gerekiyor. Sağlıklı kentsel dönüşüm ve şehirlerdeki zeminlerin özelliklerine göre planlanması çok önemli. Bu gerçekleri biliyorsak o zaman depremden değil, hazırlıklı olmamaktan geç kalmaktan korkmalıyız. Kuşkusuz 1999 Depremi’ne göre çok öndeyiz. Yaşadığımız Düzce depremi bunun örneğidir. Ama yine de hala eksikliklerimiz var. Depremi durduramıyoruz ne zaman olacağını ve yerini bilemiyoruz. O zaman binaları öyle bir şekilde dizayn edeceğiz ki, çok çok büyük bir şanssızlık olmadığı takdirde insanları az hasar veya orta hasarla binalardan çıkarabilmek temel hedefimiz olması lazım. Deprem sonrasına dair de hazırlığımızı tamamlamalıyız. Enkaza, yaralıya çabuk umuşmak ilk hedef olmalı.

Zafer AkçığZafer Akçığ

***

DEPREMDE BİLE AYRIMCILIK YAPTI: ERDOĞAN CHP’Lİ BAŞKANLARI TEPKİLER ÜZERİNE ARADI​

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, depremden etkilenen illerin vali ve belediye başkanlarıyla görüşürken, CHP’li belediye başkanlarını aramaması tepki çekti. Erdoğan sosyal medyadaki tepkilerin ardından CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile görüştü.

Depremin ardından sabah saatlerinde sosyal medya hesabından bir açıklama yapan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, arama kurtarma, yardım çalışmalarını koordine etmek için AFAD merkezine geçti. Cumhurbaşkanlığı resmi hesabından yapılan paylaşımda Erdoğan’ın 9 ilin valisinin yanı sıra Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ile telefonla görüştüğü belirtildi.

Erdoğan’ın depremde büyük hasar gören Hatay'ın CHP'li Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve Adana'nın CHP'li Belediye Başkanı Zeydan Karalar'ı aramaması dikkat çekti. Zeydan Karalar, “Arandınız mı?” sorusuna “Belki arayabilir. Ama şu ana kadar arayan olmadı” ifadelerini kullandı. Erdoğan, sosyal medyadaki tepkilerin ardından öğle saatlerinde Zeydan Karalar’ı arayarak bilgi aldı.

GÜN BİRLİK OLMA GÜNÜ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, deprem felaketinin hemen ardından MYK’yı olağanüstü topladı. 11 ilin vali ve belediye başkanını arayarak bilgi aldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Gün hepimizin ortak mücadele etme günümüzdür. Gün birlik günü, beraber olma, sorunlara hakim olma ve sorunları da çözme konusunda da güçlü bir irade koyma günü aslında. Evet AFAD’dan randevu talebinde bulundum. Şu ana kadar bir dönüş olmadı. Nedenini gayet iyi biliyorum. Bunlar bugün için hiç önemli değil. Deprem bölgesine de en kısa sürede gideceğim" dedi. Bu açıklamanın ardından akşam saatlerinde Kılıçdaroğlu AFAD Merkezi’ne davet edildi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yaptığı açıklamada “Enkaz altındaki vatandaşlarımıza bir an önce sağ salim ulaşılması için dua ediyorum” ifadelerini kullandı.

“YARALARIMIZI SARALIM”

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan da “Depremden etkilenen yurttaşlarımıza büyük geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Acımız çok büyük, yüreğimiz deprem bölgesinde. Dayanışmayı büyüterek yaralarımızı saralım” diye konuştu.

MHP HEYET GÖNDERDİ

MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, yaptığı yazılı açıklamada, Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin talimatıyla deprem bölgesinde incelemelerde bulunmak ve vatandaşların yaşadığı sıkıntıları paylaşmak üzere bir heyet görevlendirildiğini bildirdi.

***

DEMİRTAŞ: BIRAKIN YARDIMA GİDELİM

Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, depremlerin ardından sosyal medya hesabından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve TBMM'ye çağrıda bulundu. Binlerce kişinin haksız yere cezaevinde bulunduğunu söyleyen Demirtaş, "Cezaevlerinden hepimiz kan vermek için başvuru yaptık. Battaniyelerimizi de halkımıza göndermek istiyoruz. Bize kolaylık sağlansın. Sayın Bakan, cezaevlerindeki on binlerce kişi ailelerinden haber alamıyor. Her gün telefon hakkı tanınsın, ailelerin cezaevlerini aramalarına izin verilsin. Haksız yere içeride tutulan binlerce kişinin, bu felaketi hücrelerinden acı içinde izlemelerine sessiz kalmayın. Hepimiz yardım ve kurtarma çalışmalarına katılmak, geçici de olsa halkımızın yanında olmak istiyoruz. TBMM'yi bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.

***

MECLİS’TEKİ GENEL KURUL ÇALIŞMALARI ERTELENDİ

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, deprem sonrası yaptığı açıklamada, "Meclisimizin bu haftaki Genel Kurul çalışmalarını ertelemek üzere karar aldık" dedi. TBMM'de gazetecilere açıklama yapan Şentop, “Tüm siyasi parti grup başkanvekilleriyle yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, bu hafta TBMM'nin halkımızın yanında olmak, destek olmak amacıyla, Meclis Genel Kurul çalışmalarına bir hafta ara veriyoruz. Milletvekillerimizi, bölgede halkımıza yardımcı olmaları ve acılarını paylaşmak üzere görevlendireceğiz" dedi. TBMM Genel Kurulu’nda bu hafta EYT düzenlemesini de içeren 'Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşülmesi bekleniyordu.