Bu festival hepimizi iyileştirecek
49. İstanbul Müzik Festivali’nin haziranda İstanbul’un çeşitli açık hava mekânlarında müzikseverlerle buluşacak olması yaklaşık bir yıllık aradan sonra hem müzisyenler hem de dinleyiciler için büyük heyecan yarattı. Festivalin direktörü Efruz Çakırkaya, “Yaşayacağımız kavuşma mesafeli de olsa hepimize şifa gibi gelecek” diyor.
Işıl ÇALIŞKAN
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Müzik Festivali bu yıl 49’uncu kez, 3–21 Haziran tarihleri arasında müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Festival programındaki tüm konserlerin, pandemi önlemleri kapsamında, açık hava mekânlarında gerçekleştirilecek olması hem müzisyenler hem de dinleyiciler tarafından mutlulukla karşılandı.
Öte yandan bu yılki festivalin Onur Ödülü’nün keman sanatçısı Prof. Dr. Cihat Aşkın’a, Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün ise besteci Pēteris Vasks’a verileceği açıklandı. Festivalin direktörü Efruz Çakırkaya ile festivale yönelik ipuçları alırken Cihat Aşkın ve Pēteris Vasks ile de ödüllerine karşılık duygularını konuştuk.
YAZ FESTİVALİ OLMAMIZ BİR AVANTAJ
Covid-19 salgını nedeniyle bu yıl için tüm planlarını bambaşka bir çerçeveye oturtmak durumunda kaldıklarını anlatan İstanbul Müzik Festivali Direktörü Efruz Çakırkaya, “Her ne kadar aşı bulunmuş ve aşılama başlamış olsa da, yaşantımızın normale dönmesi için daha uzun zamana ihtiyaç olduğu da aşikâr. Bu bağlamda önümüzdeki aylardaki prosedürleri ve kısıtlamaları bilememekle birlikte; yakın bir zamanda konser salonlarına, kapalı mekânlara girilmesi çok da mümkün olacak gibi görünmüyor” diyor.
Öte yandan canlı müzik özlemimize vurgu yapan Çakırkaya, bir yaz festivali olmanın avantajını da kullanarak 49. İstanbul Müzik Festivali’nin tüm programını açık hava mekânlarda sunmak üzere kurguladıklarını ifade ediyor. Çakırkaya, “Festivalin alametifarikası olan sıra dışı mekân seçimi geleneğimizi de benzer bir titizlikle açık hava mekânlar ekseninde uygulayacağız. Pandemi şartlarına uygun tasarlanacak şekilde; şehrin daha evvel etkinlik yapmadığımız kimi sürprizli köşelerinde, Türkiye ve yurtdışından ağırlayacağımız müzisyenler ve toplulukların gerçekleştireceği konserler ile birçok ücretsiz etkinlik düzenlemeyi öngörüyoruz” ifadelerini kullanıyor. Çakırkaya sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Hepimizi çok yoran bu bir yıllık ayrılığın ardından festival izleyicilerimiz ve müzisyenlerimizle yaşayacağımız kavuşma mesafeli de olsa hepimize şifa gibi gelecek.”
Türkiye ve yurtdışından solistler, topluluklar ve orkestraları ağırlayacak 49. İstanbul Müzik Festivali’nin teması ve programı ise nisan ayında açıklanacak.
***
Hem Türkiye prömiyeri hem ödül
Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ne layık görülen Letonyalı besteci Pēteris Vasks ise festivalde çifte mutluluk yaşayacak. 2020 yılında İstanbul Müzik Festivali, Essen Philharmonie, Riga Güz Oda Müziği Festivali ve Hoffmann Vakfı Başkanı André Hoffmann’ın desteğiyle Wigmore Hall ortak siparişi üzerine Pēteris Vasks’ın bestelediği Yaylı Çalgılar Dörtlüsü No. 6 eserinin pandemi sebebiyle ertelenen Türkiye prömiyeri de bu yıl festival kapsamında gerçekleştirilecek. Vasks’a ödülü 49. İstanbul Müzik Festivali’nde gerçekleştirilecek bu konser öncesinde verilecek.
Besteci Pēteris Vasks ise 49. İstanbul Müzik Festivali Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü almaktan mutluluk ve onur duyduğunu ifade ediyor. Vasks, “Yaptığım müziğin Türkiye’deki dostlarına, bestelerimin mükemmel yorumcularına teşekkür ediyorum. 4. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün performansları ve CD kayıtları için Borusan Quartet’e de ayrıca teşekkür etmek isterim” diyor. Müziğin her birimize sevginin ışığını sunabileceğine inandığını ifade eden dünyaca ünlü besteci, 6. Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nün İstanbul’daki performansını sabırsızlıkla beklediğini anlatıyor. Vasks, “Bu eser benim için çok özel ve umarım İstanbul’daki dinleyici için de aynı derecede özel yankılanır. Umarım Covid-19 salgını hafifler ve İstanbul’da festival dinleyicisiyle birlikte olabilirim” diyor.
***
Neredeyse yaşıt olduğum bir festival
49. İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü’nün bu yılki sahibi keman sanatçısı Cihat Aşkın, Onur Ödülü’ne layık bulunmanın hayatının en önemli köşe taşlarından biri olduğunu ifade ediyor. Aşkın, “Benim bu ödüle layık görülmem ise İstanbul Müzik Festivali’nde artık yeni bir dönemin başladığını gösteriyor. Çünkü neredeyse yaşıt olduğum festival ile büyümüş olmak, festivalin sadece İstanbul’un değil ama o günün genç kuşaklarına ve sanatçılarına neler kattığını ve ne gibi kapılar açtığını görmek bakımından çok önemli” diye konuşuyor.
Usta sanatçı, geçmiş günlere uzanarak, şöyle anlatıyor festivalle olan serüvenini: “Bir müzik öğrencisi olarak festivalin gişelerinde saatlerce ve coşkuyla sıra beklediğim günlerden sonra festivalin genç yıldızlarından biri olarak sahnelerde yer aldım. Yıllar içinde bir genç sanatçı olarak uluslararası kariyerimde olumlu katkıları olacak projelere davet edildim. Festivalin eğitim, kültür ve sosyal komitelerinde yer almam ve bu kültürün taşıyıcısı olarak Onur Ödülü’ne layık görülmem, bu festivalin varlığını benim için anlamlı kılan sebeplerden birkaçı.”
Aşkın, “Bir müzisyen gözlüğünden anlattığım hikâyemde İstanbul Müzik Festivali’nin bana nasıl dokunduğunu ifade ettim, ama daha da önemlisi kim bilir benim gibi on binlerce sanatsevere hangi ölçüde dokundu. İstanbul Müzik Festivali bir kültür ve kimlik taşıyıcısıdır. Bu toprağın kültürünü uluslararası ölçekte yarım yüzyıldır temsil eden İKSV hiç kuşkusuz kültürel anlamda dünyaya açılan en önemli penceremizdir” diyerek sözlerini sonlandırıyor.
***
GENÇ KADIN MÜZİSYENLER DESTEKLENİYOR
İstanbul Müzik Festivali’nin geleceğin kadın müzisyenlerini desteklemek amacıyla 2018’de başlattığı “Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu” projesi, dördüncü yılında üstün yetenekli müzisyenlerin çalgı, şan ve şeflik branşlarında uluslararası arenadaki kariyerlerine destek olmaya devam ediyor. Yarının Kadın Yıldızları projesi için başvurular 16 Nisan Cuma günü saat 17.00’ye kadar, destekbasvuru@iksv.org adresine yapılabiliyor.