Bu hücuma bir puan bile iyi

Bülent KALAFAT

Geçtiğimiz hafta Alanya deplasmanında liderliği Başakşehir’e kaptıran Trabzonspor, evinde Ankaragücü’ne 2 puan daha bırakarak şampiyonluk iddiasını iyice tehlikeye attı.

Sosa’nın on bire dönmesiyle liderliği geri almak adına iştahlı bir Trabzonspor görmeyi bekleyenler hayal kırıklığına uğradı. Hüseyin Çimşir’in ekibi Norveçli golcüsünün 3.dakikadaki yakın mesafe volesiyle öne geçse de, devrenin sonuna kadar sadece iki şut daha çekebildi. Sol kanatta Guilherme, sağ kanatta Abdülkadir Ömür’ün son derece yalnız kalması ev sahibinde hücumların sık sık aksamasına sebep oldu. Art arda maç kaçırınca belli ki pas tutan Sosa da oyuna alıştığımız dozda tesir edemedi.

Santra düdüğüyle Kulusic’e kadar ön alan baskısı uygulayan Trabzonspor öne geçtikten sonra bunu yalnızca bir iki kere daha denedi. Bunlardan dakika 27’deki deneme hemen geçildi; oynanan uzun topu Orgill kafayla indirdi ve Uğurcan olmasa Ankaragücü Scarione ile durumu eşitleyecekti. Genç eldiven kalesini çok zamanında ve kararlı şekilde terk ederek skorerlik bakımından oldukça verimli bir sezon geçiren Arjantinli’ye şans tanımadı.

39’da Abdülkadir Parmak’ın sakatlanmasıyla ev sahibinde bazı taşlar yerinden oynadı. Guilherme sağ içe, oldukça verimsiz bir maç geçirecek olan Bilal ise sol kanada yerleşti. Geride kalan haftalardan sağ koridorda görmeye alıştığımız Guilherme-Ömür ikilisi bir dakika sonra yaptıkları link-up ile merkezden şut üretti. Kanatta daha ziyade sürat ve savunma arkası koşular fark yaratırken; bana kalırsa inatla orada denenen Abdülkadir tam bir ince işçi ve dar açıların oyuncusu. Maçtaki en etkili icraatının merkeze hareketlenmesiyle doğması tesadüf değildi.

52. dakikada gördüğü sarı kart ile Galatasaray deplasmanı öncesi cezalı duruma düşen Pereira, 62’de gördüğüm en saçma penaltı kararlarından birine kurban gitti. Gerson Rodrigues ile mücadele halindeyken görmediği top Pereira’nın eline çarpınca Abdülkadir Bitigen penaltıya hükmetti ve Rodrigues durumu 1-1 yaptı. Ancak Hüseyin Hoca kesinlikle kaybolan puanları bu karar ile açıklamaya çalışmamalı.

Zira Trabzonspor maçın ikinci yarısında hiç de 8 hafta liderlik koltuğunda oturmuş bir takıma benzemiyordu. 82’de Rodrigues çift sarıdan atılırken şut üstünlüğü hala Ankaragücü’ndeydi; Orgill-Rodrigues ikilisine oynanan uzun topların çoğu Trabzonspor yarı sahasında kalmıştı. Bordo-mavililerde kim eksik olursa olsun, yerine oynayanın onu aratmayacağı bir hücum hattı var. Hal böyleyken lig sonuncusuna karşı maça neredeyse önde girip ardından rakibi skora ortak etmek ve bir taç atışı dışında şut pozisyonu üretememek sahada denenen şeylerin yanlışlığına işaret olsa gerek.