Bu karanlık vali ve müdürün gitmesiyle aydınlanır mı?
Hrant Dink cinayetinin ardından, kamuoyu katiller neden Trabzon'dan çıkıyor sorusuna odaklanırken hükümet te
SAFA KÖKTENER
Hrant Dink suikastı karşısında oluşan tepki ilk sonucunu verdi. Irkçı yapılanmaların merkezi haline gelen Trabzon'un Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ile Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay merkeze alındı. Neredeyse her bakanlıkta dönemde önemli suikasdarın meydana geldiği İçişleri Bakanı Abdülkadır Aksu ile ilgili ise şu ana kadar bir işlem gerçekleştirilmedi. Öte yandan olayla ilgili yeni ortaya çıkan bağlantılar, Trabzon'daki örgüdenmelerin, Samsun ve Sedat Peker ile olan ilişkilerini gündeme getirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan, Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın Türk bayrağı önündeki fotoğrafının Samsun'da yakalandığı sırada götürüldüğü Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde çekildiğini söyledi.
Günlerdir tartışılan fotoğraf nedeniyle gündeme gelen Samsun'da dün gece ise bombalar padadı. Sivil toplum kuruluşlarının bulunduğu pasaja atılan bombaların ilk sinyalleri aslında, iki yıl önce verildi.
İstanbul Savcısının 2005 yılında hazırladığı iddianame Samsun'a dikkat çektiği gibi "Abi"ler örgütlenmesinden bahsediyor ve yetkilileri uyarıyordu. O günden bu yana dokunulmayan ve bir savcının yakınmalarına rağmen hiç ilgi çekmeyen bilgiler bugün çok daha önemli hale geliyordu.
Birkaç yıl önce organize suç örgütü lideri Sedat Şahin'e yönelik bir operasyonun ipuçları soruşturmayı İstanbul'dan Samsun'a yönlendiriyor ve Samsun'un Trabzon'a taş çıkartacak bir konumda olduğunu ortaya koyuyor.
Soruşturmayı yapan Savcı Mehmet Ergül 75 sayfada özedediği raporunda inanılmaz tespitler yapıyor. Ergül, Türkiye'nin en edan örgüde-rinden biri dediği yapıyı, "silahlı yapısı itibariyle terör örgütlerini kıskandıracak bir örgütlenme" olarak tanımlıyor, bu örgütün diğer illere Samsun üzerinde yayıldığını söylüyor.İddiana-menin tamamı okunduğunda; Trabzon'un tek başına suç yaratan bir il olmadığı, hemen yanı başındaki Samsun'da çok önemli bir suç ör-güdenmesinin gençleri içine kattığı anlaşılıyor.
ABİ' VE 'REİS' ÖRGÜTLENMESİ
İstanbul'da artan şiddet olayları sonrası başlatılan ve 6 ay süren teknik takip sonucu, "Sahra" ve "Lale" operasyonları yapılıyordu. Savcı Mehmet Ergül, hazırladığı iddianamede bu uzun takip süreci ve yakalananların verdikleri ifadeler doğrultusunda hazırladığı iddianamede ilk kez "Abi"lerden bahsediyor ve örgütün çekirdek yapısının aynı ilden hatta aynı mahalleden olduğunun altını çizerek, Samsun'u işaret ediyordu. İddianamede; Türkiye'nin en etkin suç örgüderinden biri diye bahsedilen örgütün lideri ve kurucusunun Sedat Şahin olduğu, sanığa örgüt içerisinde "Abi' olarak hitap edildiği belirtiliyordu. Şahin'in bu yöreden temin ettiği gençleri toplayarak örgüt çıkarları için eylemler yaptırdığı ifade ediliyordu.
EYLEMLERİN HESABINI VERMİYOR
Savcının, iddianamenin devamında bahsedilen suç örgütü liderleri ve üyelerine, yeterli soruşturma yapılmaması ve bu tür örgütlere mahsus gizlilik ve suskunluk gibi nedenlerle hukuki olarak ulaşılamadığından yargı önünde hesap sorulamadığından yakınması ise en önemli noktalardan biri olarak kayda giriyordu.
1992 yılından beri İstanbul'dan verilen talimatlarla 7 kez öldürmek veya öldürmeye azmettirmek suçlarından yeterli soruşturma yapılmamasına, bazı sanıkların yaşının küçüklüğü gibi nedenler de eklenince, hiçbiri eylemler ile orantılı cezalar almıyordu.
Savcılık, 2005 yılında İstanbul'dan Samsun'a, oradan Trabzon'a ve Dink cinayetine uzayan süreci aslında daha o tarihte şu notla tarihe düşüyor, adeta bir öngörüde bulunuyordu: "Bu tür eylemleri gerçekleştirmekte daha cesur ve pervasız bir hale gelinmiştir"
SAMSUN'DA BOMBALAR PATLADI
Dün gece saat 02.15 sıralarında meydana gelen olayda, İstiklal Caddesi Gürbüz Sokak'taki Şengün Pasajı girişinde patlama meydana geldi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Samsun Şubesi, 78'liler Derneği Samsun Şubesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Samsun Şubesi'nin bulunduğu pasajda meydana gelen patlama, büyük bir korku ve paniğe neden oldu. Cumhuriyet Kadınları Derneği ile bazı işyerlerinin camlarının kırıldığı, çevrede park halindeki otomobillerin hasar gördüğü olay yerine gelen polis geniş güvenlik önlemi alırken, yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, patlamaya pasajın girişindeki merdivene konulan parça tesirli boru tipi bombanın yol açtığı belirlendi. Bombanın fitille ateşlemeli ve parça tesirli olduğu da saptandı. Olayın faillerinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.
» İki müfettiş Trabzon'u inceleyecek
İçişleri Bakanlığı, Trabzon'da inceleme yapmak üzere 2 mülkiye başmüfettişi görevlendirdi. Açıklama İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından yapı yapıldı
TRABZON VALİSİ VE EMNİYET MÜDÜRÜ MERKEZE ALINDI
TRABZON Valisi Hüseyin Yavuzdemir ile Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay merkeze alındı. Yavuzçdemir'in bundan sonra Ankara'da Merkez Valisi olarak görev yapacağı, Altay'ın ise Emniyet Genel Müdürlüğü Araştırma ve Planlama Dairesi'nde çalışacağı öğrenildi. Söz konusu atamalarda, Trabzonlu gençlerin arkası arkasına karıştıkları terör olaylarının etkili olduğu bildirildi. Vali ve Emniyet Müdü-rü'nün kentte gençler arasındaki yasadışı oluşumları engelleyemediği, görevlerinde gerekli dikkat ve özeni gösteremedikleri belirtiliyor. Bilindiği gibi, Trabzon'da Mc Donalds'ın bombalanması, kilisede bir rahibin bir genç tarafından vurularak öldürülmesi, TAYAD'lı gençlere linç girişiminde bulunulması gibi üzücü olaylar ardarda yaşanmış, son olarak da Trabzonlu bir genç İstanbul'a giderek Agos Gazetesi Genel Yayın Müdürü ve Birgün Gazetesi Yazarı Hrant Dink'i öldürmüştü.
İÇİŞLERİ BAKANI AKSU DURUYOR: Suikastlarla Aksu hep denk gelmiş!
İÇİŞLERİ Bakanı Abdülkadir Aksu dört hükümete de İçişleri bakanlığı yaptı. Aksu'nun döneminde birçok gazeteci, bürokrat ve akademisyen suikastlara kurban gitti. Türk Hukuk Kurumu Başkanı, Prof. Dr. Muammer Aksoy Ankara'da öldürüldü. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç öldürüldü. Eski müftü, Yazar Turan Dursun; 6 Eylül 1990 tarihinde İstahbul'da öldürüldü. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Bahriye Üçok; 6 Ekim 1990 tarihinde evine gönderilen bombalı paketle Ankara'da öldürüldü. MİT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas öldürüldü. 9 Ocak 1991 emekli Yarbay Ata Burcu, 30 Ocak'ta emekli Korgeneral Hulusi Sayın Emekli Tümgeneral Memduh Ünlütürk, Emekli Korgeneral İsmail Selen, Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz saldırıya uğradı. SHP Milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör, 24 Haziran 1991'de Meclis lojmanlarında öldürüldü. 18 Aralık 2002 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nden Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu evinin önünde öldürüldü. 5 gün arayla önce iki sinagog ardından da HSBC Bankası'na ve İngiliz Konsolosluğu ve sinegoglara bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda çok sayıda kişi öldü veya yaralandı. Trabzon'daki Santa Maria Kilisesi'nin İtalyan Rahibi Andrea Santoro öldürüldü. 17 Mayıs'ta Danıştay 12. Dairesi'ne düzenlenen silahlı saldırıda Yargıç Mustafa Yücel Özbilgin hayatını kaybetti. Şimdi de Ermeni asıllı gazeteci yazar Hrant Dink suikasta kurban gitti.
» Yazıcıoğlu'nun koruması Tuncel de tutuklandı
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesi olayına ilişkin gözaltında bulunan 2 kişi adliyeye sevk edildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde gözaltında bulunan Elazığlı üniversite öğrencisi Erhan Tuncel, azmettiricilikten tutuklandı. Tuncel'in, savcılıkta ve mahkemede susma hakkını kullandığı öğrenildi. Erhan T'den yaklaşık 10 dakika sonra da Muharrem Sait Kahveci, yelekli ve kelepçesiz olarak adliye binasına sokuldu. Şüphelilerin adliyeye getirilişinde çevik kuvvet ekipleri de güvenlik zinciri oluşturdu. Savcıya ifade veren Kahveci'nin olay sonrası Samast'ı telefonla arayarak "0 senmisin" diye sorduğu öğrenildi. Muharrem Sait Kahveci mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Olayla ilgili 2 gün önce katil zanlısı Ogün Samast, "cürüm işlemek için oluşturulmuş silahlı suç örgütünün üyesi olmak"," taammüden adam öldürmek" ve 6136 sayılı "Ateşli Silahlar Kanunu'nu muhalefet etmek", Yasin Hayal, Ahmet İskender, Zeynel Abidin Yavuz ve Ersin Yolcu da "cürüm işlemek için silahlı suç örgütü oluşturmak" ve "taammüden adam öldürmeye azmettirmek" ile 6136 sayılı "Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek" suçlarından nöbetçi mahkemece tutuklanmışlardı. Erhan Tuncel'in tutuklanmasıyla soruşturma çerçevesinde tutuklu sayısı 6'ya yükseldi.