Bugün İstanbul sandık başında. Artık söylenecek söz yok. Tarihin en büyük haksızlıklarından birine karşı duranlarla, bilerek ya da bilmeyerek haksızlığa ortak olacakların karşılaşması… Haklıyla haksız arasında bir kavga gördüğünde öyle ya da böyle susanlar haksızın yanına düşer. Karar sizin. Cervantes, La Manchalı Yaratıcı Asilzade Don Quijote, artık dilimize yerleştiği adıyla Don Kişot romanında şöyle der: […]

Bugün İstanbul sandık başında. Artık söylenecek söz yok. Tarihin en büyük haksızlıklarından birine karşı duranlarla, bilerek ya da bilmeyerek haksızlığa ortak olacakların karşılaşması… Haklıyla haksız arasında bir kavga gördüğünde öyle ya da böyle susanlar haksızın yanına düşer. Karar sizin.

Cervantes, La Manchalı Yaratıcı Asilzade Don Quijote, artık dilimize yerleştiği adıyla Don Kişot romanında şöyle der: “Gece uzun sürdüyse günün doğması yakındır.” Karanlık epey uzun sürdü. Güneşin doğması yakınlaşıyor, bu kesin bilgi, yayalım. Fakat şu da tarihsel bir bilgi ki, toplumsal yaşamda güneş kendiliğinden doğmuyor. Sabahın doğurulması gerekiyor, sabahın sahipleri tarafından…

Her şeyin çok güzel olması için bir şeylerin büyük mücadelelerle kökten değişmesi gerek. Üstelik her şeyin çok kötü kalmasını isteyenler koltuğu terk etmemek için ellerindeki tüm güçle direnecek. Bu direnci giderek merkeze kayan bir partinin tek başına kırması zor… Önemli olan şu: Biz ne yapacağız? Laiklik için, emeğin hakkı için, adalet için, barış için, doğa için, cinsiyet eşitliği için… Ne yapacağız? Pazartesiden itibaren buna yanıt aramalıyız.

Haksızlık demişken… Bir hafta boyunca beni ve ailemi üzen haksızlık karşısında durarak ciddi bir kamuoyu yaratan herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Bu isim karışıklığı hadisesi sadece bana ait bir mesele değil, her muhalif yazarın, gazetecinin, sanatçının başına gelebilecek bir durum. Tatil rezervasyonu yaptırdığı şirket yüzünden FETÖ ile ilişkisi olduğu iddia edilen dostlarımız hapis yatıyor bu ülkede… Yandaş basının muhalif yazarlara, gazetecilere, nasıl bir kin beslediği de bir kez daha ortaya çıktı.

Bu arada… Dün fark ettik ki hepsi tek tek haberlerini silmeye başlamışlar. Fakat kimisi geç kaldı! Sabah, Yeni Şafak, Ahaber, Akşam… Hepinizin ekran görüntülerini aldık, tazminat davası başlıyor. Bu paraları en iyi şekilde (33’lük, 35’lik, 70’lik) değerlendireceğim ama daha önemlisi o haberleri yaparken imza atanların ilk duruşmaya geldiklerinde yüzlerini göreceğim.

Yalanla baş etmek zor, önemli olan gerçeği örgütlemek. Bu direnci bugün sandıkta, pazartesi de ilkelerimiz için yeni bir siyaset ve memleket tartışmasında gösterelim. AKP’nin keyfi baskılarına karşı bir referanduma dönüşmüş bu seçimde İstanbullu tüm okurlarımı, dostlarımı oy kullanmaya çağırıyorum. Bizlere sahip çıkmak istiyorsanız, adalet için bir şeyler yapmalısınız. Çünkü…

Haklıyla haksız arasında bir kavga gördüğünde öyle ya da böyle susanlar haksızın yanına düşer. Karar sizin.