ABD anarşist kolektifi CrimethInc’in 15 yılını anlatan kitap Almanca olarak yayınlanarak Avrupa topraklarına...

Anarşistlerin en özgün yanlarının belki de isim seçimleri olduğunu kabul etmek zorundayız.  CrimethInc, Türkçeye “Düşünce Suçu” diye çevrilebilir. ABD’li anarşistler bu kavramı George Orwell’in 1984 romanından esinlenmişler. Elbette adını şu İzlanda’da patlayan ve uçak seferlerini iptal eden yanardağdan alan Almanya’da Eyyafyallayökül ‘ün dostları veya kendine Atina’daki eylemci köpeğin dostları diyen Yunanistan’daki  Lokanikosun Dostları gruplar kadar yaratıcı değil bu isim ama yine de kabul edelim ki insanı etkileyen bir yanı var.


Ama CrimethInc’i Almanya gündemine taşıyan yazılarının toplu olarak basıldığı kitabın adı asıl pek yaratıcı: “CrimethInc.: Message in a bottle.” Yani denize atılmış bir şişeyle gelen mesaj falan var ya, evet Kevin Costner’in oynadığı o romantik “Şişeyle gelen mesaj: Büyük bir aşkın başlangıcı” filminin ta kendisinden alınmış gibi duruyor bu isim. Elbette bu isim bilinçli bir seçim. Anarşistin yemek pişirme kitabı gibi kitaplar da yazan bu grubun daha az yaratıcı bir isimle kitap basacağını düşünmüyoruz herhalde. Her neyse konumuz bu isimler değil zaten…


FAZLA DÜZEN İÇİ İŞGALLER
Bütün geçen yılı Occupy Hareketi (işgal et) işgalleriyle geçirdikten sonra bu kışa oldukça sessiz sedasız başladık. Hatta son 3 yıldır Avrupa’yı sarsan, Türkçede de yayınlanan Fransa’daki Görünmez Komite’nin meşhur Yaklaşan İsyan’ın ateşi de söndü. Occupy Hareketi’ne ne olduğunu düşünürken, geçen yıl sosyalist solun bir kısmının bunları “zengin çocuklarının can sıkıntısı” gibi laflar ederek küçümsedikleri ama öte yandan CrimethInc anarşistlerinin de aynı hareketi “fazla düzen içi” buldukları aklıma geldi. Sosyalistlerle bir konuda da olsa aynı düşünen bir anarşist kolektif az bulunacağına göre, bunlar daha yakından bakılmayı hak ediyor.


CrimethInc, en son ABD’de geçen yıl Ekim ayında doruk noktasına çıkan Occupy Hareketi eylemlerinde popüler olarak ortalığa çıkmıştı ve bütün dünyadaki bu tür eylemlerin rengine dair tartışma başlatmıştı. Olay şöyle gelişti: ABD’nin batı kıyısındaki ülkenin dördüncü büyük limanı olan Oakland limanında genel grev vardı ve  “Occupy Oakland”  içindeki bir grup limanı işgal etti. Bu Oakland ekibi, limanı işgal etmekle kalmadı, yüzleri maskelerle örtülmüş bir biçimde adeta şehri de işgal etti. 


“Occupy Oakland”  anlaşıldığı gibi, “barışçıl” Occupy hareketinin inisiyatifinden çıkmış anarşistlerin eline geçiyordu.  New York’taki resmi Occupy Hareketi ile aralarına mesafe koymuşlar New York’takiler de elbette onlara mesafeliydiler. Yine her neyse, liman işgalinden sonra, Oakland’teki arkadaşlar, New York’taki arkadaşlara, “Dear Occupiers” diye başlayan bir mektup döşendi. Mektup kısaca şunu söylüyordu: “Ekonomik kriz zannettiğiniz gibi birkaç çürük elma yüzünden çıkmadı, aksine kriz kapitalizmin krizi. Bu nedenle yasalara uygun eylemler boşuna. Eylemciler nihayet düzene karşı öfkelerini rahatça dile getirmeliler...” Barışçıl kesimde tartışılan bu mektup CrimethInc’i ülke çapında hatta ABD dışında bile tanınır hale getrdi. Öyle ya, “eylemse eylem, işgalse işgal ama bunları yaparken soruna neden olan yasalara riayet etme zorunluluğu neden?”


DURUMUNA GÖRE DURUMCULUK
CrimethInc, ABD’de son 15 yılda görülen,  kategorize etmesi bir hayli zor siyasal ve yer altı kültürüne dair bir fenomen. Anarşist ekip, post yapısalcılık ve “durumculuk” teorik köklere ve eski otonom bazı sol grupların tarihsel birikimlerine de dayanıyor. CrimethInc, hem antikapitalist hem de anti otoriter eylem ve yayınlarla politika, kültür, iş ve günlük hayata dair eleştirel düşünce ve yaşam biçiminin hakim olmasını hedefliyor.
Fransa’da Yaklaşan İsyan’ı hazırladığı sanılan kolektiflerin de “durumculuk” geçmişi dikkati çekiyor. Başka eylemlerden de yakalanan ve hapsedilen, kitapla ilgili olduğu sanılan Julien Coupat, 1999’da Fransa’daki radikal Tiqqun dergisinin yayıncılarından biriydi.  2005'de arkadaşları ve sevgilisi Yldune Lévy ile birlikte Tarnac köyünde, 'Tarnac 9' adını verdikleri komünde yaşamaya başlayıncaya kadar derginin yöneticiliğini yaptı.


Coupat ve arkadaşlarının Tiqqun'da, 1968 hareketinin radikal teorik besleyicilerinden Situasyonist Enternasyonal (Durumcu Enternasyonal) entelektüellerini örnek aldığı gözlemleniyor. İtalya’da 1957’de, radikal sol yazarlar, şairler, devrimci teorisyenler ve sanatçılardan oluşan Situasyonist Enternasyonal, solu 'İletişim Gerillası' gibi kavramlarla etkilemişti. Dünyayı özellikle kültürel alanda etkileyen durumcular, sanatsal pratiğin bir eylem olduğuna, sanat aracılığıyla devrimin başarılabileceğine inanıyordu.
Tiqqun'ın da biraz post modern bir bakış açısıyla olsa da, devrimcilere karşı propaganda kanallarını parçalamayı ve kendi devrimci kanallarını oluşturmayı savunduğu görülmekte. Ayrıca, var olan toplumu ve teknolojiyi reddeden komün hayatı da bu çerçevede değerlendirilmeli.  


KAPİTALİZMİ YIK, GERİSİNİ DÜŞÜNME
Benim de kafam karıştı. CrimethInc’e dönelim. 1990’lı yılların ortalarından itibaren metinler ve manifestolar yayınlanan grup, ABD’de küçümsenemeyecek bir etkiye sahip. Örneğin 2002 yılında basılan ve “her türlü siyasal mücadele için zorunlu olan anti hiyerarşik bir örgütlenmenin temellerinin” anlatıldığı   „Fighting for Our Lives“ (Hayatımız İçin Mücadele) broşürü, tam 650.000 adet dağıtılmış. 


Daha çok ülkenin Kuzey Batısı’nda etkili olan CrimethInc’in çıkış yaptığı ilk büyük eylem Dünya Ticaret Örgütü’nün 1999’daki Seattle kenti toplantısının protesto edildiği meşhur Seattle eylemleriydi. Anlaşıldığı kadarıyla CrimethInc kolektifi, eylem biçimi ve tarzı olarak Seattle eylemlerinin örnek alınmasını savunurken Occupy Hareketi hem CrimethInc’in tabanını oyuyor hem de muhalif inanları “yasal çerçeve içine” hapsederek ehlileştiriyor.


Kapitalizmi yıkmak isteyen ve yıkıldıktan sonra ne olacağı endişesi taşımayan Seattle eylemcileriyle, kapitalizmin birkaç sorumsuz işletmeci yüzünden güvencesizlik doğurduğunu iddia eden, o sorumsuzlar kovulursa düzenin tıkır tıkır işleyeceğini savunan Occupy Hareketi ideolojisi arasında bir ayrımdan söz ediyoruz. (Seattle eylemcilerine de zamanında ‘zengin çocuklarının eğlencesi’ diye baktığımız geliyor aklıma.) Hardcore – Punk hareketi, uyuşturucudan uzak duran Straight Edge diye adlandırılan Hardcore-Punk gençlik akımı, militan hayvan hakları savunucuları bu grupta kendini ifade diyor. Kendileri sadece ABD’de aktif olsa da grubun metinleri, internet üzerinden ve basılmış bir biçimde aslında bütün dünyayı dolaşıyor.


YAŞLI ANARŞİSTLER EMEKLİ Mİ OLACAK?
Tekrar metinlere dönelim. Metinlerin en önemli yanlarından biri, amacı bu olmasa bile, realist bir biçimde kolektifin gelişimini ve geleceğini anlatıyor olması. Kitapta kolektifin bütün burjuva yaşam biçimlerini reddeden ve günlük hayatta burjuva hiçbir kuralla uzlaşmayan romantik “Lifestyle anarşizm” hallerinden, post-fordist ekonomi ve çalışma hayatını analiz eden ağır siyasal metinlere kadar ne aranırsa bulmak mümkün. Hatta gittikçe yaşlanan anarşistlerin kapitalist mecburiyetlere boyun eğmemesi ve bundan sonra da antikapitalist siyasal etkinlikler içinde olmasının yollarının bulunması için fikirler de var.
Bu konuyla ilgili birkaç yıl önce, Yunanistan anarşist çevrelerde de bir tartışma döndüğünü hatırlıyorum. Yunanistan genç anarşistleri, yaşlı anarşistlerin çok fazla hikâye anlattığından ve çok fazla karamsar olduklarından yakınıyordu. Hatta Yunanistan’da son yıllarda adından çok söz ettiren “Ateş Hücreleri” gibi grupların asla yaşlı kuşağa bulaşmak istemediği, eski kuşakla aralarına mesafe koydukları gibi şeyler de yazılıp çizilmişti.  Allahtan ABD anarşistleri, Yunan genç anarşistleri kadar acımasız değil ve meseleye en azından daha pedagojik yaklaşarak “sorumluluk” gösteriyorlar. (Anarşi ve pedagojik sorumluluk!)  


Kitapta ağır teorik konular anlatılırken bile, her ne anlatılırsa anlatılsın, arada sırada bu metinlerin arasından ayaklanma senaryoları ve otonom örgütlenme yollarını gösteren yönergeler ortalığa fırlıyor. Otonom örgütlenme yönergeleri elbette, “doğrudan eyleme” yönelik örgütlenmeler yapılmasını söylüyor. Hatta detaylarına kadar muntazam anlatılmış örgütlenme ve eylem senaryoları bile bulmak mümkün. Örneğin, bir konser sonrası, kalabalığın korsan miting yapması ve ardından da bir fabrikayı işgal etmesi planı var ki, planın kusursuzluğu karşısında insanın anarşist olası geliyor. Elbette, bu eylem sırasında polisin neler yapabileceği de bence bir hayli kusursuz ve gerçekçi bir biçimde anlatılmış. Bu kısmı daha az eğlenceli tabii. 


BAZEN BİR KİŞİ BAZEN BİN
Sahi bu kış Avrupa’ya da ayak basan bu kolektif kaç kişiden oluşuyor?  CrimethInc tarafından yayınlanmış „on yıl raporu“nda bu soruya dair şöyle bir yorum var: „Geçtiğimiz on yılda CrimethInc kelimenin gerçek anlamında bazen yalnızca bir kişiden oluşuyordu. Bazen de binlerce ağdan oluşan bir sistemdi. Herkes bu grup adına isterse yayın yapabilir, eylemde bulunabilir, grubun amblemini herkes kullanabilir. Her üye ya da her kolektif kendi başına ve bireysel operasyon yapar…“
CrimethInc kolektifine ait olduğunu düşünenler mümkün olduğunca toplu ulaşım araçlarına para ödemiyor. ABD’de toplu ulaşım araçlarının zarar ettiğine dair istatistik okumadığımıza göre, sayılarının çok da büyük olmadığı anlaşılıyor. Ama gerici ABD basınının ve politikacılarının bu arkadaşlar hakkında söylediklerine bakılırsa, anarşistler sanki kapitalizmin tırnak mayasına batmış kıymık gibi, düzeni rahatsız edip duruyor.

***
Ayakları yere basan halk anarşizmi
Crimethinc 1990lı yıllarda „İç Cephe/İç Mihrak“ ismiyle ortaya çıkmış. 1996 yılından itibaren asıl olarak anarşizm propagandası yapan bir „kolektif“ olarak varlık gösteriyor. İsminde eski işçi kolektifi de kullanıyor. Kolektif, 3 ila 20 kişilik gruplardan oluşan „ayakları yere basan bir anarşiyi” savunuyor. Kendi kullandıkları deyimler arasında „halk anarşisi“ de var.
CrimethInc, diğer anarşist grupların ya da kolektiflerin, hatta sosyalistlerin aksine teorik elastiki bir dil kullanmayı reddediyor ve popüler kavramlarla basitçe sorunu anlatmaya çalışıyor. Bilinçli bir yol alan bu tarz, halk anarşizmi kavramını besleyen bir tarz. Çok bilmenin ya da çok bildiğini iddia etmenin de „hiyerarşik“ olduğunu düşünen grup, çok yapmanın daha anlamlı olduğunu vaaz ediyor.


BAŞKALARIYLA POLEMİĞE GİRMEMEK
Grubun çok önemli bir yanı, var olan siyasal ortamı, koşulları ve atmosferi tahlil ettikleri metinlerinin hiç birinde, ABD’de var olan diğer sol radikal gruplara ya da radikal sol metinlere gönderme yapmamaları, onları hiç bir biçimde karşıya alacak bir biçimde eleştirmemeleri. CrimethInc, varoluş gerekçesini, „kapitalizmin sonunun nasıl geleceğini diğer gruplarla tartışmak ve onlarla bu konularda polemik yapmak olarak” değil, kapitalizmin ölümüne kadar kapitalizmle mücadele sürdürmek olduğunu belirtiyor.  CrimethInc, kendi deyimine göre, diğer radikal gruplarla polemiğin belagatine kapılmamanın ve onlarla çene yarıştırmamanın da bir hayli devrimci olduğuna inanıyor. 
Bir takım gruplar siyasal eylemlerde etkililik gösterirken bazı başka gruplar sadece kitap, broşür yayınlıyor, müzik CD’leri ve filmler üretiyor. Fanzinler, afişler üretmekle faaliyetini sınırlayan gruplar da bulunuyor. Zaten kolektifin kendi yayın faaliyeti siyasal çalışmasının da önemli bir kısmını tutuyor. Kolektifin yayınladığı kitaplar kolektifin kendisi kadar „yeraltı“ literatürü içinde değerlendirilecek kadar marjinal değil, aksine okur yazar tayfanın çoğunun gözüne çarpan şeyler: Örneğin Days of War (Savaş Günleri), Nights of Love (Aşk Geceleri) ve CrimethInc. for Beginners (Yeni Başlayanlar İçin CrimethInc) bayağı betseller neredeyse. Siyasal Punk müzik hareketine yakın duran kolektifi destekleyen yaklaşık 15 müzik grubunun olduğu sanılıyor. 

DEVLETİN VE TOPLUMUN HER ŞEYİNİ RED
Kolektif yayınları arasında işgal ve eylem önerileri, hukuksal mücadele el kitapları, her koşulda ayakta kalma sanatı gibi pratik bilgiler broşürleri de bulunuyor. Bütün bunlar, eylem kılavuzu ya da eyleme dair teorik yayınların yanında belli bir espri ve humor içinde yayınlanmış, kenti gençlerin protest ruhuna hitap eden ve onlara kimlik veren yeraltı edebiyatı gibi de değerlendirilebilir.
Crimethinc’in bütün yayınlarına ve faaliyetlerine hakim olan anti kapitalizm ve devlet karşıtlığı, günlük hayatta anti otoriter ve anti hiyerarşik bir tutum almayı mecbur kılıyor. Bu anlamda Crimethinc, bir iktidar almaya dair siyasal perspektiften çok iktidarı reddeden bir perspektifle sonuçta „yaşam biçimi“ anarşizmini gündeme getiriyor. 


Kolektif, kapitalist bir dünyada ve kapitalist bir devlette çalışmanın reddedilmesinden, toplumsal geleneksel cinsiyet rollerinin hepsine karşı çıkılmasına dair bir dizi düzen dışı yaşam biçiminin kendisinin oldukça devrimci olduğuna inanıyor.  Hatta vegan beslenme biçiminin bile, kapitalist devletleri yeterince şaşırtacağına inanan grup, seçim karşıtlığı ya da ABD’yi oldukça meşgul eden  „UNA-Bomber“ adıyla tanınan bireysel bombacı, anarşist Theodore Kaczynski’nin desteklenmesine yönelik canlı kampanyalar düzenlemek gibi siyasal talepli eylemlerden de geri durmuyor.