Bu kış zor geçecek!

GAYE USLUER

Şu anda adı tam konulmamış olsa da Avrupa’da Covid-19’un ikinci dalgasının devam ettiğini söylersek yanlış olmaz. Son iki aydan beri haftalık yeni vaka sayısının tüm Avrupa ülkelerinde belirgin ve istikrarlı bir şeklide arttığını görüyoruz. Ve son iki haftadan beri alarm zilleri kuvvetle çalmaya başladı. Öte yandan ABD’de de vakalar yeniden yükselişe geçti.

Pandemi devam ediyor ve ekim ayıyla birlikte başlayan yeni dönem tüm dünya için çok önemli olacak. Kış aylarında bir yandan Covid-19 ile baş etmeye çalışırken, grip de aynı anda yayılmaya başladığında, en iyi sağlık bakım sistemleri bile başa çıkmakta zorlanacak.

Grip her yıl dünyanın ortak sorunu. Bu yıl grip ve Covid-19 birlikteliğinin salgını nasıl etkileyeceği konusunda, kesin olarak söylemde bulunmak zor. Konunun uzmanlarının ortak görüşü iki virüsün birlikte olması durumuna dair konuşmak için erken olduğu, yeterli bilgimizin olmadığı yönünde.

Kış aylarında kapalı alanlarda daha fazla bulunma zorunluluğu, Covid-19 vakalarının artabileceği konusunda hatırlanması gereken bir husus.

Hatırlayalım, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı 15 Haziran 2020’de ki açıklamasında “Birçok ülkede grip sürveyansı askıya alındı ya da azaldı” demişti. Durum böyle olunca da bağlantılı olarak güney yarımkürede grip hastalığına ilişkin veriler düşük olarak bildirildi.

1 Haziran sonrasında başlayan ‘yeni normal’ sonrasında bugün gelinen aşama ise umut verici olmaktan ziyade kaygı dozunu artırıcı. Herkesin dilinde aynı söylem “çember daraldı!”

Kış ayları başlarken cevaplanması gereken çok önemli sorular var: Covid-19 ve grip birlikteliği, her iki hastalıktan da ölümleri nasıl etkileyecek? Bu virüslerden biriyle enfekte olmuş bir hastanın diğeriyle de enfekte olma riski artacak mı? Grip aşısı Covid-19’a karşı koruyucu olacak mı?

Hızlı sonuç veren grip tanı testlerini yıllardan beri kullanmaktayız. Bu testler şüphesiz işimizi kolaylaştıracaktır. Ancak benzer şekilde hızlı sonuç veren ve duyarlılığı yüksek Covid-19 tanı testlerine de ihtiyacımız olacak. Mutlaka hastanın grip mi yoksa Covid-19 enfeksiyonu mu olduğunun ayırt etmek gerekiyor. Neden? Çünkü tedavileri farklı. Çünkü Covid-19 hastaları için izolasyon gerekirken, grip hastalarına izolasyon gerekmiyor.

Tüm bu belirsizliklerin içinde konunun uzmanlarının ortaklaştığı görüş belli. “Gribe karşı etkin bir aşı var. Bu yıl grip aşılarının uygulanmasını mutlaka artırılmalı!”

Grip aşısı bilindiği üzere yüzde yüz koruyuculuğu olan bir aşı değil. Ancak özellikle risk gruplarında aşılamayı firesiz yapmak gerekiyor. Çünkü bu grubu aşıladığımızda hastaneye yatış sıklığını, zatürre oranlarını, yoğun bakım yatışlarını ve ölüm oranlarını yüzde 50’nin üzerinde azaltacağımızı biliyoruz. İlave olarak, aşılama sonucunda, sağlık sisteminin üzerinde ki ilişkili yük de kesinlikle azalacaktır.

Bu yıl Covid-19 salgını nedeniyle tüm ülkelerde grip aşısına talebin fazla olacağını önceden biliyorduk. Üstelik birçok ülke sadece öncelikli risk gruplarını değil, mümkün olduğunca çok kişinin aşılanabilmesini de hedeflemekte.

Gelelim son bir haftadır ülkemizde ki aşı tartışmalarına. Sağlık Bakanlığının aşılanabilmek için getirmiş olduğu skorlama sistemi ve öncelik için 5 puana sahip olmanın bilimsel hiç bir dayanağı bulunmuyor. Elimizde yeterince aşı yok. Devamında ne kadar aşının geleceği belli değil. Sağlık Bakanlığı “olması gereken durum” şeklinde algı yaratmaya çalışıyor.

Gerçek olanı hepimiz biliyoruz. Türkiye aşı ve ilaçta yüzde yüz dışa bağımlı bir ülke. KENDİ AŞIMIZI ÜRETEMİYORUZ. Sorunun bütünü ezcümle bu, ÜRETEMEMEK, DIŞA BAĞIMLI OLMAK.

Sadece risk gruplarını aşılamak için 14-15 milyon doz grip aşısına ihtiyacımız var. ‘Tüm bu bilgileri doğru var saydığımız Türkiye kime, hangi endikasyonla ve ne zaman grip aşısını yapabilecek?’ sorumuz konunun muhataplarına.

Aşı ihtiyacımıza yönelik bağlantılarımızı ve talebimizi zamanında, planlı ve programlı oluşturmadığımız için elimizde halen mevcut olduğu söylenen aşı miktarı 400 bin doz civarında. Geleceği söylenen ilave 1 milyon doz aşıdan söz ediliyor. Sağlık Bakanlığının ortaya çıkacak durumu, yani mevcut durumu öngörememiş olmasını ihtimal dâhilinde midir? Mevcut sıkıntılı durumun mazeretini kim açıklayacak?

Hal böyleyken henüz olmayan 5 milyon doz Covid-19 aşısının bağlantısının tamamlandığından, aralık ayında geleceğinden bahsetmek ne kadar gerçekçi? Onu da günü geldiğinde konuşacağız.