Okullardaki hijyen konusunu MEB bile ‘zayıflık’ olarak görüyor. Türkiye’de, 2019 yılında 55 bin okuldan yalnızca 26 bini temizlik konusunda sınıfı geçti. Ortaöğretimde, 30’un üzerinde mevcudu olan şube oranının yüzde 25’e dayanması da “Sosyal mesafe kuralı nasıl uygulanacak?” sorusunu beraberinde getirdi

Bu okullar mı açılacak?

Mustafa M. Bildircin

Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını nedeniyle yüz yüze eğitime 16 Mart’ta ara veren Milli Eğitim Bakanlığı, okulların 31 Ağustos’ta açılacağını açıkladı. MEB’in okulların açılmasına ilişkin kararı açıklamasının ardından Sağlık Bakanlığı da eğitim kurumlarında alınması gereken önlemleri sıraladı. Derslerin mümkün olan en az kişi ile yapılması gerektiğini belirten bakanlık, okul binalarının düzenli temizlenmesinin önemine dikkati çekti. 31 Ağustos’ta açılacak okullarda hayata geçirilmesi planlanan Covid-19 önlemlerine karşın MEB’in bu konuda yaşadığı sorunlar, faaliyet ve denetim raporlarına da yansıdı.

BİRLEŞTİRİLMİŞ SINIFLAR

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu, derslerin mümkün olan en az kişi ile yapılmasını istese de Türkiye’deki eğitimin kanayan yaralarından ikili eğitim ve kalabalık sınıflar sorunu halen çözülemedi. MEB’in resmi verilerine göre, ortaokulda öğrenci sayısı 30’ün üzerinde olan şubelerin oranı yüzde 24,69’a ulaştı. Mevcudu 30’dan fazla olan ilkokul şubelerinin oranı ise yüzde 18,93 oldu. Bakanlığın, birleştirilmiş sınıflarla ilgili akademik araştırmaları bir araya getirerek hazırladığı raporda, toplam 186 bin 718 öğrencinin birleştirilmiş sınıfta eğitim gördüğü, bu öğrencilerin ilköğretim çağındaki öğrencilerin yüzde 10’unu oluşturduğu kaydedildi.

İktidarın ilk kez 2014 yılında dillendirdiği, “İkili eğitime son vereceğiz” vaadi de lafta kaldı. Yeni ortaöğretime geçiş sistemi ile birlikte Anadolu liselerine yönelik artan talep, yeterli dersliği olmayan okulları ikili eğitime mecbur bıraktı. Eğitim yatırımlarından büyük pay alan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne bağlı okullardaki ikili eğitim yapan kurum sayısı büyük ölçüde azalsa da akademik liselerin önemli bir bölüm ikili eğitime geçmek zorunda kaldı.

ALAN YETERLİ DEĞİL

Sağlık Bakanlığı, derslerde oturma düzeninin sosyal mesafeye dikkat edilerek, öğrenciler arasında en az bir metre boşluk bırakılarak oluşturulmasını istedi. Sınıfların ortalama büyüklüğünün 30 metrekare ile 50 metrekare arasında değiştiğinin altını çizen uzmanlar, yüksek sınıf mevcudları nedeniyle bu kuralın uygulanamayacağını belirtti.

OKULLAR TEMİZLİKTE SINIFTA KALDI

Sağlık Yönetimi ve Çalışma Rehberi’nde altı çizilen önerilerden biri de “Tuvaletlere tek kullanımlık kağıt havlu ve tuvalet kağıdı konulmalı, derslikler düzenli temizlenmeli” önerisi oldu. MEB’in, 2019 yılına ilişkin faaliyet raporunda ise okullardaki hijyen ve temizlik, “Zayıflıklar” arasında sıralandı. Resmi verilerine göre, Türkiye genelindeki 55 bin okuldan yalnızca 26 bini temizlik ve hijyen konusunda sınıfı geçti. Bakanlığın denetimleri sonucunda 26 bin okul, beyaz bayrak alırken çok sayıda okulda sabun ve tuvalet kağıdı gibi temizlik malzemelerinin olmadığı tespit edildi. Ekonomik gerekçelerle hizmetli sayısının azaltıldığı okullarda temizlik işlemlerinin etkin yürütülemediği de ifade edildi. Temizlik personeli azlığı nedeniyle 2019’da düzgün temizlenmeyen okul tuvaletlerinin hastalığa davetiye çıkarması, veli ve öğrencileri yeni eğitim yılı için daha da kaygılandırdı.

***

bu-okullar-mi-acilacak-754099-1.


BİNLERCE OKULDA REVİR YOK

Türkiye genelindeki 55 bin devlet okulunda sadece 545 sağlık görevlisi bulunuyor. Ülke genelindeki 12 bin 800 özel okulda ise 2 bin 321 sağlık personeli görev yapıyor. Türkiye’de 52 bin okulda revir bulunmuyor. Bakanlığın denetlediği 19 bin 399 okulda toplam 93 bin 232 uygunsuzluk belirlendi. Okul pansiyonlarında tespit edilen uygunsuzluk sayısı ise 106 bin 545 oldu.

***

ÜÇLÜ EĞİTİM TARTIŞILIYOR

Okulların açılma tarihi yaklaşırken eğitim öğretimin nasıl yürütüleceği konusunda çeşitli fikirler MEB’de tartışılıyor. Öğrencilerin, seviyelerine göre ayrı günlerde okula gitmesi fikri ortaya atılsa da bunun hayata geçirilmesi mümkün görünmüyor. En güçlü seçenek ise “Üçlü eğitim”… Türkiye’de ilk defa 1970’li yıllarda okul sayısının yetersizliği nedeniyle uygulanan üçlü eğitim modelinin, koronavirüs salgını döneminde de kullanılabileceği ifade ediliyor.