Bu rapor hekimi zor duruma sokabilir

Sibel BAHÇETEPE

Aile hekimlerinden ehliyet, askerlik, işe giriş gibi pek çok farklı alanda düzenlemelerini istediği raporlarına bir yenisi daha eklendi. Özellikle hacca gitmek isteyen ve parmak izi alınamayan yaşlı yurttaşların, bazı illerde müftülük ve kaykamaklık aracılığı ile aile hekimlerine yönlendirildiği ve "Parmak izi yoktur/alınamıyor/silinmiştir" yönünde raporlar düzenlemesinin istendiği kaydedildi. Bu raporların aile hekimlerince verilmesinin bilimsel olmadığını belirten sendikalar "Parmak izi raporu adli tabibin işidir. Bu raporun aile hekimlerinden talep edilmesi, hekimleri hem hukuki olarak zor durumda bırakabilir hem de yurttaşlarla karşı karşıya kalmasına neden olarak şiddet olaylarını artırabilir" dedi.

MEVZUATA AYKIRI

Son günlerde Urfa, Şırnak gibi illerde bu durumların yaşandığı ortaya çıktı. Hac organizasyon şirketlerinin bazı yurttaşların parmak izlerinin alınamaması sonrası müftülükler aracılığıyla ilçe sağlık müdürlüklerine yazılar yazdığı ve aile hekimlerinden bu yönde raporlar vermesi istendiği ortaya çıktı.

Birlik ve Dayanışma Sendikası Marmara Şube Başkanı Dr. Ahmet Mehlepçi, Aile Hekimliği mevzuatında ve Sağlık Bakanlığı yönergelerinde "Parmak izi yoktur" şeklinde bir rapor bulunmadığını belirterek "Bu raporların talep edilmesi usulsüzdür" dedi. Mehlepçi, bazı illerden meslektaşlarına bu yönde rapor verilmesi yönünde başvurular yapıldığını anımsatarak "Böyle bir rapor istendiğini duyduk ama çok inanamadık. Çünkü bu rapor aile hekimininin verebileceği bir rapor değil. Adli tabibin verebileceği, onun yetisinde olan bir karar" dedi. Mehlepçi, özetle şöyle devam etti:

“Aile hekimlerine baskı yaparak ‘parmak izi vardır, yoktur’ gibi raporlar istenmiş ve ne yazık ki bazı yerlerde de bu raporlar verilmiş. Usulsüz bir talep. Aynı zamanda hukuksuz. Bazı yerlerde kaymakamlık veya müftülük baskı yaparak böyle rapor verilmesine imkân tanımış. Bu tür raporlar aile hekimlerinin kendi başlarını da sıkıntıya sokabilir. Çünkü buna ne yetkimiz ne de yetimiz var. Kaymakamların böyle bir konuda hukuku ve konuyu bilmemeleri çok acı. Bir ilçe kaymakamı düşünün ‘hukuksuz bir şey talep ediyor ve bunu resmi yazıya döküyor.’ İstenen bu rapor çok masum gibi duruyor ama ucu çok açık ve hekimin başını da derde sokabilir. Rapor verdiği kişi bir olaya karışırsa ‘ben yapmadım’ diyebilir. Güvenlik sorunlarına yol açabilir. Ayrıca ‘parmak izni var mı, yok mu?’ diyebileceğimiz, bunu kanıtlayabileceğimiz bir parmak okuyucu cihaz bile yok. Olsa bile bunun kararını verecek merci yine tabi ki adli tabibliktir. Ne yazık ki bu tür raporlar konusunda baskı ile karşı karşıyayız. Bizim işimiz rapor değil, koruyucu sağlık hizmeti sunmaktır. Bu raporları vermeyince vatandaşla karşı karşıya kalıyorsunuz, bu da bir şiddet doğuruyor. Hukuki olarak gerekeni yapacağız.”

ZOR DURUMDA BIRAKIR

Birlik Dayanışma Sendikası Basın Komisyonu Üyesi Hacı Yusuf Eryazğan ise özetle şunları söyledi: "Son günlerde aile hekimlerine Sağlık Bakanlığı’nın ‘Sağlık Raporları Usül Ve Esasları Hakkında Yönergesi’nde adı geçmeyen hiçbir bilimsel mevzuat dayanagı olmayan ‘parmak izi yoktur/silinmiştir/alınmıyor’ şeklindeki rapor talepleri gelmektedir. Adli tabipliğin yetkinlik ve yetkisinde olan bir bilirkişi işleminin ‘Vatandaş mağdur olmasın’ mantığıyla aile hekimlerinden talep edilmesi, aile hekimlerini başvuranlarla karşı karşıya getirip şiddet riskini artıran ve aile hekimlerini hukuki olarak zor duruma düşürme riski taşıyan bir durumdur.

Bu şekilde bir raporun aile hekimliğinden talep edilmesi ve düzenlenmesi usülsüz ve yanlıştır. Bunun bilimsel bir yanı da yoktur. Bu konuda Sağlık ve İçişleri Bakanlığı’na önceki gün başvuruda bulunduk, CİMER’e yazdık. Parmak izi raporu aile hekimlerini de ciddi şekilde etkiler. Hukuki olarak bizi zor durumda da bırakabilir.”