Savaş dönemleri unutturur. 6’ıncı günündeki ‘Barış Pınarı’ operasyonu, beklendiği gibi ve ‘şimdilik’ iç siyaseti yeniden dizayn etti. ‘Milli Birlik-Beraberlik’ konsepti ardında hizalanmanın dayanılmaz hafifliği ve güvenliği, Türkiye’nin hukuk, demokrasi, hak, ekonomi, yoksulluk, işsizlik, çevre konularına ilişkin sorunlarının rafa kalkmasına yol açtı.

Son bir haftadır gündemden düşen konular arasında, çocuk ve kadına yönelik şiddet ya da istismar konuları da var. Oysa üzerinde kesintisiz konuşulması gereken dosyalar bulunuyor. Bunlardan biri AKP Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde şüpheli bir biçimde yaşamını yitiren Nadire Kadirova’ya ait.

'ŞÜPHELERİMİZ GİDERİLMEDİ'

Geçen günlerde dosyanın avukatı değişti. Kadirova ailesinin avukatlığını üstlenen Birol Öztürk, “Amacımız, kamu vicdanını rahatlatmak ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmak” diyor: “Henüz kuşkular giderilmiş değil, muamma devam ediyor.”

'200 SAYFAYI AŞKIN İNTİHAR DOSYASI OLMAZ'

Öztürk çarpıcı ifadeler kullanıyor: “Deneyimimizden edindiğimiz izlenimler var. Bu normal bir intihar vakası olsaydı, üç beş sayfalık tutanak olur, birkaç kişi tanık olarak dinlenir ve dosya kapatılırdı. Oysa önümüzde 200 sayfayı aşan bir dosya var. Çeşitli kurumlara, cevabı beklenen yazılar yazılmış, çok sayıda tanığın beyanı alınmış.”

'DEMEK Kİ SAVCILIK DA KUŞKULU'

Dosyanın büyüklüğü, savcılık makamının da kuşkuları olduğunu ve geleceğe dönük araştırma yapmak istediğini gösteriyor. Öztürk, olayın seyrini değiştirecek ifadelere ve mesajlara ulaştıklarını da söylüyor. Sunulacak deliller arasında şimdilik önemli görüntü ve video kayıtları var.

BAKICININ MECLİS ODASINDA NE İŞİ VAR?

Avukat Öztürk, bunlara ilişkin olarak önemli bilgiler vererek, bir şüpheyi de dile getiriyor: “Nadire Kadirova’nın, Vekil Ünsal’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi odasında çekilmiş fotoğraf ve video kayıtları var. Vekil eşinin bakıcılığını üstlenen birinin Meclis odasında olması, işin doğasına aykırı. Bunları da şüphelerimizle dosyaya taşıyacağız.”

BUNLAR NORMAL DEĞİL!

Tam bu noktada, Kadirova’nın aile yakınlarından edindiğimiz bilgileri bir kez daha hatırlatmakta ve ailenin sorduğu soruyu yinelemekte yarar görüyoruz: “…Olaydan 3 gün önceki 20 Eylül Cuma akşamı, Nadire vekilin silahını alıyor ve onun yanına gidip elinde sallıyor. Vekile; ‘Ne güzel bir silah değil mi?’ diye soruyor.”

Yaşananlar şöyle devam ediyor: “O sırada evde bulunanlar ve diğer hizmetliler, genç kadının bu garip tavrına anlam veremiyor. Vekil, Nadire’ye, ‘Koy onu yerine’ demekle yetiniyor. Bunu evdeki diğer çalışan anlattı. Hepsi kayıt altında, bu samimiyet nereden ileri geliyor?”

YENİDEN OTOPSİ VE TANIK BEYANLARI

‘Samimiyet’ sorusu, Ünal’ın Meclis odasındaki video ve görüntülerle biraz daha somut bir karşılık bulabilir. Avukat Öztürk, “Fethi kebir yani yeniden otopsi talep edeceğiz. Perişan haldeki aile ve ilaçlarla ayakta duran anne de buna razı” diyor: “Onlar da bir an önce olayın aydınlatılması ve şüphelerin giderilmesini istiyor.”
İlginç tanık beyanları, önümüzdeki günlerde paylaşılacak. Olası beyanlara atfen, biz bazı soruları şimdiden gündeme getirelim. Kadirova’nın, Özbekistan’daki cenaze işlemleri sırasında, iç organlarının alındığı ileri sürülmüştü. Peki genç bir kadının iç organlarına ‘rahmi’ de dahil mi ve ölü bir bedende rahim, neyin tespiti için gerekli?