Esnaf-kurye modelinin yarattığı sıkıntı Trendyol eylemleriyle bir kez daha gündeme geldi. Kurye Hakları Derneği’nden Çeki’ye göre sorunun nedeni sistemin esnaf-kuryelerin sömürülmesi üzerine kurulu olması.

Bu sistemle esnaf kurye sorunu sürer

Dilan ESEN

Esnaf-kurye modelinin dünyada ve Türkiye’de kullanımının yaygınlaşması uzun süredir tartışılıyor. Bu modelle çalışan Trendyol GO emekçilerinin, eylemleri konuyu tekrar gündeme getirirken sistemdeki sorunları da hatırlattı. Geçen yıl büyük ivme kazanan esnaf-kurye eylemlerinin birçoğu kazanımla sonuçlandı ancak çare olacak çözüm üretilmeyip asıl kârın patronlara kalması, eylemleri bu yıl da tekrarlanır kıldı.

Enflasyon ve geçim sıkıntısı ile yüksek giderler nedeniyle esnaf-kuryelere düşen payı neredeyse yok ederken sistemin açıklarını da bir kez daha gösterdi. Kurye Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mesut Çeki’ye göre esnaf-kurye modelindeki yapısal sorunlar, patron ve iş ortağı arasında hak temelli bir paylaşım yapılmadığında çözülecek gibi değil. En azından belli dönemlerde iyileştirmeler yapılabileceğine, akaryakıt desteğinin ve prim ücretinin artırılabileceğine değinen Çeki, “Verdikleri para artabilir ama sistemin kendisi patron kârını paylaşmadığı sürece değişmez” dedi.

İŞSİZLİK VE YOKSULLUK BUNA İTİYOR

Esnaf-kuryelerin yalnızca Türkiye’de olmadığını hatırlatan Çeki, şunları ifade etti: “Dünyada büyük şirketler motosikletli ve bisikletli kuryeleri kullanıyorlar. Bu sistemin ana çelişkisi şu klasik işçi-işveren ilişkisini ortadan kaldırıyor. İş ortağı adı altında yeni tipte işçi işveren modeli yaratmış oluyor. İşverenlikten kaynaklı sorumluluklarını üstlenmeyen bir model. Sistemin yapısal bir sorunu var. İş ortaklığı adı altında, esnaf-kuryelik adı altında emeğin sömürüldüğü bir ağ kurulmuş oluyor. Diğeri de paket başı ve prim usulü dağıtım bu sistemin en önemli zafiyetlerinden bir diğeri. Çünkü paket başı hız, uzun çalışma saatleri, trafikte kuralsızlık, yaralanma ve ölüm demek. Esnaf kuryeler bütün bu olumsuz şartlara rağmen niye çalışıyorlar? Çünkü işsizlik ve yoksulluk var. 19-30 yaş arası esnaf kuryeliğe geçiyor. Daha çok üniversite ve üniversite sonrası yaşlarda olan gençlerin yöneldiği bir iş. İşsizlik ve asgari ücretin düşük olmasından kaynaklı bu tehlikeli mesleği yapmak zorunda kalıyorlar. Gerçekten kelle koltukta çalışıyorlar ve güvencesizler. Ay sonunda ceplerine belki büyük paralar geçiyor ama bütün giderleri çıktıktan sonra 8 saat çalışan bir kuryenin eline asgari ücret geçerse öpüp başına koyuyor.”

ÖLENLERİN 24’Ü ESNAF-KURYE

Kurye Hakları Derneği’nin 2022 kaza raporuna değinen Çeki, “O raporda esnaf kuryeliğe dair de çarpıcı bilgiler var.

2022’de en az 58 motokurye hayatını kaybetti, bunların 24’ü esnaf kurye. Yüzde 42’si esnaf kurye arkadaşlardan oluşuyor. Biz yine raporumuzda tek tek şirketleri de verdik. Daha fazla paket daha fazla para, alevli saatler, prim, bonus gibi sistemleri olan şirkette ölümler daha çok yaşandı. 9 Trendyol kuryesi hayatını kaybetti. Esnaf-kuryelerin yarısına yakını Trendyol kuryesi. Kuryeler de kendi aralarında bu durumu şöyle ifade ediyor: Kurtlar sofrası kurulmuş, ne kadar çok paket atarsan o kadar çok kazanırsın. Esnaf kuryelikte iş ortaklığı adı altında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. İş aleti, ekipmanları kuryeye ait. Kurye sigortasını Bağ-Kur üzerinden kendisi ödüyor. Gün içerisindeki yemek harcamaları, benzin, muhasebe giderleri, emek ve alınan risk kuryeye ait. Kuryeler ay sonunda evlerine ekmek götürebilmek için zamanla yarışmak zorundalar. Birbirleriyle yarışıyorlar çünkü kim daha hızlı paket atarsa ona yeni bir sipariş atanıyor doğal olarak hızlı bitiren kuryeler yeni sipariş almaya hak kazanıyor. Zaman ve birbiriyle yarışmak dışında bu kuryeler ölümle yarışıyor” diye konuştu.

Dinlenme saatlerini de kuryelerin belirlediğini ve kaldırımlarda, otoparklarda beklediklerini aktaran Çeki, şunları dile getirdi: “Bu işi yapan insanların algısıyla bu işe dışardan bakanların algısı aynı olmuyor. Bu işi yapanların büyük çoğunluğu ‘Devam etsin ama şartları düzenlensin, bize güvence versin’ diyor. Para kazanmak için çok uzun saatler çalışmak istemiyorlar çünkü asgari ücretin bir tık üzerinde kazanmak için en az 10 saat çalışmak zorundalar. Esnaf kuryeler iş ortakları olarak görüldükleri için sendikaya üye de olamıyorlar. İşçilerin çalıştıkları işkollarına göre sendika seçme hakları oluyor. Ama esnaf kuryeler klasik tarzda işçi değiller. İş ortağı olarak görünen işçiler. Patron kadar masraf yapan ama bir patron kadar kazanmayan bir sistemin adı.”

SENDİKAYI TANISIN, HAKKIMIZI VERSİNLER

Yemeksepeti işçileri ise örgütlenmeye devam ediyor. Depolarda toplantılar yapan işçiler, net ücretin 12 bin TL olmasını istiyor. Yemeksepeti İşçi Komitesi Sözcüsü Kaan Gündeş, şunları söyledi: “Yol parası verilmesi hem depocu hem kurye arkadaşlarımız için. Müdürlerin mobbing ve baskılarına son verilmesi. Promosyon hakkımızın verilmesi. Yemeksepeti’nin çalıştığı banka var ama promosyonu işçilere vermiyor, şirketin kendisi alıyor. Sendikal yetkinin alındığı bazı depolar var. Örgütlenme çalışmasıyla yetki alındı, işkolu değiştirildi ofis-büro işkoluna geçirildi. Biz TÜMTİS’te örgütlenmek istiyoruz. Çalışma Bakanlığı’nın tespiti var, Yemeksepeti’nin de buna karşı açtığı dava var. Bu davayı geri çekmesini ve sendikayı tanımasını istiyoruz.”