Genel olarak “ülke sevgisi” herkeste vardır. Daha doğrusu herkesin ülkesini sevdiği kabul edilir. Ancak ülke sevgisinin yansımaları farklıdır.

Kimi yaşadığı ülkenin yeraltı zenginliklerini sever, kimi yeraltı nehirlerini sifonlu mağaralarını… Kimi tarihini, doğasını, sanatını, kültürünü sever ülkesinin; kimi deniz ve hava limanlarını, demiryollarını, oto yollarının yapımını, bakımını, onarımını, yıkımını, yeniden işletimini.

Ülke sevgisi bazen sevenleri karşı karşıya getirir.

•••

Ağaçları sevenler ile dozerleri sevenler karşı karşıya gelir. Birincilerin ellerinde bayraklar, pankartlar, dövizler, dillerinde şiirler, şarkılar sloganlar vardır.

İki tarafın da kendine özgü güçleri vardır. Dozerlerin ve onları sevenlerin önünden güvenlik kuvvetleri yürür:

-Çekilin, yolu açın, kanun çıktı, bu makinelerin çalışmasını engelleyemezsiniz derler.

Ötekiler ise taa Dadaloğlu’ndan beri aynı şeyi söyleyerek dikildikleri yerde dimdik dururlar:

“Hakkımızda devlet vermiş fermanı

Ferman padişahın dağlar bizimdir!”

Herkes ülkesini sever…

Kimi makinelerini, kimi ağaçlarını, dağlarını, tepelerini…

•••

Ülke sevgisi yüzünden kanlı çatışmalar da olur. Karşıt görüşlüler birbirlerinin gırtlaklarına sarılır. Ahali bıkar bunlardan, zaten de bıksın istenir. O zaman tamamen “tarafsız” oldukları iddiasıyla silahların hâkimiyetini ellerinde bulunduranlar devreye girerler.
Devleti ülkelerinden çok sevenler ile ülkesini çok sevip de devletini hiç sevmeyenler arasındaki uygulama farkı burada ortaya çıkar.

Bazen ikincileri tek başlarına hapishanelere doldururlar, bazen de her ikisinden bir karışım oluşturma gayreti diğerlerini de okkanın altına atar.

Şaşkınlar sitem ederler:

-Fikirlerimizi alıp iktidar oldunuz, bizi içeri attınız!

Herkes ülkesini sever…

Kimi sırtını dayadığı devlet birimlerini, kimi koğuşları paylaştığı hapishane arkadaşlarını…

•••

Uzun zaman içinde yuvarlanıp gittikten sonra yaşanan tarihsel kesitler değerlendirilir. Bazıları “size çok haksızlık yaptık” diye nedamet getirirler. Diğerleri onlara bakarak acı acı gülerler:

-Aklınız başınıza şimdi mi geldi?

Herkes ülkesini sever…

Bazıları betonarmeyi sever, bazıları yeşillendirmeyi…

Şiir yazanlar, öykü yazanlar, oyun yazanlar, oyunları sahneye koyanlar, beste yapanlar, şarkı-türkü söyleyenler, sayfa çizenler, haber peşinde koşanlar, yorum yazıp uyaranlar, dergi-gazete yapanlarla; katliam yapanlar (insan, bitki, şehir, nehir, orman, dağ) arasında “sevgi farkı” vardır!

Bir taraf diğer tarafı bu bakış açısıyla itham eder:

-Bu ülke seninle rezil oluyor!