Geçtiğimiz hafta Üsküdar Fıstıkağacı’nda 21 yaşında bir ermeni genç, Arlen Demirhan sokak ortasında gündüz vakti herkesin gözleri önünde dövüldü. Arlen Üsküdar Ermeni kilisesinde Pazar ayinlerinde görev alıyordu. Yani o mahallede tesadüfen bulunmuyor, o sokaktan da tesadüfen geçmiyordu. Onu öldüresiye dövenlerin elebaşı bahaneyi hazırlamış ‘karıma baktı’ diyor. Dakikalarca tekmelenen Arlen’in 48 kilo ağırlığındaki adeta ‘parmak çocuk’ bedenine saldırmak için 4 arkadaş toplayıveren ırkçı vahşinin saldırısıyla o güvercin kadar narin beden hastanede günlerce bakıma muhtaç ve ameliyatsız iyileşemez halde.

***

Buraya kadar münferit bir ırkçılık örneği sanılabilir. Yaşanan kötülüğün ağırlığı asıl sonrasında. Kimse müdahale etmiyor. Sokakta bulunan esnaf saldırganları korumak için polise kamera görüntülerini vermiyor. Sadece bir kişi ‘şüpheli’ bulunarak yakalanıyor ve elbette serbest bırakılıyor. Hrant Dink yüreğinin tüm güzelliğiyle ‘kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz’ demişti ya. Bu ülkede insanlar hâlâ güvercinlere kıyıyor! Ne yazık ki ırkçılığa, faşizme, linç kültürüne direnenler de artık ‘güvercin tedirginliğinde’ yaşıyor. Elbette değişmeden, susmadan ama her an sokak ortasında bir erkeğin, bir gericinin, bir barbarın saldırısına uğrayabileceğini bilerek.

***

Aynı günlerde Ankara’da Alevi kurumlarına son derece planlı saldırılar gerçekleşti. Saldırılar muharrem orucunun ilk gününe denk getirildi. Yandaş medya hemen bu saldırıların iktidarın 300 Alevi dedesini Kerbelâ’ya götürmek, Alevi gençlerine doğa kampı düzenlemek gibi çok değerli (!) “birlik ve beraberlik” girişimlerinin ardından gerçekleştirilmesini “manidar” buldu. İktidarın sözcüleri, siyasiler bu “bölücülük ve kışkırtma” girişimlerinin cezasız kalmayacağını söylediler. Temmuz bizim için Sivas Katliamı yıl dönümü ile başlar. Bu yıl böyle bir saldırıyla sona erdi. Birlik ve beraberlik girişimlerinin sahibi olarak övgüye değer görülen devlet kurumları Sivas Katliamı’nın yıl dönümünde 29 yıldır gelmeyen adalet için yine adım atmadılar. Yargı önüne taşınmayan gerçek faillerin izini bu yıl da soran olmadı. Onları koruyarak türlü makama getirenleri yadırgayan yoktu aralarında. Sivas Katliamı’nın müebbet hüküm giymiş katilinin serbest kalışına da tepki dile getiren olmadı. Bu keyfi affın mucidine övgüler düzmeye devam ettiler. Osmanlıdan beri Alevilere yönelik devlet politikalarıyla beslenen ayrımcılık can alıyor. Kerbelâ’dan bu yana kıyımlar cezasız. Diyanet adı altında ülkenin bakanlıklarından daha fazla bütçe sahibi kurum adaletsizlik, cezasızlık için bir cümle kurmazken şimdi kendi Alevilerini yaratma peşinde. Dönem dönem ortaya atılan Cemevi-Cami projesi, Alisiz Alevilik gibi cin fikirli açılımlar istenen sonucu getirmiyor. Bu girişimler her nedense hep seçim yatırımı için, iktidarın oy kaybı yaşadığı zamanlarda kullanışlı Alevilerle işbirliği içinde gelişiyor. Cemevlerine statü vermeyen hükümet parayla satın alamadığı Alevileri bu kez de faklı yöntemlerle hedef almaya devam ediyor. İbadethane olarak tanınmayan Cemevlerine diyanet bütçesi içinde eşit pay verilmezken, bu bütçe sünni olmayanların da cebinden alarak bakanlık bütçelerini aşıyor. İşlevi sunni ve eril propaganda yapmak olan bur kurum temsilcileri fırsatları değerlendirerek büyük bir inkâr ve asimilasyon planını sürdürürken mağduru suçlayıcı sebepler üretmekten vazgeçmiyor.

***

Pandemi olanca hızıyla yayılmaya devam ederken iktidarın bilim kurulunda yer alan ve bilimsel gerçekleri savunmaktan vazgeçmeyen Prof. Dr. Esin Şenol kapısına dana dili bırakılarak ölümle tehdit ediliyor. Bu açık saldırının faili hemencecik serbest kalıyor. Ülkemizin sıradanlaşan şiddet gündeminde olağan şüpheliler hep iş başında, hep serbest.

***

Ayrımcılıkla keskinleştirilen, dini ve milli duyguların istismarıyla pekiştirilen düşmanlık her yanımızı kuşatmış durumda. İç ve dış huzuru tehdit eden bu huzursuzluk, mutsuzluk yetmezmiş gibi savaşlar hemen yanı başımızda tüm yıkıcılığıyla sürüyor. Bir gün Rusya’ya bir gün Ukrayna’ya bir gün Amerika’ya yanaşan stratejisi olmayan dış politikamız günü de değil ülkemizi uçuruma sürükleyenleri kurtarmak için malzeme üretmekten öteye geçemiyor. Savaş haberleri artık alt yazılarda anılacak kadar sıradanlaşırken iktidar yeni gerilimleri tetikleyerek yeni gündem ve güç gösterileri peşinde koşuyor. Oysa ne çok ihtiyacımız var barışa, dayanışmaya.

***

İşte tüm bunlar olurken ben size bu hafta Midilliden sesleniyorum. Doksanlı yılların başlarında Midilli Belediye Başkanı Stratis Pallis ve Dikili Belediye başkanı Osman Özgüven Ege’nin iki yakasında örnek bir dayanışma öyküsü yarattılar. Siniparksi ( Barış İçin Bir Arada Yaşam ve iletişim Derneği) ile Ege Barış ve İletişim derneği o günden beri Türk ve Yunan halklarının kardeşliği, barış ve dayanışma adına iletişim içinde çalışmalar yürütüyor. "Savaş zaruri olmalıdır, zaruri olmayan savaş cinayettir." sözleriyle kurduğu bağımsız ülkenin yabancı devletlerle barış içinde ilişkiler kurarak ilerlemesini arzu eden Atatürk ve savaşın yıkımından dersler çıkarmış, ortak coğrafyanın bir çok özelliği de ortak olan halklarının barış içinde yaşamasını önemseyen bir başka lider Venizelos’un izleğinde bu ikii dernek hala birlikte kültürel ilişkileri ve dayanışmayı diri tutuyor. 29 Temmuz akşamı Mandamados’ta gelenekselleşen seramik festivalinin açılışına Ege Barış ve İletişim Derneğimizi temsilen katıldım. Başkanımız Bülent Tanık’ın ilettiği dostluk mesajını da içeren konuşmamda geçmişin ortak acılarını unutmadan, bu acılardan öğrendiklerimizle kuracağımız geleceğin kalıcı bir barış ve daha iyi bir yaşam için önemini vurgulama fırsatım oldu. Festivalde iki derneğin girişimiyle Türkiye’den Yıldız Aker ve Yunanistan’dan Theofanis Takos’un bir arada yaşam ve barış temalı birer eseri özel bir köşede bir ay boyunca sergilenecek Aynı saatlerde Plomari’de iki yaka halklarının kültürel ve ticari iletişimini güçlendirecek Plomari Limanının açılışı vardı. Tunç Soyer öncülüğünde Midilli Belediye Başkanı Stratis Kitelis ve ulaştırma bakanlığyla sürdürülen çalışmalar meyvesini verdi İzmir-Midilli (Plomari) arasında başlayan seferler iki ülke arasında dostluk ve barışı ilişkilerini güçlendirmenin ötesinde turizm ve ticari ilişkilerin gelişmesiyle ekonomiye de katkı sağlayacak. İzmir Büyükşehir Başkan Vekili Mustafa Özuslu ile İzmir Büyükşehir Belediyesi heyetine törende Yunanistan Denizcilik ve Sivil Savunma Bakan vekilleri, Syriza ve KKE milletvekilleri ile Midilli Belediye Başkanı eşlik ettiler.

Yıkım, çatışma, gerilim yaratmak ne kadar kolaysa sonuçları o denli ağırdır. Önemli olan kırıp dökmeden, üreterek, paylaşarak, dayanışma ve emekle büyümek. İyi bir gelecek ve ilerleme için barış, daima barış istemeliyiz.