Bu yol gücüme gidiyor

İyi ki okumamışım. Okuyup da ne olacak. Cahiliye devrinde kim okumaktan fayda görmüş. Hem, okudukça başına iş. Yazım hataları filan keyfini kaçırmaya başlıyor ilk başta, sonra bir şeyler düşünmek zorunda kalıyorsun. Sonra düşüncelerin seni ele veriyor. Düşüncelerinle birlikte paketleniyorsun. Düşüncelerin zaten bir işe yaramıyor, bir de üzerine o kadar zaman kaybediyorsun… İyi ki kendimi geliştirmemişim. Geliştirip de ne yapacağım? Hangi konuda geliştireyim? En iyi et yenen yerleri biliyorum, en iyi meyve sebze nerede onu biliyorum. Fırının yerini de biliyorum. E tamam yeter de artar. Bi de şifreli kanal alıp maçları seyrederim. Daha ne isterim… İyi ki hobim filan yok. Hobi zaman kaybı. Bi işe yaramıyor. Al hobi, maket uçak yap… Ne işine yarayacak? Otur onun yerine evini, arabanı sat Bitcoin’e yatır. Risk al. En olmadı bahis oyna. Yerli ve yabancı siteler var. Oranlar güzel, canlı bahis, 100 lira SA bonusu, ilk maç size değil bize saplansın… İnsan daha ne ister?

İyi ki spor yapmıyorum… Ya bi kere spor insanı yoruyor. Neden boşa yorulayım? Bir de mesela gece filan abanırsan yemeği, içkiye sabah kalkamıyorsun. Sporu yapmak için de bin türlü şey yapman gerekiyor. Sadece spor olsa valla yapayım. Ya bi de bak ne diyeceğim? Nerede spor yapayım? Ha dersen ki, “Gel sahilde mangal yapalım” gelirim. Mangal yapmak için yer yok, o yüzden ağaç altlarını dirkdörtgen şeklinde yakacağız. Bizim de sporumuz bu. Kanat aldım, hem ucuz hem leziz. Acı sos da yaparız şimdi… Spor yapanları da otur kenardan izle. Koş koş nereye kadar? İnsan ölümden koşarak kaçabilir mi? –Aslında kaçabilir sanırım ama şimdi iki gün fazla yaşayacağız diye kim uğraşacak o kadar koşmayla? Bizim arkadaşın babası, her hafta halı saha oynuyordu, yıllar önce, gencecikken 45 yaşında sizlere ömür mesela. O şimdi ne yapsın? Spor oldu mu? Olmadı…

İyi ki müzik zevkim yok. Müzik zevkim olsa şimdi burada rahat duramam. Müzik masraf. Ha diyeceksin ki “Youtube’dan dinle”, kardeş o telefonun interneti kaç lira yakıyor, haberin var mı? Ben gidip hattımla çocuk sever vakıfların sponsor olduğu şirketleri destekleyeyim. Olur ya, başımıza bir iş gelir, ben de çıkartırım dekontları “Ben de oradaydım” derim. Nedir yani?

İyi ki bir politik görüşüm yok. Çünkü bence görüş insanın içinden gelir. Görüş inanç gibidir. Neye inanırsanız onu görürsünüz. E ben zaten inandığım şeyi görüyorum. Neden “Ya bu işler böyle mi acaba?” diye düşünüp keyfimi kaçırayım. Her şeyin çözümü belli benim inancımda. 1. İnancıma saygı duyacaksın 2. Herkes bizi kıskanıyor, 3. Bütün dünya bize düşman ve ayağımızı kaydırmak için her şeyi yapmaya hazır, 4. Ülkemizin yabancı düşmanlarından daha da fazla iç düşmanı var. Bu iç düşmanlar, artık nasıl olduysa yıllar içinde devletin her yerine sızmışlar. Ya adamlar sadece bizim ülkemizde değil, el âlemin ülkelerinde bile yargıyı, yasamayı, yönetmeyi, diretmeyi ele geçirmiş. Ortam bu derece kötü. 5. Ülkemiz süper bir ülke, çok büyüyoruz, bizi istemeyenler, bize itibar saldırında bulunanlar adımızın karıştığı saçma sapan şeyleri yüzümüze sallıyor. Bütün bu iddialar yalan dolan. Ya her gün de yeni bir yalan nasıl buluyor bu insanlar inanılır gibi değil. Yani her aşamada geliyor, bir yerden bir iftiralar, bir karalama kampanyaları… Birisinin yaptığı yanlışları söylerseniz onun itibarını zedelersiniz. İtibar her şeydir, gerisi yoktur…

İyi ki bir politik görüşüm yok, çünkü eğer inandığım bir şeyler olsaydı, sürekli onları değiştirmek zorunda kalacaktım. Bir gün “Canısııııı canısıııı” diye karşıladığım ülkeleri, ertesi gün “Yazılanların hepsini okudum ve sana laflar hazırladım” diye karşılamak zorunda kalacaktım… Bir gün inandığım bir şeye ertesi gün itiraz etmek zorunda kalacaktım. Şimdi insan biraz tutarlı olsa ilerleyemez. Amacımız ve hedefimiz zirve. Bizde her yol var.