Bir önceki yazımda hatırlarsanız ‘Facebook Cumhuriyeti’ni yazmıştım. Şimdi o cumhuriyetin Bakanlar Kurulu’nu yazmak istiyorum. Önce bu yazıya kaynak olan haberle başlayalım

Google’ın sanal sinir ağı yardımıyla öğrenen yapay zekâsı geçen birkaç ay boyunca sürekli roman okumanın ardından ilk şiirini yazdı. Roman okuma görevi şirket tarafından yapay zekâya insansı diyalogları öğrenme ve üretme sürecinin önemli bir parçası olarak verilmişti. Toplam 11 bin kitabı inceleyerek edebi olarak analiz eden yapay zekâ, kurduğu cümleleri bu kitaplardan öğrendiklerini manipüle ederek ve birleştirerek oluşturuyor. Yapay zekânın yazdığı şiir, edebi açıdan çok parlak olmasa da geliştirme süreci açısından büyük bir önem taşıyor. Asıl amacı doğal diyaloglar kurabilecek bir yapay zekayı mümkün kılmak olan çalışma uzun vadede cihazların insanları tam anlamıyla anlayabilmesini sağlayabilir.

Evet haber bu şekilde. Aslında siz de neler yazacağımı az çok tahmin etmişsinizdir.

Yapay zekâ gerçekten ürkütücü bir yapı. Görülüyor ki bu teknolojiden kaçmak pek mümkün değil. Pek çok bilimsel araştırma gibi aslında. Tamamen iyi niyetli olarak başlayan bir bilimsel araştırma kötü niyet ve ticari zekâ ile birleştiğinde insanlığa zarar veren ve sadece bir kaç kişinin trilyoner olmasını sağlayan çok tehlikeli bir hal alabiliyor. Yapay zekâ ile ilgili de benzer bir süreç işlemeye başladı. Kitap okuyor, şiirler yazıyor, resimler yapıyor, oyun olarak karşımıza çıkıyor. Ne kadar da naif değil mi? Değil! Bununla ilgili acilen etik değerler, yasalar ve gerekli sınırlamalar çıkartılmalı. Hoş çıkartılsa bile bunu yasa dışı yapamayaklar mı? Yapacaklar elbette ama en azından içimiz biraz olsun rahat edebilir. Başımıza bir şeyler gelmeden bu konuda gerekli adımları atmalıyız. Bunu bizim için söylemiyorum. Tüm dünya bu konuda ciddi adımlar atmak zorunda.

Yapay zekâ dünyayı ele geçirebilir mi?

bugun-sair-yarin-basbakan-olacak-139690-1.

Bence geçirebilir. Kimileri fişini çekeriz sonunu getirebiliriz gibi ilkel bir öneri ile gelebilir. Onlara tek tavsiyem hayal kurup kendilerini zorlamaları... Hatta biraz şaka gibi olacak ama Transformers izleyin derim.

Yapay zekâya aslında hizmet etmeye başladık. Nasıl mı? İşte Facebook Cumhuriyeti bununla ilgili bir yazıydı aslında. Hakkımızda neredeyse her şeyi biliyor. İnsan davranışları, zevkleri, sevdiği, sevmediği neredeyse bütün detaylara sahip. Facebook arkasında insanlar çalışıyor ama aslında bu insanlar yapay zekâyı beslemek için çalışıyor. Daha çok öğrenmesi ve neyi nasıl analiz etmesi gerektiğini ona öğretiyor. Bunu ne için yapıyor? Daha çok ürün satmak üzerlerinden para kazanmak için.

Sakın amma da geri kafalı teknoloji yazarı demeyin. Ben yapay zekâya karşı değilim. Sadece bu yapının bilinmesi ve ona göre hareket edilmesi gerektiğini düşünen bir yazarım. Sonra neden böyle oldu demeyelim. Sınırlar net çizilmeli. Bu teknoloji art niyetliler tarafından ele geçirilmemeli. İnsanlık adına, dünyamız adına en faydalı şekliyle kullanılmalı diyorum.

Dünya üzerinde farklı dillerde yazışmış neredeyse herşeyi okuyup öğrenen, yorumlayabilen. Yaşanmış krizleri analiz edebilen, yaşanmış tüm savaşları araştırıp sebep-sonuç ilişkisini kuran, mitolojiyi, eski yazıtları bilen, nereden nereye nasıl gelindiğini gören, bunların hepsini kombinleyerek yepyeni sonuçlar çıkartan ve bunun üzerine bir vizyon koyan bir yapay zekâ bir devletin başkanı, Cumhurbaşkanı, Başbakan'ı her neyse bir şeysi olsa? Diplomasiyi yalayıp yutmuş, ülkeler arası sıkıntıları kuruldukları günden beri analiz ederek zaaflarını keşfetmiş, bir sonraki adımda ne yapacağını ön gören bunun karşılığında hangi ülkenin hangi reaksiyonu vereceğini saniyeler içerisinde karar vererek bir sonra ki adımını yeni gelişmelere göre anında güncelleyebilen! Hangi ülkede hangi maden var? Komşu ülkenin ruh hali o ara nasıl? Ne yaparsa orada ne reaksiyon alır bunu bilen bir lider!

Böyle bir güç hayal tabii ki ama olmayacak şey de değil. Başımıza böyle bir sistem lideri gelse ne diyeceğimizi bilemeyiz. Seçimlerde neredeyse kimin kime, nasıl bir lidere oy vereceğini hissederek ona göre bir strateji geliştirse oyları silip süpürmez mi?

Son olarak fiziken bunu bir yapay zekâ yaşamayabilir. Şunu unutmamak lazım bunu yapabilen bir yapay zekâ, gücünü arkasına alan bir insan dünyanın akışını da değiştirebilir. Bu size tamamen hasta ruhlu bir paranoyak yazı gibi gelebilir. Benim düşüncelerim, hayal gücüm bunların olabileceğini gösteriyor. Teknolojiyi belki de çoğu kişiden daha çok seviyor olabilirim. Tek derdim teknolojinin bize hizmet etme sınırında kalması. Hayatımızı ‘insan’ gibi geçirmemize engel olmaması. Büyük ticari dünyada bunu kötü niyetle kullanan o kadar çok ‘insan’ var ki. Keyifli yapay olmayan bir dünya ve tamamen organik bir hafta sonu geçirmeniz dileklerimle. 15 gün sonra görüşürüz.

***

Google teknolojinin geleceğini anlattı

bugun-sair-yarin-basbakan-olacak-139691-1.

Google, geçen hafta gerçekleştirdiği I/O 2016 geliştirici konferasında önümüzdeki yıl boyunca hangi servis ve ürünlerin kullanıma sunulacağını anlattı. Şirketin CEO’su Sundar Pichai liderliğinde San Francisco Shoreline amfitiyatrosunda yapılan sunumlar, Google’ın 2016-2017 döneminde gerçekleştireceği kesinleşmiş gelecek planlarını ortaya koydu.

Artık Google Asistan adını alan şirketin sesli yanıt ve arama hizmeti, geliştirilen diyalog bazlı konuşma özellikleriyle kullanıcıların hayatını kolaylaştırmayı amaçlıyor. Farklı uygulamalarla da entegre olan bu hizmet kullanıcıların cihazlarıyla kurdukları diyaloglar sayesinde araç çağırma, sipariş verme, rezervasyon yapma gibi işlemleri gerçekleştirmesini sağlıyor.

Diyaloglara üçüncü: Google Asistan

Konferansta Allo ve Duo isimli uygulamalarını tanıtan Google bunlarla kullanıcı deneyiminde samimiyeti yakalamayı amaçlıyor.

Telefon numarası ile kayıt olunan bir mesajlaşma uygulaması olan Allo; halihazırda WhatsApp, Telegram gibi birçok rakibe sahip. Allo’nun en büyük farkı olan Google Asistan kullanıcıların arasındaki mesajlaşmaları analiz ederek cevap önerilerinde bulunuyor hatta uygulamadan çıkmadan rezervasyon bile yapıyor. Video arama uygulaması olan Duo ise cevaplamadan önce arayanın kamerasından karşı tarafı görmeyi ve kesintisiz video aramalar vaadediyor.

Yeni sistem: Android N

Google, mobil işletim sistmeinin tarihinde ilk kez sistemin adını kullanıcıların seçmesine izin veriyor ve bu konuda önerileri kabul ediyor. Geliştirici önizlemesi birkaç ay önce yayınlanan işletim sistemi grafik ve işlem hızı bakımından birçok yeniliği yanında getiriyor. Görsel değişikliklerin pek yer almadığı işletim sistemi kullanıcılara ufak değişikliklerle daha hızlı ve iyi bir deneyim sunmayı hedeflyor. Google Play Store ile ise bu kıştan itibaren uygulamaların indirilmeden kullanılmasını sağlayan bir altyapı üzerinde çalışıyor.

Android N ile sunulacak bir yeni hizmet ise Daydream isimli sanal gerçeklik modu. Sistemin sanal gerçeklik versiyonu olarak nitelendirilebilecek Daydream; uygulamalar, videolar ve oyunlar dahil olmak üzere birçok deneyim vaadediyor. Google bu konuda şimdiden birçok akıllı telefon üreticisiyle anlaşmış durumda.

İnternetin nesneleri mi oluyor?

Özellikle akıllı ev konsepti ile kullanıcıların hayatına girmeye hazırlanan nesnelerin interneti konusunda da Google ataklarını durdurmuyor. Amazon’un akıllı ev asistanı Echo’ya rakip olacak Google Home, yıl sonunda sayışa sunulacak. Evin merkezinde yer alması planlanan diyalog tabanlı akıllı asistan, ev ağına bağlanabilen tüm cihazların kontrolünü sesle sağlamayı hedefliyor. Google Home’un evde sunduğu kolaylıkların arasında çok odalı müzik, ışık ve televizyon kontrolü bulunuyor.

Yıllardır kullanıcıların günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası olan Google, farkında bile olmadan kullanılan birçok hizmete sahip. Bu hizmetleri kişisel bilgi değiş-tokuşu karşılığında hayatlarımızı kolaylaştırmak için geliştiren şirket, birçok alanda var olmaya devam ederken internetin geleceği olarak görülen birçok alanın konvansiyonelleşmesi için de ön adımları atıyor. Her ne kadar yüzde 90’ını ülkemizde kısa vadede kullanamayacak olsak da bu gelişmeler global rekabeti artırırken bizleri de heyecanlandırmaya devam ediyor.