HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, seçimlerde partisinin kilit noktada durduğunu belirterek, “Cumhurbaşkanlığı seçimde de önemli görev sorumluluğunun HDP’nin üzerinde olduğunun bilincindeyiz” dedi.

Buldan: Cumhurbaşkanlığı seçiminde sorumluluğun HDP’nin üzerinde olduğunun bilincindeyiz

Manisa İl Örgütü’nün 4. Olağan Kongresi’nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirleyici bir rolde olduğunu belirterek, "Cumhurbaşkanlığı seçimde de önemli görev sorumluluğunun HDP’nin üzerinde olduğunun bilincindeyiz. HDP’nin anahtar bir role sahip olduğunun bilincindeyiz, Bütün çalışma ve hazırlıklarımız da buna göre yaptığımızın herkesin bilmesini özellikle istiyoruz” diye konuştu.

2022 yılının zor bir yıl olduğunu söyleyen Buldan, "Bir hafta sonra 2023’e yeni bir adımla yeni bir heyecan, inanç ve umutla girmeyi temenni ediyorum. 2022 tüm demokrasi güçleri açısından zorlu bir yıl oldu. Büyük saldırılar gerçekleşti, hem HDP hem de HDP bileşenlerine aynı zamanda demokrasi güçlerine, barış isteyenlere, bu düzen değişsin diyenlere yönelik büyük saldırıların gerçekleştiği 2022 yılını geride bırakıyoruz. 2022 bizim de için de mücadele yılıydı. Faşizm durmadı ama biz de durmadık, faşizm saldırdı, biz direndik ve mücadele ettik” dedi.

“SALDIRILAR ÜLKEYİ YÖNETENLERİN BİZİMLE SİYASETEN BAŞ EDEMEDİKLERİNİN GÖSTERGESİDİR”

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre iktidarın, HDP ile siyasi mücadele yürütemediğini vurgulayan Buldan, “Bu ülkeyi yönetenlerin bizim karşımıza siyaseten çıkmadığını, bizim karşımıza yargı darbesiyle çıktığını herkesin bilmesi gerektiğini özellikle ifade ediyoruz. Bu ülkeyi yönetenler HDP’nin karşısına siyaseten değil, yargı darbesiyle çıkıyor, bunun içindir ki HDP kapatma davası ve Kobanî Kumpas Davasının devam ettiği bir dönemde saldırıların hiç hız kesmeden devam ettiğini söylemek mümkündür. Kapatma davası ve Kobanî Kumpas Davası HDP’yi zayıflatmak, kolunu kırmak ve siyaseten güçten düşürmek için kurulan kumpas davalarıdır. HDP kapatma davası da Kobanî Kumpas Davası da her gün parlamentoya gönderilen fezlekelerde düşürülen vekillikler de, cezaevine atılan siyasetçilere de bütün bunları bir araya getirdiğimizde ülkeyi yönetenlerin bizimle siyaseten baş edemediklerinin göstergesidir” ifadelerini kullandı.

PKK lideri Abdullah Öcalan’dan uzun süredir haber alınamamasına da değinen Buldan, “Biz savaş olmasın diyoruz, onlar tecritte ısrar ediyor. Bugün İmralı'da Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış bir tecrit var. Tecridin bir insan hakları ihlali, demokrasi ayıbı olduğunu ve meşru bir tarafı olmadığın her yerde söyledik. Bir kez daha ifade ediyoruz, kendi yasalarına bile uymayan, anayasayı bile uygulamayan ve keyfi davranarak İmralı avukatları ve ailesini göndermeyen, bundan ısrar eden, kendi yasalarını tanımamakta ısrar eden bir zihniyet var. Oysa barış sürecinde 2013-2015 yılları arasında Sayın Öcalan'ın devrede olduğu dönemde, tecridin olmadığı, barış, huzur, müzakerin olduğu dönemde bu ülkede ne bir ekonomik krizin yaşandığını ne bir istikrarsızlığın yaşandığın görmedik. Barışın, müzakerenin ülkeyi faydalarını, ağlayamayan anneleri, cenazelerin kapılara gitmediğini gencecik insanların toprağı düşmediğini gördük. Çünkü o dönem diyalog süreci vardı” dedi.

PARİS’TEKİ KATLİAM: ARKASINDAKİ GÜÇLER ORTAYA ÇIKARILMALI

Konuşmasında Paris’teki saldırıya da değinen Buldan, Paris'te 2 gün önce 3 Kürdün katledilmesi sıradan bir olay değildir. Paris'teki katliamın arkasındaki siyasi nedenleri ve siyasi hesapların bir an önce ortaya çıkmasının çağrılarını bir kez daha yenilemek istiyorum. 2013 yılı 9 Ocak tarihinde yine Paris'te 3 siyasetçi Kürt kadın katledilmişti. Bu 3 Kürt kadının araştırılmayan, açığa çıkarılmayan ve hesabı tam anlamıyla sorulmayan katliamın arkasından göz göre göre gelen bir katliam ile karşı karşıyayız. Bir an önce bu cinayet ve arkasındaki güçler ortaya çıkarılmalı. Özür ve başsağlığı dileyerek geçirilecek bir durumdan bahsetmiyoruz. Macron, 'Kürtler Fransa'da hedef oldu' açıklaması her şeyi açıkça ifade ediyor” ifadelerini kullandı.

“ERDOĞAN'I GÖNDERECEK GÜÇ BİZİZ”

Konuşmasının devamında 23 Haziran’da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili konuşan Buldan, partisinin sorumluluğunun farkında olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:

Bütün bu faşizm koşullarında bütün bu baskı şiddet ve engellemelerin olduğu dönemde seçimler gidiyoruz. Seçimler kritik ama önemli olacak. Kulislerde konuşulan 3 ayrı seçim tarihi var. 30 Nisan, 14 Mayıs, 18 Haziran. Bu tarihlerden birinde Türkiye yeni yönetimi ve parlamentoyu seçmek için seçim yapacak. Aydınlık ve karanlığı oylayacağı bir seçim yapacak. Demokrasi ve faşizmi oylayacağı yeni bir seçim yapılacak. 20 yıllık AKP iktidarının artık ülkeyi yönetemediğinin ispatlandığı yeni bir seçim yapılacak. Hangi tarihte olursa olsun, biz seçimlere hazırız. Halkımızın bu konuda hiçbir kaygısı ve şüphesi olmasın. Önümüzde bir kapatma davası yokmuş, engel yokmuş gibi, önümüzdeki demokratik siyasetin tıkalı olduğunu görmeden seçim çalışmalarını yapmak zorundayız. Yeni dönemi ancak ve ancak HDP’nin başarısı belirleyecek. Parlamentoyu Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Çerkesiyle Ermenisiyle, Süryanisiyle, kadınıyla, genciyle bütün kesimlerin farklı inanç ve kimliklerin yüksek sayıda milletvekili ile parlamentoya girmenin önemi özellikle belirtmek istiyorum. Önümüzdeki dönem büyük ve belirleyici güç olacak tek parti HDP’dir. Bunun için çalışmalarımıza şimdiden ev ev dolaşarak insanların yüreklerine dokunarak, girmedik ev bırakmadan yürütmek zorundayız.

Büyük bir başarı elde etmenin de çalışmaktan geçtiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimde de önemli görev sorumluluğunun HDP’nin üzerinde olduğunun bilincindeyiz. HDP’nin anahtar bir role sahip olduğunun bilincindeyiz, Bütün çalışma ve hazırlıklarımız da buna göre yaptığımızın herkesin bilmesini özellikle istiyoruz. Halkımız hiçbir kuşku ve kaygıya kapılmasın. Biz üzerimizdeki görev sorumluluk gereği Cumhurbaşkanlığı Sistemini değiştirecek ve Recep Tayyip Erdoğan'ı gönderecek büyük bir gücüz, bu büyük güçle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu seçimler hepimiz açısından önemlidir, o yüzden gece gündüz çalışmak, başarmak ve kazanmak zorundayız. Yapacağımız bütün çalışmaların geleceğine dair Türkiye halkalarının geleceğine dair büyük moral ve motivasyon kazandıracağına yürekten inanıyorum. Çalışmalarımızı da bu moral ve motivasyon ile yaparsak büyük kazanacağımızdan hiç kimsenin şüphesinin olmamasını özellikle istiyoruz. Yolumuz uzun, engellerle dolu ama arkamızda barış isteyen, demokrasi isteyen güçler, kazanmak ve başarmak isteyen güçler var. Biz de size söz veriyoruz, hep birlikte başaracağız, kazanacağız"

(MA)