Lafı dolandırmadan söyleyeyim; Bülent Arınç, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin, Suat Kılıç, Ertuğrul Günay ve yargıdan kaçırılan bakanlar hepsi ama hepsi bugüne gelinmesinde ortağıdır RTE’nin! Sözlerinin, açıklamalarının, itiraflarının, sızlanmalarının bir hükmü yoktur. Ha bir de Dengir Mir Mehmet Fırat var elbette. Abdullah Gül’ü de yazın kenara. Bu isimlerden kim medet umarsa, aklına şaşarım. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığı hiç bana göre değil.

Bu memlekette gazetecilik yapan herkes bu isimleri az, çok tanır. Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv davaları sürecinde hepsinin payı vardır. Devletin tüm olanaklarını kullanmış, zulüm düzenini yaratmışlardır. İnsanların yaşamlarını çaldılar, adaletsizliğin hüküm sürmesini sağladılar, tek adam düzeninin yaratılmasında hevesle, en önde rol aldılar. Kimi medyayı elinde tuttu, kimi ekonomiyi yönetti, kimi yargıyı düzenledi… Amaç neydi?

Laikliği ortadan kaldırmak, gerici/şeriatçı, Amerikancı bir düzen kurup saltanat yaratmak! Bunu da “Neo-Osmanlı” adı altında, gerçekten uzak, içerikten yoksun, tarihi bir zemine dayanmayan öğreti ile gerçekleştireceklerdi. AKP’nin yarattığı; sıcak paraya dayanan sömürü düzeninde, kadının hiçleştiği ve din sosuyla toplumun uyuşturulduğu bir yapıda gerçekleştireceklerdi bu zırva ideali! İki de ortak buldular yanlarına: Biri cemaat, diğeri dönek solcular!

Eğer Bülent Arınç sahiden vicdanı sızladığı için ekran önüne çıkıyorsa şu soruları yanıtlamalı:

-TRT kendisine bağlıyken, kimler, hangi yetkinlikle, hangi rakamlarla yayın yaptılar bu ekranlarda? (Gazeteciler, diziciler, magazinciler hepsi dâhil)

-RTÜK üzerinden medyaya baskılar nasıl örgütlendi? Cezalar nasıl şantaja döndü? Bunu kim kurguladı?

-Televizyon ve gazete patronlarına listeler gitti mi? Kimin işten atılacağı, kimin işe alınacağı yönünde talimat verildi mi?

-“Havuz Medyası” kurulurken niçin sustu? Bu medyanın kaynağı nereden bulundu?

-“Ne istediler de vermedik” dediği cemaat ne istedi? Niye vermediniz? Cemaat medyası devletin hangi kaynaklarıyla büyüdü?

-Ergenekon, Balyoz, KCK tipi siyasi davalarda vicdanı sızlamadı mı? O zaman da cübbesini giyip bu insanları savunmak geldi mi içinden?

-Meşhur kendisine yönelik yapılacağı planlanan suikast meselesi ne oldu? (Buna benzer bir de Mehmet Metiner suikastı var mesela)

-Kimler, niçin TSK’nın ‘Kozmik Oda’sına girmek istedi? Orada ne buldular, ne gördüler?

-RTE neden onun ve adı geçen diğer isimlerin üstünü çizdi? Anlaşmazlık nereden kaynaklandı?

-17/25 Aralık sürecinde niçin sessiz kaldı? Sözü geçen bakanlarla birlikte görev yaptığına göre ve olan bitene yönelik devletin tüm verileri elinde bulunduğuna göre niye sustu?

-Aradan bunca zaman geçmesine karşın Melih Gökçek’le ilgili iddialarını niçin toplumla paylaşmadı?

-“Açılım Süreci”nde neler konuşuldu, kim, neden bu süreci durdurdu?

-IŞİD ve bölgedeki gelişmeler hakkında ne biliyor, açıklamayı düşünür mü? Türkiye’ye sızan selefi gruplarla ilgili elindeki bilgileri açıklamayı düşünür mü?

-AKP döneminde işlenin faili meçhul cinayetlerle ilgili hangi bilgilere sahip? Hrant Dink suikastıyla ilgili açıklayacağı hiç mi bir veri yok elinde?

-Siyasete kasetlerle yön verenler kimlerdi? Neden bu konuda sessiz kaldı? Baykal ve MHPli siyasilerin kaset servisini cemaat mi yaptı?

-AKP döneminde insanlar fişlendiler mi? Bunu hangi kurum, kimin emriyle yaptı? Alevi yurttaşlarla ilgili bir açıklama gereği duyar mı?

-Şimdi şikâyetçi olduğunuz trol ve troliçeleri siz de kullandınız mı zamanında? Size şimdi niçin saldırıyorlar?

-AKP’nin özgül ağırlık en yüksek ismi, siz bile şimdi ekrana çıkamazken, hakikati arayan bizlerin zamanında neler yaşadığını kavradınız mı?

-Demokrasinin dilendiği zaman binilen, istenildiği zaman inilecek olan bir tren olmadığını fark ettiniz mi?

-Hukuka bir gün herkesin gereksinim duyacağını anladınız mı?

Bu sorular daha uzatılabilir elbette. Elimde bir ekran yok. Yalnız dilerse kendisiyle sosyal medyadan bir “Aykırı Sorular Özel” yapabilirim. Belki özgür bir yayın kuruluşu bize bir günlüğüne ekran açar ve birlikte konuşuruz tüm bunları. Kim bilir belki Aydın Doğan Bey bize bir günlüğüne verir CNNTÜRK’ü, hatta KanalD’yi! Eminim Taha Akyol’la yayın yapmak, benimle yapmaktan daha zevklidir ama yine de sorayım, dedim.

Erdoğan işi biteni bir boş çuval gibi kenara atıyor, doğru.

Doğru da, bir doğru daha yok mu?

O kenara atılanların hepsi bir canlı bomba olarak dolanmıyor mu aramızda?