Kağıthane Vergi Dairesi önünde bir açıklama yaparak, dairenin pandemi sürecindeki kayıtsızlığını protesto eden Büro Emekçileri Sendikası, 3 hafta tam kapanma çağrısında bulundu.

Büro Emekçileri Sendikası’ndan çağrı: 3 hafta tam kapanma hemen şimdi!

Büro Emekçileri Sendikası 2 Nolu Şube, bugün Kağıthane Vergi Dairesi önünde bir açıklama yaparak, dairenin pandemi sürecindeki kayıtsızlığını protesto etti. Açıklamada BES MYK üyesi Özer Avanaş ve Sube başkanı Zeynep Kışlak Yıldırım birer konuşma yaptı. Sendika, 3 hafta tam kapanma çağrısında bulundu.

18 yıllık AKP iktidarının rutin hale getirdiği torba yasalardan birisinin daha yasallaştığına dikkat çekilen açıklamada, kamuoyu tarafından vergi ve prim affı alarak dillendirilen, “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Hakkında 7256 Sayılı Kanun”un 17 Kasım tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği hatırlatıldı.

“7256 sayılı Kanunda her zaman olduğu büyük sermaye sahipleri ve rant odakları lehine düzenleme yapılırken emekçiler, küçük esnaf ve çiftçilerin gerek genel gerekse de pandemi dönemine ilişkin talepleri yok sayılmıştır” denilen açıklamada, “Siyasi iktidarın yapılandırma uygulamasında ısrar etmesinin telafisi olmayacak sonuçlara yol açacağı ortadadır” uyarısında bulunuldu.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Öncelikle sizlere ilgili kanunun kapsamı hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum;

• Devlet istihdamı teşvik amacıyla finansmanı işsizlik sigortası fonundan karşılanmak üzere patronlar için maliyet unsuru sayılan sigorta primi ödemelerini üstleniyor,

• Pandemi sürecinde ücretsiz izin olarak gündeme getirilen ve günlük 39,24lira ile sınırlı kısa çalışma ödeneği uygulamasının süresini 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatıyor,

• Varlık barışı adı altında sermaye sahiplerinin kayıt dışı paralarını, kayıt altına alıyor bir nevi kara para aklıyor,

• 2020 yılı sonunda bitecek olan faiz gelirlerine tanınan Gelir vergisi istisnasını 2025 yılı sonuna kadar uzatarak rant çevrelerini kollamayı sürdürüyor.

• Son olarak da başta vergi ve SGK alacakları olmak üzere oda aidatlarından, öğrenim kredilerine, trafik para cezalarından, idari para cezalarına kadar uzanan geniş kapsamlı bir kamu alacağının yeniden yapılandırılmasını öngörüyor.

AKP Hükümetleri tarafından 18 yılda çıkarılan dokuzuncu yapılandırma kanunu ile karşı karşıyayız; geçmiş uygulamalara bakıldığında iki yılda bir çıkarılan kamu alacakları ile ilgili yapılandırma kanunları beklendiği gibi vergi ve prim gelirlerini arttırmadığı gibi mükelleflerin vergi ve prim borçlarını zamanında ödememe gibi bir alışkanlığa da yol açtığı ortadadır. Bu uygulamalarda en büyük haksızlığa uğrayanlar ise başta emekçiler olmak üzere vergisini zamanında ödeyen kesimlerdir. Yine yapılandırmaya dâhil edilmeyen en önemli borç kalemlerinden birisi de çiftçilerin borçları olmakla birlikte devlete ve kendi kooperatiflerine olan borçlarını ödeyemeyen çiftçilerin traktörlerine konulan haciz görüntülerini haber programlarında sıkça görüyoruz.

‘DÜZENLEME SERMAY VE RANT ODAKLARI İÇİN’

Başta küçük esnafa pandemi dönemi başında, bankalar aracılığı ile verilen kredilerin vadelerinin geldiği halde ödenemediği kamuoyunun bilgisi dâhilinde olup yaşanılan süreçte esnaf odaları tarafından kamusal yükümlülükler açısından mücbir sebep ilan edilmesi talebi yükselmektedir.

7256 sayılı Kanunda her zaman olduğu büyük sermaye sahipleri ve rant odakları lehine düzenleme yapılırken emekçiler, küçük esnaf ve çiftçilerin gerek genel gerekse de pandemi dönemine ilişkin talepleri yok sayılmıştır. Şu an görüşülmekte olan asgari ücret belirleme süreci ile ilgili olarak asgari ücretin vergiden muaf tutulması ve asgari ücretlilerin sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması talebi bu yılda yok sayılmaya devam edilmektedir.

‘EMEKCİLER CAN, DEVLET ALACAĞININ DERDİNDE’

Pandemide ikinci dalgayla birlikte pik sürecini yaşadığımız, günlük vaka sayılarında dünyada birinci ülke durumuna geldiğimiz bir süreçte kaygılarımız her geçen artmaya devam ediyor. Kısmi sokağa çıkma yasakları ve bazı kısıtlamalarla salgının önüne geçilmeye çalışıldığı bir süreci yaşıyoruz. Cumhurbaşkanlığı ve Valilik kanalı ile ilan edilen genelgelerle her gün yeni önlemler ve kısıtlamalar açıklanırken bu konuda örnek olması gereken kamu kurumları açıklanan önlemlere uymama konusunda adeta birbiri ile yarışıyor.

Bu dönem hiçbir karşılığı olmayan kamu alacaklarının yapılandırılması gerekçe gösterilerek, başta maliye, SGK ve İş-Kur emekçileri olmak üzere dönüşümlü çalışma kaldırılırken, esnek mesai uygulamasından vazgeçiliyor, 60 yaş üstü personel çalışmaya başlatılıyor, tüm bunlar Cumhurbaşkanlığı ve valilik genelgelerine rağmen yapılıyor. Salgının pik yaptığı bir süreçte büro emekçilerinin hayatı riske edilirken hizmet verdiğimiz yurttaşlarımız açısından da aynı risk söz konusu, öncelikle milyonlarca kişiyi hareketli kılacak kamu alacaklarının yapılandırma sürecinin durdurulmasını talep ediyoruz.

BÜRO EMEKÇİLERİNE AŞIDA ÖNCELİK TALEBİ

Yaşam hakkını her talebin üzerinde tutan sendikamız bu gün buradan tarihsel bir sorumluluğunu yerine getiriyor ve siyasi iktidarı göreve çağırıyor. Derhal 7256 sayılı Kanunun uygulamasını durdurarak, kanunun uygulanmasını haziran ayına kadar ertelenmesini talep ediyoruz. Yapılandırmanın kapsamını çiftçilerin borçlarının da dâhil edilerek genişletilmesini ve yapılandırmaya haziran ayına kadar olan borçların da dâhil edilmesini öneriyor, yapılandırma öncesinde büro emekçilerine aşıda öncelik hakkı tanınmasını talep ediyoruz.

Sendikaların uyarılarını dikkate almayarak okulları açan siyasi iktidarın deneme yanılma yöntemi ile tekrar uzaktan eğitime geçmesinin bedellerini hep birlikte ödedik. TTB’nin vaka sayıları ile ilgili eleştirileri, vatan hainliği ile suçlanmalarına kadar gitti. Vaka sayıları açıklanınca dünya birincisi olduğumuzu hep birlikte gördük. Bugünde bilim insanları tam kapanmayı öneriyor, daha fazla can kaybı yaşanmadan bilim insanlarının önerileri doğrultusunda tam kapanma sağlanmalıdır.

İşkolumuzda vaka sayıları birçok ilde yüzlerle ifade edilmektedir, daha geçtiğimiz hafta Bursa’da genç bir maliye emekçisi çalışanımızı kaybettik. Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Mersin, Samsun ve Muğla olmak üzere vaka sayıları hızla artıyor. Siyasi iktidarın yapılandırma uygulamasında ısrar etmesinin telafisi olmayacak sonuçlara yol açacağı ortadadır. Sonrasında biz haklı çıktık demek istemiyoruz, yol yakınken siyası iktidarı taleplerimizin gereğini yapmak konusunda bir kez daha uyarıyoruz.

Büro Emekçilerinin ve yurttaşlarımızın yaşam hakkını savunmaya devam edeceğiz.”