İtalya’nın en önemli çocuk edebiyatı yazarlarından Gianni Rodari’nin ‘Dünya Denen Koca Okul’u 30 sayfalık incecik bir kitap. Allegra Agliardi’nin ilgi çeken, rengârenk çizimlerinin yanında şiire yaklaşan vurucu metinleriyle dikkat çekiyor

Bütün meraklı çocuklara

MUALLA UÇMANER

Teknoloji önümüze inanılmaz bir dünyanın kapılarını açtı. Geçen yüzyıl boyunca yaşanan teknolojik ilerlemeyi, bu yüzyılda her on yılda bir yaşıyoruz. Belki daha da fazlası... Her geçen gün bir adım daha ileriye giden ve her adımında biraz daha genişleyen, hızlanan, sınırları zorlayan bir alandan bahsediyoruz. Ne hızına yetişmek mümkün ne de bu gelişmeleri gerçek anlamıyla kavramaya. Yaptığımız sadece bu gelişmeleri uzaktan izlemek ve teknolojinin hayatımıza etkilerine yetişebilmeye çalışmak.

Peki sizce bu hızda ilerleyen bir evrene yetişmeye çalışırken ıskaladıklarımız olmuyor mu?

Hangimiz inanılmaz işe yarasa da cep telefonlarının bizden aldıklarından şikâyetçi değil?

Hangimiz internetin nimetlerinden faydalanırken çöplüğüne de düşmedi aynı zamanda?

En kritik soru da şu: Hangimiz sosyal medyanın iletişim kabiliyetlerinden faydalanırken aslında iletişimsizliğin temellerini attığımızın farkında?

Iskalıyoruz, evet... Hem de çok şeyi! Etrafımızda dönen bu hıza yetişmeye çabalarken kendimiz dâhil pek çok şeyi unutuyoruz. Kendimizle birlikte en fazla uzaklaştığımız ise dünyanın ta kendisi. Artık bizimle birlikte dönüp duran dünya yok. Bencilce geliştirilmiş bir bilinçle ‘bizim için’ dönen bir dünya söz konusu. Dolayısıyla yaşadığımız gezegenle kurabileceğimiz bağ kısıtlı. O bize her zaman açık ama biz ona ne kadar yaklaşabiliyoruz; işte bunu düşünmeli!

İtalya’nın en önemli çocuk edebiyatı yazarlarından Gianni Rodari’nin Türkçede yeni yayımlanan kitabı Dünya Denen Koca Okul’u eline alanlar, dünyayla aramızdaki iletişimin zayıflamaya başlaması üzerine kendi meşrebince önlemler almaya çalışan bir yazarı görecekler. Rodari bu önlem alma işine ise en küçükten başlıyor; yani çocuklardan...

İncecik bir kitap Rodari’nin Dünya Denen Koca Okul’u. Otuz sayfayı ancak buluyor. Allegra Agliardi’nin ilgi çeken, rengârenk çizimlerinin yanında şiire yaklaşan vurucu metinleriyle dikkat çekiyor. Rodari’nin bu kitapla vermek istediği mesaj ise çok net: Dünya her şeyiyle, her an bize bir şeyler vermek, öğretmek için bekliyor. Peki biz neden onun bu çabasına karşılık vermiyoruz?

Bu bağlamda çocukların merak dürtüsünü harekete geçirmeyi amaçlıyor Rodari. Kitabını da zaten yeğenlerine ve ‘bütün meraklı çocuklara’ ithaf etmiş. “Bildiğinden daha kıymetlidir hep henüz öğrenmediğin” diyerek çocukları öğrenmeye teşvik ediyor. Ancak Rodari’nin farkı bu öğrenmenin nasıl olması gerektiği yönünde fark yaratıyor.

Rodari’nin öne sürdüğü; çocukların düşe kalka, geze toza, güle oynaya öğrenmeleri. Dünyanın her bir santimetrekaresini okul olarak gören Rodari, hayatta adımlarını daha yeni yeni atmaya başlayanlar için temel bir perspektif geliştirmelerini amaçlıyor aslında. Yazının girişinde de bahsedilen o teknolojik çukur sadece bizi değil, çocukları da kendi dünyalarına hapsetti. Tablet bilgisayarları, akıllı telefonları henüz adını söylemeyi bile beceremeyen çocuklar kolaylıkla kullanıyor. Fakat iş dönüp dolaşıp insan ve doğayla ilişki kurmaya gelince hepsi tıkanıyor. Rodari kitabıyla işte bu tıkanıklığın aşılma yollarını gösteriyor aslında herkese. Çocukların doğa, insan ve dünyayla iç içe olarak hayat yolunda adım atmalarını, böylelikle küçük ekranları değil, dünyanın kendisini bir okul olarak algılamalarını istiyor.

Dünya okulunun yolunda düşmek var ama sonunda kalkıp koşmak da var...

Aynı şekilde ağlamak da var ama sonunda gülüp eğlenmek de...

Tecrübeye ve yaşayarak öğrenmeye değer verilmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bu kitabıyla bize yazar. Kendisi de hayatın yollarında düşe kalka yürümüş biri olarak meselenin önemini en nahif hâliyle fısıldıyor çocukların kulaklarına.

Çocuk edebiyatına katkılarından dolayı 1970’te, çocuk edebiyatı dalında verilen en saygın ödülü, Hans Christian Andersen Ödülü’ne de değer görülen bir isim Gianni Rodari. Ancak öncesinde, İkinci Dünya Savaşı yıllarında ülkesindeki faşizme karşı direniş mücadelesi var. Ardından uzun süre gazetecilik yapıyor. Daha sonra da 1950’den itibaren çocuklar için yazmaya başlıyor. 1980’de ölene kadar da çocuklar için yazmaya devam ediyor. Yaşadığı savaş ve yıkımlardan sonra kendini çocuklara adıyor âdeta Rodari. Belki de bunca kötülüğün arasında iyilik ışığı olarak bir tek onları gördüğü için...

Onlara yapılacak en büyük iyiliğin ise dünyayı yaşayarak öğrenmelerini sağlamak olduğunu anlatıyor bu kitabında.