Galatasaray’da başkanlık kaosu devam ederken Ünal Aysal aday olmayacağını açıkladı. Öte yandan camiaya ve taraftara tanıdık bir isim, eski başkan Alp Yalman resmen aday oldu

Büyük Başkan bizi bırakma

Galatasaray’da başkanlık kaosu devam ederken Ünal Aysal aday olmayacağını açıkladı. Öte yandan camiaya ve taraftara tanıdık bir isim, eski başkan Alp Yalman resmen aday oldu.

Aysal aday olmayacağını açıkladığından beri “badem gözlü” oldu. Ali Dürüst, Faruk Süren ve hatta başkan tarafından yönetime alınmayan Abdülrahim Albayrak toplanarak başkanın devam etmesinin camia açısından daha iyi olacağına karar vermişler. Bununla da kalınmamış taraftar Ünal Aysal’ın yemek yediği restoranın önünde sevgi gösterisi yapmış. Bu gösteriyi de bir “yeni beste” ile taçlandırmışlar. “Kimleri gönderdik, kimler geldi geçti, Cimbom’u yedi bitirdi, üzülme boşuna taraftarın yanında, Ünal Aysal bizi bırakma” Twitter’da #unalbasganbizibirakma etiketi dünya çapında “trendy topic” oldu. Gerçi etiketi bu kadar popüler yapanlara bakarsanız yarısı da olumsuz ya da rakip takım taraftarlarının eğlenceleri.

Biraz uzaklaşıp daha geniş bakarsak bu dönemde kulüp finansmanı kötüye gitti, vergi boçları çıktı, sermaye artırımı konusu yılan hikâyesine döndü. Fakat şahsen taraftarın “para” konusuna bulaşması gerekli mi emin değilim zira ne kadar araştırsak ne kadar öğrenmeye çalışsak eksik bilgi ile fikir yürütüyoruz. O zaman geriye ne kalıyor başkanı değerlendirmek için: Takımın başarısı, rakip taraftarlarla ve TFF ile  ilişkisi, transferleri ve tabii ki kişiliği ve taraftara yaklaşımı...

Takımın başarısı ya da başarısızlığı ortada, bir yılda üç teknik adam, tarihin en gergin Fenerbahçe ilişkisi, elitist bir bakış açısı ve mesafeli kişilik...

Bizde özellikle Aziz Yıldırım’ın önderlik ettiği bir ekoldür. Önce istifa edilir sonra taraftar “Büyük Başkan bizi bırakma” diye ağlar Yıldırım geri döner. Ünal Aysal sözünün arkasında duracak gibi görünüyor, dursun da. Sonuçta Türk futbolunun bir Aziz Yıldırım’a daha ihtiyacı yok!

***

Prandelli
Geldiği ilk günden beri biz Prandelli’yi anlamaya çalışıyoruz sanıyorum o da bizi. Kadro dışı bıraktıkları, yaratıcı ilk 11’i derken Ünal Aysal’ı gitmemesi için ikna etmek istemiş. “Galatasaray deyince aklıma Ünal Aysal geliyor” demiş. Ah be hocam bu nasıl densiz bir laf? Sanki Metin Oktay dedik, sanki Prekazi, sanki Tugay Kerimoğlu dedik.  Yine de “Prandelli ilk tercihimiz değildi” diyen başkan için “Onun sayesinde Galatasaray’dayım” demek bayağı büyük bir gönül ister, tebrikler.

***

Kaybolmayan sprey
Geçtiğimiz Dünya Kupası’nda hayatımıza giren ve taraftarın tıraş köpüğü diye dalga geçtiği sprey, kanserojen bir madde olan paraben içerdiği için Almanya’da yasaklanmış.

Futbolcunun refleksi hep durumu lehine çevirmeye yönelik çalışır. Fakat serbest vuruş kullanılırken bir futbolcunun nasıl olur da bu kadar işi bir arada yapabildiğine şaşarsınız. Genelde bir eli koruma amaçlı malum bölgede, bir eli rakip taraftarın formasını çekirtirir; aynı anda omzuyla yanındakini oyun dışı bırakmaya çalışırken küçük adımlarla da topa doğru seyirtir. Bu kaybolan sprey sayesinde en azından minik adımlarla öne doğru gelmeler kesilmişti. Ülkemizde yasaklanır mı bilmem ama muhtemelen görüş “Bize bir şey olmaz abi” yönünde olabilir.