Geçen yazımızda yatırım yetmezliğine değinmiştik. Bu sorun, beraberinde büyüme yetmezliğini getiriyor. Bu sorun nedeniyle,.....

Geçen yazımızda yatırım yetmezliğine değinmiştik. Bu sorun, beraberinde büyüme yetmezliğini getiriyor. Bu sorun nedeniyle, hem ulaşılan büyüme oranları göreli olarak daha düşük düzeyde kalıyor hem de kalıcı büyüme sağlanamıyor. Bu ise bir refah göstergesi olan kişi başına düşen gelir düzeyinin istenilen düzeylere çıkartılamaması anlamına geliyor.

İşte büyüme yetmezliği nedeniyledir ki, aşırı değerli TL kuruna rağmen, dolar cinsinden kişi başına gelirin artış hızı giderek gerilemektedir. 2006 yılında dolar cinsinden kişi başına gelirde gerçekleşen yüzde 9.4'lük artışın 2007'de yüzde ı.5'e düşmesi beklenmektedir (Tablo 1).

60. Hükümet programında 2013 yılında kişi başına gelirin 10 bin dolar olması hedefleniyor. Yani, bugüne kadar gerçekleştirilen kesintisiz ekonomik büyümenin sürdürülerek 2013'te bugünkü 400 milyar dolarlık düzeyinden 800 milyar dolarlık bir düzeye çıkacağı, o günkü tahmini nüfusun 80 milyon olacağı, dolayısıyla kişi başına gelirin de 10 bin dolara ulaşacağı öngörülüyor.

Bunun gerçekleştirilebilmesi için, öncelikle aşırı değerli TL politikasının ve sıcak para girişinin sürdürülebilmesi gerekiyor. Bu gerekli ancak yeterli değil. Yeterlilik koşulunun sağlanabilmesi için, yatırım yetmezliği sorununa mutlaka bir çözüm bulunmalıdır. Ancak görülüyor ki ufukta böyle bir umut gözükmüyor. Dolayısıyla, 2013 yılı sonunda kişi başına düşen gelirin 10 bin dolar olacağı öngörüsü havada kalıyor.