Akkuyu Nükleer Santralı’na ilişkin yaptıkları başvurunun 4 buçuk yıldır ele alınmadığını belirten nükleer karşıtları AYM'ye dilekçe verdi. 27 Nisan'da nükleer yakıtın geleceğini hatırlatan nükleer karşıtları, başvurunun daha fazla geciktirilmeden ele alınması gerektiğini belirtti.

Büyüyen tehlikeye AYM seyirci kalıyor
Akkuyu’ya 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtın gelmesi bekleniyor. (Fotoğraf: AA)

Gökay BAŞCAN

Adil yargılanma haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurunun 4 buçuk yıldır bekletildiğini belirten nükleer karşıtları ikinci kez Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvuruda bulundu. Yüksek mahkemeye sunulan dilekçede, Akkuyu Nükleer Güç Santralı’na 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtın geleceği göz önünde bulundurularak başvurularının daha fazla geciktirilmeden ele alınması ve ihlal kararı verilmesi talep edildi. Başvuruyu yapan Avukat Arif Ali Cangı, “Başvurumuzdan bu yana 4,5 yıl geçmiş olmasına karşın hiçbir işlem yapılmaması Anayasa’ya aykırı” dedi.

Nükleer santralın bölgeye vereceği zararların ve adil yargılanma haklarının ihlallerinin tek tek sıralandığı başvuru 4 buçuk yılı aşkın zamandır AYM’de bekliyor. AYM konuya ilişkin hiçbir adım atmazken Akkuyu NGS reaktörlerinin inşası ise sürüyor. Son olarak ise 27 Nisan’da ilk nükleer yakıtın geleceği duyuruldu. Tüm bu gelişmeler ışığında AYM’nin geçen süre zarfında hiçbir işlem yapmamasına dikkat çeken Avukat Arif Ali Cangı, önceki gün AYM'ye ikinci başvuruyu yaptı. Cangı başvuruda, “Başvuru konusu Akkuyu NGS projesi ile ilgili çok önemli gelişmeler olmuştur. Konuyla ilgili gelişmeleri aktarma, başvurunun bir an önce ele alınmasını sağlamak amacıyla bu ek dilekçeyi göndermek zorunda kalıyoruz” dedi.

ÇÖKMELER YAŞANDI

Ekosfer Derneği’nin ‘Nükleer Enerji ve Türkiye 2022’ adlı raporuna atıfta bulunulan başvuru dilekçesinde, dünyada nükleerden vazgeçen ülkeler olduğu hatırlatılırken küresel elektrik üretiminde nükleer enerjinin payının azaldığına dikkat çekildi. Yine deprem riskine çekilen başvuruda, “TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın, santralın Ecemiş-Deliler Fayı ile bunun Akdeniz’deki devamı olan Biruni Fayı’na çok yakın olduğuna vurgu yapan yeni bir akademik makaleye dayandırdığı açıklaması Akkuyu Nükleer Santralı’nın deprem riskine karşı yeterince değerlendirilip değerlendirilmediği konusunu gündeme getirdi” ifadeleri yer aldı. Ayrıca yapılan araştırmaların ülkede nükleer enerjiye hayır diyenlerin oranın yüksek olduğu ve nükleer enerjinin yenilenebilir enerjilere kıyasla çok daha pahalı olduğu belirtildi. NGS’nin yapıldığı zeminin çökme çatlaklar olduğu hatırlatılan dilekçede, “Bu çökme ve çatlaklar, henüz binlerce tonluk ağırlıklar yerleştirilmeden önce bile oluştuğuna göre, santraller çalışırken bu olgular yaşanırsa, çok büyük felakete yol açacağı açıktır” denildi.

WIKIPEDIA'DAN KOPYA

Yine AYM’ye sunulan başvuru dosyasında gazetemiz yazarı Özgür Gürbüz’ün yazısına dikkat çekildi: “Başvuruya konu yargılamada düzenlenen bilirkişi heyetinin hazırladığı raporun Kyoto Protokolü’yle ilgili bölümü Wikipedia’dan kopyalanmıştır.”

Dilekçede, son olarak deniz suyunun ısınması sorununa dikkat çekilerek, şöyle devam edildi:

“Son dönemde, küresel ısınma sonucunda önümüzdeki 20 yıl içinde Akkuyu alanı da dahil Akdeniz’de deniz suyu sıcaklığı ortalamasının 30 dereceyi geçeceği öngörülmektedir. Bu durum Akdeniz’den alınacak soğutma suyu sıcaklığının santrali soğutmaya yetmeyeceği uyarıları yapılmaktadır. Akkuyu NGS için 20-24 derecelerde olması gereken soğutma suyunun 30 derecelerde olduğu Akdeniz'den alınması mümkün değildir. Ayrıca çekilen soğutma suyunun dışarı devir daim edilirken 40 derecelere ulaşması nedeniyle deniz suyunun kümülatif olarak ısınacağı öngörülmektedir.”

SEÇİM YATIRIMI

BirGün’e konuşan Avukat Cangı, aceleyle nükleer yakıt getirme işlemini ‘seçim yatırımı’ olarak değerlendirdi. "Nereden, nasıl geldiğinin, hangi önlemlerin alındığının bilinmediğini" söyleyen Cangı, “Nükleer gibi ciddi bir işi şova çevirdiler” dedi. Cangı şu ifadeleri kullandı: “Başvuruya konu Akkuyu Nükleer Santralı tüm Akdeniz havzası için büyük risk yaratan bir projedir. 6 Şubat’ta yaşanan büyük deprem ile birlikte olası riskler tahammül edilemez boyutlara ulaşmıştır. Bugünkü kuşaklar ve gelecek kuşakların sağlıklı yaşamı için bu projenin gerçekleşmesine izin verilmemelidir. Gelişmeler karşısında başvurumuz hakkında bir an önce karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıdaki açıklamalarımız ile birlikte başvuru dosyamızın ele alınmasını, kabul edilebilirlik ve ihlal kararı verilmesini talep ediyoruz.”

***

ÇED RAPORU HUKUKA AYKIRI

Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) için verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada ‘‘sağlıklı çevrede yaşama hakkının korunması için zorunlu olan adil yargılanma hakkı ihlali’’ yaşadığını belirten nükleer karşıtları AYM’ye başvurdu.Egeçep, Sinop Çevre Dostları Derneği ve beraberinde halk sağlığı uzmanı ile yüksek jeofizik mühendisinin de aralarında bulunduğu 13 kişinin 2018 yılında yaptığı başvuruda özetle şu ifadeler yer aldı:

•Bilirkişi keşfinde pek çok usul hukukuna aykırılıklar yapılmıştır.

•Keşifte pek çok usul hukukuna aykırılıklar yapılmıştır.

•Akkuyu NGS ÇED sürecinde bilgiye erişim ve karar alma süreçlerine katılım sağlanmamıştır. Düzgün ve adil olmayan yargılama nedeniyle adalete erişim de gerçekleşmemiştir.

•Ayrıca başvuruda, ‘Duruşma öncesi Cumhurbaşkanı’nın ‘Rahatsız olsanız da olmasanız da biz nükleer enerjiyi yapacağız’ sözlerinin adil yargılamayı olumsuz etkilediği konusunda başvurucularda kaygıya yol açmıştır. Bunun dahi adil yargılanma hakkı ihlali olarak değerlendirilmesi gerekir” ifadeleri yer aldı.