Ülkemiz 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçimlere doğru hızla ilerliyor. Geride kalan bütün seçimlerden yine/yeniden daha farklı bir sandık mücadelesi olacağı kesinleşti. İktidarı elinde bulunduran AKP bu kez biraz “arızalı” görüntüsü veriyor. Çünkü daha önceleri sandıklara yönelik ulvi düşünceleri hep sonradan ortaya çıkardı. Oy verme tamamlanır, sandıklar açılır, oy pusulaları sayılır, seçimler sonuçlanır doğal […]

Ülkemiz 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçimlere doğru hızla ilerliyor. Geride kalan bütün seçimlerden yine/yeniden daha farklı bir sandık mücadelesi olacağı kesinleşti.

İktidarı elinde bulunduran AKP bu kez biraz “arızalı” görüntüsü veriyor. Çünkü daha önceleri sandıklara yönelik ulvi düşünceleri hep sonradan ortaya çıkardı. Oy verme tamamlanır, sandıklar açılır, oy pusulaları sayılır, seçimler sonuçlanır doğal olarak AKP kazanırdı.

Aradan kısa bir zaman geçince birtakım uygunsuzluklar -buna yasa dışılıklar da denilebilir- ortaya çıkardı. O zaman Üsküdar ilkesi devreye girerdi:

-Atı alan Üsküdar’ı geçti!

Bu sefer at daha Üsküdar’da tökezledi!

Dudullu da hileli seçmen kayıtları ortaya çıktı. Bu durum açık olarak gösteriyor ki, AKP eski formunda değildir. Atlar yorgun. Atı alacak olanlar acemi seyisler arasından seçilmiş.

Sadece Üsküdar’da değil ülkenin her yerinde bu yorgunluk kendini hissettiriyor. Başkaları da bunu görebiliyor. Mesela CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel çok güzel şekilde gördü.

Kayseri Melekgazi’de Ayşe Ekinci adlı seçmenin 1854 yılında doğduğu, 165 yaşında olduğu ve ilk kez 31 Mart Seçimlerinde oy kullanacağı tespit edildi. Bu görkemli yaşanmamışlık Yüksek Seçim Kurulu kayıtlarına geçmiş bulunuyor.

Bir de 149 yaşındaki Zülfü adlı (soyadı henüz verilememiş) delikanlı seçmen yer alıyor. Zülfü kardeş Urfa’da, 148 yaşındaki Ayşe kızımız da Aydın’da İLK KEZ seçimlere katılacak. Her ikisi de arkası mühürlü olmayan oy pusularından en yüksek oy alan partiyi tercih edecekler.

Bu muhteşem tabloyu beğenmeyenler var. Demokrasinin ırzına geçildiğini, hatta okunun çıkartıldığını düşünenler de eksik değil.

Neyse ki sağduyulu bir medya ağırlığı var. Ağır işitiyorlar. Ağırdan alıyorlar. Ağır ağır hareket edip sağırlığa varıyorlar. Bu yüzden sağır sultanlarım duyduklarını onlar duymuyorlar. Duymadıkları için de yazmıyorlar. Sadece duymadıklarını değil gördüklerini de yazmıyorlar.

Herkesin her şeyi bilmesi insanları mutsuz eder. Devlet büyükleri eskiden beri böyle düşünürler. Medya da böyledir. Şimdi daha bir böyle!..

Seçimler her zaman sadece seçim olmayabilir. Hatta siyasi faaliyet bile sayılmayabilir. Halk biraz hareket etsin de, obaziteye karşı bir başkaldırı olsun, sportif etkinlik hanesine yazılsın da denilebilir.

Hepsi demokrasiden umudun kesilmediğinin göstergesidir. İktidar, demokrasinin sandıklama bölümüne bağlı kalmayı seçiyor. Eğer sandıktan umudunu tamamen keserse, “ülkenin içinde bulunduğu durum” diyerek seçimleri erteleyebilir. Sonra da seçim isteyen herkesi “sandık teröristi” ilan edebilir. Üstün demokrasi kültürü buna elveriyor. Yaygın medya da böylesi tespitleri beş dakikada kavrayıp, tarihsel örneklerini dizi yazılar halinde yayınlayabilir.

O yüzden iktidarın seçmen devşirme devrimini iyi değerlendirip 31 Mart için olumlu düşünelim:

-Çağ atlama seçimi!